Türkiye, tarihte de olduğu gibi yaşam hakkına kast eden alçaklara şimdi anladıkları dilden yanıt veriyor.

Barış Pınarı Harekâtı ile askeri gücünü ve iradesini gösterirken, bir gerçeği daha gözler önüne seriyor. Savaşmadan hakkını elde edemezsin.

Türkiye’de özellikle sol cenahta bir diyalog, diploması lakırdıları alıp başını gidiyor.

Kendi ordusunun haklı davasında seferini desteklemek ve birlik beraberliği göstermek varken vay efendim neden barışçıl yolla çözülmüyormuş.

Çözeydiniz 50 yıldır Kıbrıs sorununu. Çözebildiniz mi? Hayır…

Irak’ı, Suriye’yi, Afganistan’ı ve daha nicesini cehenneme çeviren alçaklarla neyi görüşeceksin.

40 yıldır Güneydoğu’daki terörü bitirmek için gitmediğin kapı, konuşmadığın kimse kalmadı. Çözebildin mi? Çözemedin.

Ne zaman ki tankını topunu askerini üzerlerine sürüp gırtlaklarına bastık, it gibi telef oldular ya da kaçık gittiler.

Bugün de Türkiye yapması gerekeni yapıp gücünü ortaya koyuyor.

Düne kadar Türkiye’nin üzerine çullananlar şimdi kınamakla yetiniyor.

Sabahtan akşama kadar kınasın dursunlar.

Hem neyi konuşacaksın bu alçaklarla.

Kurduğunuz şer düzenini, zalimlik düzenini yıkıyoruz.

Gelin bu düzenden vazgeçin mi diyeceksiniz?

Bu arsada daha size top oynatmayacağım, topunuzu kestirmeden kafanızı kırdırmadan gidin mi diyeceksiniz? Siz öyle deyince gidecekler mi sanıyorsunuz?

Sen ne anlatırsan anlat onlar istedikleri gibi anlayacak, çıkarları neyse ona göre hareket edecekler.

Sen anlattın diye fikirlerinden de domuzluklarından da vazgeçmeyecekler.

Ancak gücünü gösterirsen pısıp seslerini kesecekler.

Dün kimse yoktu yanımızda…

Hatta Arap Birliği, AB ve diğerleri tam karşımızda kınama ordusu kurmuştu.

Şimdi tam 6 Türk ülkesi birlikte hareket ediyor ve birlikte mesaj veriyor. Katar, Pakistan, Macaristan, Venezuela bizimle aynı safta yer alıyor. Yarın daha fazlası bu safta olacak.

Eğer diplomasi çözüm olsaydı Karabağ özgür olurdu. Eğer konuşarak işler çözümlenseydi, Filistin sorunu çözülürdü.

Bugün karşımızda olanlar dün topraklarımızı paylaşan alçaklar değil mi?

Vatanımızı postalları ile çiğneyip, namahremimize göz dikenler değil mi?

Bir gün hesaplaşma olacak elbette. Hesaplaşma olmadan helalleşme olmaz.

Hasılı her adımda daha da büyüyen bir ülkemiz olduğu için gurur duymalıyız. Her gün daha da güçlenen her gün daha fazla insanın umudu olan bir ülkemiz ve bayrağımız var.

İsteyen hasım olur isteyen dost.

Ama bu topraklarda yaşayıp bu milletin bir ferdi olarak devletine milletine hasım olmaya kimsenin hakkı da olamaz keyfiyeti de…

Bugün ordumuz seferdeyken, devleti ve milleti hedef alanları da kimse unutmamalı.

Yarın bu alçaklar bu ülkenin nimetlerinden faydalanmamalı. Bir daha ipi dışarda olan alçakların devlet yönetiminde yer almalarına imkân tanınmamalı ki bir 70 yıl daha sürünmesin devletimiz ve milletimiz.

Bugün ayağa kalkmışken devletimiz, sımsıkı sarılmak gerek. Bugün devletimiz ve milletimizden yana olmayanları da hiç şüphesiz nefes almasına fırsat vermemek gerek.

Var olsun kutlu devletimiz, var olsun büyük milletimiz, var olsun Muhammed’in ordusu…


Köfteci Yusuf yakışanı yapmış!
Tarım Bakanlığı gıdada tağşiş yapan firmaları zaman zaman kamuoyuna ifşa ediyor. Doğrusunu da yapıyor. Dileriz daha sık ve günü gününe da yapılar bu çalışmalar.

Son yayınlanan listede Bursa’nın önemli markalarından biri olan Köfteci Yusuf’ta vardı. Firmanın kullandığı ve Aktürk Gıda Akaryakıt Nakliye ve Tic.Ltd.Şti.'ye yaptırdığı Naturel Sızma Zeytinyağı'nda tağşiş tespit edilmişti.

İşte Tarım Bakanlığı’nın açıklamasının ardından gözlerin çevrildiği Köfteci Yusuf dün bir açıklama yaparak kamuoyundan ve müşterilerinden özür diledi. Zeytinyağı yaptırdığı firmayla ilişkisini kestiğini kamuoyuna duyurdu.

Köfteci Yusuf yakışanı yaparak çıkıp özür diledi. Oysa o listede yüzlerce firma var ve bunların bir kısmı da önemli markalar.

Bu alanda cezalar ciddi şekilde artırılmalı. Hiç firma yaşasın, istihdam masalları anlatmaya gerek yok. İstihdam sağlıyor ticaret yapıyor diye milletin sağlığı ile gıdasıyla oynayanlara müsamaha edilmemeli.

Bir kaz daha yakışanı yapan Köfteci Yusuf’un örnek davranışını alkışlarken, bu tür büyük markaların alım yaparken mutlaka testlerini yaptırmaları ve bu tür olumsuzlukların içinde adlarını kirletmemeleri gerektiğini hatırlatalım.