Bu yıl tarımsal açıdan özellikle Marmara Bölgesi kötü bir yıl geçiriyor. Geçen yıl zeytini vuran dolu büyük zarara neden olmuştu.  
Öyle ki sıkıntıyı aşabilmek için belediyeler devreye girmek zorunda kalmış ve üreticinin elindeki zeytinleri alarak zeytinyağına dönüştürmüştü. 
 Gemlik Belediyesi örneğin sıktığı zeytinyağlarını satışa çıkarmış, çevre belediyeler de satın alarak dayanışmaya katkı sağlamıştı. 

Bu kez umudunu incire bağlayan üreticinin hayalleri bir anda yıkıldı. Ne yazık ki son günlerde incirde ciddi bir dökülme olduğu yönünde feryatlar yükseliyor. 
İşte o sıkıntının yaşandığı merkezlerin biri olan Mudanya’da üreticiden gelen şikayetler üzerine harekete geçen Tarım İl Müdürlüğü ekipleri ile Mudanya İlçe Ziraat Odası personeli saha çalışması yaptı.
İncir üretiminin önemli merkezlerinden biri olan Işıklı Mahallesi'ndeki incir bahçelerinde tespit çalışması yapan yetkililer, ağaçlara takılan ileklerden kaynaklı döllenme problemi olan meyveleri tespit etti. Ki bu sorunun nedenini de büyük oranda ortaya koyuyor. 
Dün sabah Mudanya’da Işıklı’da incir üretimi yapan bir arkadaşımla çay içerken ne oldu da incirler dökülüyor bunun bir nedeni olmalı diye sordum. 
Şaşkın olduklarını ifade etti. Tam nedenini bilmediklerini ancak büyük zararla karşı karşıya olduklarını aktardı. Dökülmenin sebebinin döllenme döneminde yağış olmasının olabileceğini ifade etti. 

Aslında neler olduğunu Tarım İl Müdürlüğü’nün aldığı numuneler üzerinden yapacağı araştırma ile göreceğiz. Ancak üreticinin büyük bir hayal kırıklığı ve mağduriyetin içinde olduğunu söyleyelim. 
Burada üreticinin desteğe ihtiyacı var ve bunun devletimiz tarafından bir an önce planlanması da şart. 
Önemli bir not daha düşelim burada. Ürünün neredeyse yarısı bu sene olmayacak. 
Bu da incir fiyatlarının katlayacağı ve 50 TL’yi bulabileceği yönünde ifadelerini de duyuyoruz. Kara incirin bu yıl üreticisi kara bir dönem yaşıyor anlayacağınız. 
Geçen yıl Karacabey-Mustafakemalpaşa bölgesinde domates fiyatlarının maliyetlerinin bile çok altına düşmesi üzerine Türk Şeker devreye girerek bir nebze olsun üreticiyi rahatlatmıştı. Ancak gelinen noktada tarımsal planlamanın yapılmamasının maliyeti ülkeye de üreticiye de oldukça ağır oluyor. 

Tarım Bakanlığı başta olmak üzere devletin zaman kaybetmeden bir an önce kolları sıvayıp Türkiye’nin tarım planlamasını yapması hayati önem taşıyor.
 Planlı tarım hem üreticiyi hem tüketiciyi hem de devleti çok bilinmezlikten kurtaracak. Dahası hem üreticiyi hem tüketiciyi hem de devleti mağdur eden plansızlık maliyetinden de kurtulmuş olacağız. 
Tarım gibi dünyanın en stratejik alanında Türkiye gibi bir üretim merkezinin plansızlık yüzünden bu alanda olması gerekenden çok geride kalması kabul edilebilir bir durum asla değil.
 Bunu tersine çevirmek de o kadar zor değil. 

Türkiye alev alev!
Sebebi her ne olursa olsun korkunç bir felaketi yaşıyoruz. 
Manavgat yanıyor
Bodrum yanıyor
Alanya yanıyor
Kayseri yanıyor
Adana yanıyor
Osmaniye yanıyor
Marmaris yanıyor
Mersin yanıyor
Kozan yanıyor
Muğla yanıyor
Didim yanıyor
Kütahya yanıyor
Kocaeli yanıyor…
Sıcakların etkisi ya da kundaklama ya da daha beteri terör saldırısı. Sebebi her ne olursa olsun kahreden bir afetle, korkunç bir felaketle yüzleşiyoruz. Milyonlarca ağaç ve orman canlısı yanıyor. İnsanlar ölüyor. Ne yazık. Felaket ortasında canımız yanıyor ama bir noktanın altını çizmeden geçmeyelim. Buralar yeniden ağaçlandırılırken artık çabuk tutuşan ve görsellikten başka faydası olmayan çam dikmekten vazgeçelim.