Dershaneler kapatıldıktan ve Teog sınav sistemi yürürlüğe girdikten sonra, dersine girdiğim 8. sınıflarda, ‘Test kitabı alacak mıyız’ diyen öğrencilere ve velilere şunu söylüyordum: benim dersimde gerek yok. ‘Bu sistem bilginizi değil, anlama ve yorumlama kabiliyetinizi ölçüyor. Test çözmek yerine kitap okumanız daha faydalı’ diyordum.

Gerçekten sistem, öğrencinin okul dışında, dershanelere ve diğer para tuzaklarına için yem olmaması, vatandaşa ilave ekonomik bir külfet olmaması için öngörülmüştü. 4 sene boyunca yapılan tüm Teog sınavlarındaki sorulara bakacak olursak okul derslerini iyi anlayan, başarılı bir öğrencinin yapabileceği sorular olduklarını gördük.

Ben bir süre inadıma devam ettim. Ama yayınevlerinin okullarda yaptıkları deneme sınavlara giren öğrenciler kah acemice hazırlanmış bilgi soruları ve kah –kanaatime göre- bilinçli olarak yanlış sorular sorarak velileri ek test kitabı ve yayın almak için manipüle etmişlerdir. Velilerin gözünde test kitabı aldırmayan öğretmen çalışmayan öğretmendi. Sonunda ‘testopat’ yetiştirme sürecine katılmak zorunda kaldım. Bu konuyu ‘Teogratik Cinayet’ başlığıyla bu köşede yazdım. (http://sehirmedya.com/yazarlar/teogratik-cinayet/)

Dershanelerin kapatılmasından sonra hülle olarak açılan dershanenin yerini dolduracak etüd merkezleri kapatıldı. Öğrencilere test kitabı ve yardımcı kaynak aldırılması yasaklandı. Sorular olabildiğince basitleştirildi. Ama hala sektör tüm canlılığı ile ayakta durmaya devam etti. Hatta bırakın ortaokulu, ilkokuldan başlayarak öğrenciler kıytırık bir sınav için senelerini harcayacak şekilde manipüle edildiler. Okulların, öğretmenlerin başarıları salt teog puanı ile değerlendirilir oldu. Öğrenciler Teoga yararı olmayan hiçbir aktivitenin içinde bulunmak istememektedirler. Okullar salt Öğretim Kurumu ve bu öğretim de salt teog sınavına endekslenir oldu.

Cumhurbaşkanının açıklamasının biçimi, yeri ve zamanı bana göre uygun olmasa da, birçok defalar bu köşede yazdığım gibi; Türkiye’de Erdoğan’ın altındaki bürokrasi görev ve sorumluluğunu ancak O’nun köpürmesi sonrasında hatırlıyor. Gazi mahallesinde silahlı sol örgütlerin uzun namlulu silahlarla gösteri yaptıklarını hatırlıyorum. Birkaç gün hiç kimse müdahale etmemişti. İlçe emniyet müdürü, kaymakam, il emniyet müdürü, vali, içişleri bakanı, başbakan… hiç kimse bir şey yapmamıştı. Ta ki Erdoğan köpürdü. ‘Polis neden müdahale etmiyor? Dağıtın şunları’ demesinden sonra bir günde yerle yeksan oldular. Milli Eğitim bakanı yok mu? Milli eğitimde uzmanlar yok mu? Var, ama Gazi mahallesinde de bir sürü kurum ve bürokrasi vardı. Cumhurbaşkanından sonra ancak Teogun zararlarını fark etmişlerdir.

Şimdi ne diyorum biliyor musunuz?

Cumhurbaşkanımız hazır, eğitim- öğretim konusuna eli değmişken, Allah rızası için şu üniversiteye giriş sınavındaki diploma notu adaletsizliğine de müdahale etsin. Dün gece kızım ile, özel okul mezunu ile devlet okulu mezunu ve aynı sayıda netleri yapan öğrencilerin sıralamalarını karşılaştırdık. Özel okulların öğrencilerinin mezuniyet puanının en az 10 puan fazla olduğunu varsaydık. Aslında ortalaması çok daha fazladır. Sıralamaları yüzde 10 -20 arasında değişiyor.

Ya diploma notunun ve okul puanının sıralamaya etki etmesinin önüne geçsinler.

Ya da öğrencilerin aldıkları notların gerçekçi olup olmadığını denetlesinler.  Eğer notlar gerçekçi ise de devlet okullarını başarısız addetsinler. Başarısızlık sebeplerini araştırsınlar ve sorumlulardan hesap sorsunlar. Olmazsa daha önce dile getirdiğim gibi devlet okullarını özelleştirsinler. Başka bir çözüm de özel veya devlet okullarının sınavlarını Milli Eğitim Bakanlığı yapsın ve değerlendirsin.

Teog yerine gelen sistemi bilmiyorum. Umarım yeni bir ‘test sınavı’ değildir. Üçüncü sınıftaki bebeleri bile testopat yapan sistemden kurtulup başka bir tuzağa yakalanmayalım.

Tüm 8. Sınıf öğrencilerine ve velilerine mübarek olsun.