BUSKİ’nin su faturalarını aylardır içeriğini bilmelerine rağmen suiistimal eden özellikle CHP ve İP,
Büyükşehir Belediye Meclisi’nin ilçe belediyeleri için toplanan katı atık bedellerini faturadan
çıkartmasıyla bir anda şaşkına döndü.
Özellikle CHP ve son bir aydır da İP, bu alanda ciddi bir şekilde istismar ve algı kampanyası
yürütüyordu.
Alinur Aktaş’ı hedef alan ve kamuoyunu yanıltıcı kampanyaya defalarca açıklama yaparak doğruları
anlatan BUSKİ ve Büyükşehir Belediyesi, maalesef tüm gerçekler ortadayken yine su faturaları
üzerinden yıpratma kampanyalarının hedefi oldu.
İşte Büyükşehir Belediye Meclisi’nin aldığı karar doğrultusunda dünden itibaren kesilen faturalardan
ilçe belediyeleri için toplanan katı atık bedelleri çıkarıldı.
Artık su faturaları ciddi anlamda düşecek. Faturalardaki düşüş oranının yüzde 30 civarında olduğu da
Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan açıklamada yer aldı.
Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı açıklama da bir kez daha gerçekler gözler önüne serildi. Yeni
tarifeye göre daha önce 56.50 TL olan bir su faturasının bedelinin 31 TL’ye iniyor.
Aylarca doğruları anlatan ancak istismarcı siyaset nedeniyle algı operasyonlarının hedefi haline gelen
Başkan Aktaş, yeni dönem hakkında yaptığı, “Katı atık toplama bedeli uygulamasına 1 Ekim 2020
tarihî itibariyle son verdik. Bundan sonra katı atık toplama bedelleri için vatandaş, ikamet ettiği ilçe
belediyesi ile muhatap olacak” ifadelerini kullandı.
Büyükşehir Belediye Meclisi’nin aldığı kararın ardından özellikle CHP il ve ilçe başkanlıkları ölüm
sessizliğine büründü. İP ise faturalarda ciddi bir indirim olduğunu ve bunun kendi eylemleri ile
gerçekleştiğini ileri sürdü.
Oysa gerçekler öyle demiyordu. Aylardır süren algı ve suiistimal kampanyası, ilçe belediyelerine
aktarılan ciddi bir kaynağın akıbetini belirsiz bir hale getirdi.
Büyükşehir Belediye Meclisi’nin aldığı kararın ardından AK Partili ilçe belediyeleri ardı ardına
açıklamalar yaparak. Katı atık bedelini vatandaştan istemeyeceklerini duyurdu.
Yani Ak Parti’nin yönettiği ilçelerde vatandaşlar katı atık bedelini ödemeyecek.
AK Partili Yıldırım, Mustafakemalpaşa, İznik ve Kestel belediye başkanları açıklamada bulunarak, bu
konuda hukuki bir düzenleme alınana kadar vatandaşlardan hiçbir şekilde katı atık bedeli
almayacaklarını açıklamıştı.
Burada dikkat!
CHP’nin üç belediyesi de ölüm sessizliğine büründü. Ciddi bir kaynaktan olma riski ile karşı karşıya
olan CHP’li belediyeler, konuyla ilgili tek satır bir açıklama yapmadı.
Malum yıllarca bu ülkede Dikili’nin komünist başkanının su bedeli olmadığı tantanasını yürüttü durdu
sol kesim. Bursa’daki 3 belediyenin ayağına kadar halkçılık yapma fırsatı gelmişken onlar ölü taklidi
yapmayı tercih etti.
Oysa sosyal demokrat olduğunu söyleyen sol belediyelerin milletin sırtından bir yükü alma imkanları
doğduğunda en önde gitmeleri beklenmez mi?

Sözde solcu özde kapitalist bu zihniyetin hariçten gazel okuma dönemi sona erip gerçeklerle
yüzleştiği anda halktan değil vesayetten ve kapitalden yana tavır alması çok da şaşırtmıyor bizi.
CHP İl Başkanı İsmet Karaca ve İP İl Başkanı Selçuk Türkoğlu’nun algı ve suiistimal kampanyasının
sonucu olarak ilçe belediyelerine yüklenen maliyet geçen yılın rakamlarına göre aylık 16 milyon lira.
Bu yıllık 200 milyon lira gibi bir bedeli oluşturuyor.
Üstelik Nilüfer ve Mudanya belediyeleri katı atık bedelini en yüksek belirleyen belediyeler. Oransal
olarak onların kaybı bu rakımın içinde daha yüksek yani. Gemlik Belediyesi’ni burada ayrı tutalım en
insaflılarından biri Gemlik…
CHP Nilüfer İlçe Başkanı Fırat Yılmaz, Nilüfer’de ciddi bir eylem yapmıştı su faturalarıyla soyulmak
istemiyoruz diye. Algı siyasetinde oldukça iyidir kendisi. Bir de faturaları işaretleyerek açıklama
yapmıştı. Bugün başlayan yeni dönemde iktidarda oldukları Nilüfer Belediyesi’nin yıllık katı atıktan
oluşan gelirinin 40 milyon liraya yakın olduğu biliniyor.
O nedenle de ses çıkarmıyorlar.
Vatandaşa bunu fatura etmenin yollarını arıyorlar şu anda. Şimdi aynı Fırat Yılmaz’ı İsmet Karaca’yı ve
Selçuk Türkoğlu’nu bu kez katı atık bedeli toplamaktan vazgeçmeyen ilçe belediyelerinin önüne davet
etsek.
O belediyelere tepki verseler. Bu zor süreçte vatandaştan bu bedelleri almayın deseler olmaz mı?
Hatta bir konteyner götürüp belediyenin önünde eylem yapabilirler ne dersiniz? Madem halk adına
siyaset.
Böyle bir fırsat gelmişken ve kamuoyunda da hassasiyet varken ilçe belediyelerinin önünde eylem
yaparak milletin biraz olsun rahatlamasına imkan sağlanır.
Yok biz sadece AK Partili Büyükşehir Belediyesi ve Alinur Aktaş düşmanlığı yaparız, gerisi bizi
ilgilendirmez diyorlarsa zaten millet numaralarını verir.
İsmet Karaca, bir basın toplantısıyla kendi belediyelerinin katı atık bedeli almayacağını ve
vatandaşlara külfet getirmeyeceğini açıklar mı?
İP, millet ittifakındaki ortakları CHP’nin belediyelerine de seslenerek bu bedelleri almayan der mi?
İşin enteresan taraflarından biri Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu…
Hani sol yumruğunu havaya kaldırıp her türlü eylemin içine bodoslama dalan. Ama kendi partisinin
rezilliklerini bir kez olsun görmeyen.
Su faturaları yüksek diye aylarca kendisi ve partisi yapmadıkları algı operasyonu bırakmadı. Şimdi
faturalar yüzde 30 katı atık bedeli olmadığı için geriliyor. Ancak ucu tabi CHP belediyelerine
dokunduğu için Nurhayat Kayışoğlu feryat ediyor.
Yine algı yine suiistimal siyaseti. BUSKİ ton başına fiyatı 1 TL düşürse 15 ton kullanan abone de 15 TL
indirim tutar.
Oysa, Nilüfer’de küçük bir bakkal dükkanı 69.3 lira ödüyor katı atık bedeli olarak. Ev aboneleri ise 21
TL. Mudanya’da bir manav mesela 55 lira ödüyor. Fotoğrafçı mesela 55 lira ödüyor. Ev aboneleri
13.90 TL ödüyor.
Yani faturalarda ciddi bir indirim yaşandı aslında. Şimdi ilçe belediyeleri de bu bedelleri vatandaştan
almazsa oldukça makul bir seviyeye geldi.

Nurhayat Altaca Kayışoğlu algı operasyonu çekmek yerine Nilüfer Belediyesi’ne Mudanya
Belediyesi’ne bu bedeller neden yüksek diye hesap sorsa olmaz mı? Olmaz tabi onlar kendilerine
solcu. Kahrolsun ABD diye slogan atıp gidip ABD’de doğum yaparlar mesala çocuklarını ikbali için.
Kim inanacak artık size. Yemiyor toplum bunları. Her an her bilgiye kolayca ulaşma imkanı varken bu
çamur siyasetinizi ancak yobaz solaklara yedirirsiniz. O Sözcü’den başka gazete okumayıp Halk TV’de
başka televizyon izlemeyen kesime.
Bir kez daha rezil olmanın sıkıntısını yaşıyor hem CHP hem İP… Zaten bundan başka siyaset te
üretemiyorlar. Çok yazık…