Bu memlekette hain sıkıntısı yaşanmıyor. Sürüsüne bereket bunların. Yine de nüfusa oranladığımızda çok şükür ki sayıları o kadar çok değil. Sakın yanlış anlamayın. Az da değil ha! Malum görüşün sokaklarında dolaşırsanız sık sık duyarsınız “İster ABD, ister Avrupa, isterse Yunan yönetsin bizi, yeter ki Tayyip gitsin!” diyen vatan haini sütü bozukları. Daha önce de yazmıştım. Biri “Kim gelirse gelsin, yeter ki bundan bizi kurtarsınlar.” demişti. Ona “bak üniversiteli kızın var. Gavur gelirse onun ırzına geçerler.” diyecek olmuştum da şerefsiz köpek “Tayyip’ten kurtarsınlar kızımı kendi elimle veririm.” demişti. Neyse belasını yüce rabbim verdi… 
Kuzey Kıbrıs bizden betermiş meğer. Vatan toprağını vermek isteyen birine yüzde 48,31 oy çıktı. Bu çok acı bir rakamdır. Gerçi buradaki yüzde 48 içinde neyin ne olduğunu anlayamayanlar da vardır. Yani adamın ne yapmak istediğini idrak edememiş olanlar. Neden bunu söylediğimi basit bir örnekle açıklayayım. Facebook’taki bir paylaşıma cevap yazan bir şahıs şöyle bir cevap yazmış;
“Resmi seçim değilmiş. Öyle dedi sağlık bakanı.”
Gazeteciyiz, araştırmadan laf söylemek olmaz. Yoksa rehber martavallarıyla köşe yazısı yazmaya kalkan bir zavallı durumuna düşeriz. Araştırdım doğal olarak. Meğer Sağlık Bakanımız “KKTC Başbakanı Ersin Tatar, resmi olmayan sonuçlara göre, Cumhurbaşkanı seçildi.” demiş. Bu zavallı da ya "Resmi olmayan sonuç" tabirini duymamış ya da okuduğunu anlama yeteneğinden mahrum. Bir başka ihtimal daha var tabii. Bal gibi biliyor da algı yönetimi yaratmaya çalışıyor. Her durum vahim. İşte böyleleri de var yani…
Neyse ki Kıbrıs bir badire atlattı.
Bu arada Mustafa Akıncı siyaseti bıraktığını açıkladı. İsabetli karardır. Darısı bizim kamuoyu araştırmacılarının başına. Ne demişti Adil Gür? 
Habertürk yazarı Kemal Öztürk, A&G Araştırma Şirketi Genel Müdürü Adil Gür’ün, "Adil Gür bana program çıkışında ‘Eğer Kıbrıs’taki seçimleri Türkiye’nin desteklediği Ersin Tatar kazansın, ben bu mesleği bırakacağım. Bir daha da bu konuda ekranlara çıkmayacağım. Kaybedecek hem de büyük bir fark yiyerek kaybedecek’ dedi.“ diye yazmıştı mesela.
Gerçi buna bir tevil gecikmedi. Adil Gür kendine yakın medyaya bir açıklama yaptı. Şöyle diyor: “Ben Kemal beye kesinlikle öyle bir şey demedim. Velev ki dedim, iznim olmadan böyle bir şeyin yazılması suçtur. Yarın Kemal Öztürk hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacağım.” 
Gazeteciye söylediğiniz şeyler yazılır kardeşim. Sana yazmama sözü mü vermişti?
Diğer bir tahminci de bir kanala abone olan şahıs. O da çok iddialıydı. Ne oldu beyler?
Bu tahmincileri yorumlamak kolay da ben söylemeyeyim. 
Siz karar verin.