SON DAKİKA
Hava Durumu

“Temiz medya, temiz siyaset” modası

Yazının Giriş Tarihi: 09.07.2020 20:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.07.2020 20:03

Ergenekon, Balyoz, Ay Işığı, Sarı Kız, Yakamoz, Askeri Casusluk ve diğerleri FETÖ’nün, 2007 yılında başlattığı operasyonlar ve davalarının isimleri bunlar.

Hepiniz hatırlarsınız; operasyonlar öncesi FETÖ’nün medya örgütlenmesi olan Taraf, Bugün, Zaman gibi yazılı basını, Stv, Kanal Türk gibi görsel basını, çeşitli takma isimlerle hesap oluşturan sosyal medya ayağı; önce operasyon konusuyla ilgili kamuoyunu hazırlardı.

Taraf yazarı Mehmet Baransu, bavullar dolusu belge açıklar, açıklanan belgeler FETÖ’nün köşe yazarları tarafından taksim edilmişçesine paylaşılır, bu yazarlardan büyük baş olanları (Baş yazar) operasyona konu kişilerin, “hainliklerini” baş yazara özgü üslubuyla ve ustalıkla kaleme alır, göbeğini yerinden oynatırcasına gülerek ve eğlenerek tv lerde canlı yayınlara konuk olarak çıkar anlatırdı, diğer köşe yazarları da; olayla ilgili geçmişte neler olduğu ve hatta bundan sonra neler olacağını bizlere bildirir, kamuoyu “evet böyle olmuş” kıvamına geldikten sonra, yargıda ki FETÖ’cü hainler, iddianame hazırlar, emniyetteki FETÖ’cü polisler operasyona gider ve ülke çok büyük bir tehlikeden bu “kahramanlar” sayesinde kurtulmuş havası verilirdi.

Mit müsteşarı Hakan Fidan’a kurulan kumpasta, Gezi kalkışmasında, 17/25 Aralık darbe girişiminde de, Mit tırları davasında da aynı yöntem ve aynı sistematik yalan propaganda kopyala yapıştır şeklinde devam etmişti.

FETÖ’cü medya, FETÖ  (Küresel Emperyalizm) için, olmazsa olmazdı, en etkili silahtan daha etkili, en geniş çaplı mermiden daha tahripkar sonuçları medyası sayesinde alıyordu terör örgütü.

Kimimiz, bu operasyonlar zamanında, kimimiz biraz daha geç olmak üzere; bu açıklanan belgelerin sahte, montaj, uyduruk belgeler olduğunun farkına vardık.

FETÖ’nün medya örgütlenmesi, örgütün en çok parayı akıtarak kurduğu organizasyonuydu. Çünkü, etkili, sürekli ve popüler isimlerin eliyle halka sunacakları yalan, en iyi bilinen gerçeği bile şüphede bırakacak cinstendi. Bazen sadece evrakta yapılan sahtecilik, göz boyama gibi yöntemler yeterli kalmadığında, operasyon yapılan yere; operasyonu yapanlar tarafından yerleştirilen “belgeler”, operasyona uğrayanların en mahrem hal ve durumları, yine yalanlarla süslenerek bizlere servis ediliyordu. 

Terör örgütünün devleti tam olarak ele geçirmeye çalıştığı o yıllarda yine terör örgütünün yazar çizer tayfasının kaleme aldıkları sözde köşe yazıları da hafızamızın bir köşesinde yer etmiştir.

Mehmet Baransu adlı hainin yazı dizileri, Fuat Avni kod adlı casusun dünyaya servis ettiği gizli bilgiler, Nazlı Ilıcak adlı kıdemli hainin üslubuna bile yansıyan “devlet biziz” duruşları, Adem Yavuz Aslan’ın FETÖcü yargı ve emniyetten aldığı bilgilerle kaleme aldığı iğrenç yazılar ve kitaplar dün gibi aklımızda. FETÖcü bu yazar çizer tayfa, durumu o kadar ileriye taşımıştı ki; iddianame yazılmadan iddianame okumuştuk bu hainlerin köşesinde, operasyonda göz altında olan kişi sorgulanırken ne ceza aldığını bile yazıyordu bu hainler. İsimsiz mektuplar hep bu yazarlara geliyor, isimsiz ihbarlar da savcılara ulaşıyordu.

Zor hem de çok zor günlerdi, çok şükür Cumhurbaşkanımız ve Devlet Bey’in üstün gayretleriyle ve 15 Temmuz günü milletimizin can siper hane duruşuyla bu beladan kurtulmak üzere ülkemiz.

Ülkemizin medya adına da en kirli, en haysiyetsiz dönemiydi o yıllar.

Bu yazının yazılmasının bir diğer nedeni de, şehrimizin yıllardır yayın yapan gazetesi Olay’ın baş yazarının köşe yazısındaki başlığı anlama çabası.

 Ahmet Emin Yılmaz adlı bu “baş yazar” “temiz medya için ilk adımı yargı attı” şeklinde bir yazı kaleme aldı. İnsan, inanmadığı bir başlık attığında başlıktaki çelişkiyi bile göremez hale geliyor demek ki.

Ben gazeteci değilim, köşe yazarı hiç değilim. Sadece okumayı seven, ülkemin sıkıntılarını kendisine dert edip bir şeyler yapma gayretinde olan bir faniyim.

Ama gazeteci olmamam, temiz medya kavramını bilmemem anlamına gelmez. Eğer bu baş yazar gerçekten temiz medya istiyorsa, sipariş üzere kaleme kaldığı ve emriyle iki yazarına daha yazdırdığı linç yazılarını, hedef gösterme yazılarını, yalan ve iftira dolu o saçma nüshaları alıp, önce ayna karşısında sonra okuyucu karşısında özür dilemesi gerekir.

 Eğer gerçekten temiz medya gibi bir arzusu varsa; yalan yanlış dedikodularla köşe yazmaktan, yazdıklarıyla yargıyı etkileyip “yargı göreve” pankartını köşe yazısına saklama gayretinden vazgeçmeli, eğer gerçekten temiz medya istiyorsa bu baş yazar; patronların şahsi menfaatleri için belediyeleri göklere çıkarma veya yerlere batırma gibi algı oyunlarından kaçınacak, gerçekten temiz medya istiyorsa bu baş yazar ilk önce maaşını aldığı patronunun hayat hikayesini köşesinde yazmakla başlayacak temizliğe ki, bizde bu temizliğin işçisi olup su taşıyabilelim, yoksa yazdıkları kuru gürültü, havaya sıkılmış slogan olarak Bursa’nın havasını kirletmekten başka bir işe yaramaz.

FETÖ eylemlerine katılımla ismini duyurup ardından 10 milyon TL’ye medya devi kuran arkadaşın medyası da, Olay medyayla ver kaça girdiği günden bugüne köşe yazılarının başlığı bile kopyala yapıştır oldu. Hani Baransu medyası manşet yapar Nazlı Ilıcak medyası aynı başlığı gazetesine koyardı ya ona benzer bir tesadüfle bu medya devi arkadaşın yazarı, Cennet Yüzer Cankılıç hanım efendi de çok büyük bir tesadüfle neredeyse aynı başlıkla köşe kaleme aldı.

 Cennet hanımın yazısının başlığı da “bu temiz siyaset, temiz medya kavgası nasıl başladı”. Hay Allah, acaba nasıl başladı? yardımcı olayım mı Cennet hanım,  Bursa’nın FETÖ avcısı lakaplı gazetecisini “fetöcü, tetikçi..” diye hedef gösterdiğiniz yazılarla mı başladı ? yoksa “yargı göreve” diye satır arasına sıkıştırdığınız niyetinizle mi başladı ? yok yok, taraftarı gözüküp alttan alttan diğer adaya çalıştığınız gün mü başladı? Ya da ilçe belediye başkan adayının danışmanı olup “hiç yüzünü görmediğim ilçe başkanı” itirafınızın olduğu gün mü? Ya da partiliniz bir ilçe başkanının kapalı grup bir yazışmasını kamuoyuna ifşa ettiğiniz gün mü başladı bu temiz siyaset, temiz medya özleminiz?

Sizde, hangi gün başladığını düşünün, sonra Olay medyayla ortak, yeni bir yazı kaleme alın (ama bu defa çok çakılmasın ortaklık) , çok özel bir soru sorsam, bu Olay medyayla ortak başlık atarken yöntemi nasıl belirliyorsunuz ? misal cümleler ayrı ayrı seçilip her grubun yazarına taksim mi ediliyor ? merak benimkisi, temiz medya merakı.

Ben gazeteci ve köşe yazarı değilim ama Bursa’daki gazeteci ve köşe yazarlarının bir kısmının içine düştüğü bu kirli durumu ve vıcık vıcık olmuş “temiz medya” naralarını duyunca, görünce halime şükrediyorum.

Selam ve saygıyla.

  

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.