SON DAKİKA
Hava Durumu

Terör demek istemedi!

Yazının Giriş Tarihi: 15.03.2019 21:15
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.03.2019 21:15
Yeni Zelanda’da Cuma vakti camiye yapılan canice silahlı saldırıda ölenlerin sayısı bu yazı yazıldığı sırada resmi makamlarca 48 olarak açıklanmıştı. Tedavi altında olan ve durumları ağır olarak değerlendirilen onlarca insan var daha…

Buna rağmen, Yeni Zelanda Emniyet Müdürü Mike Bush bu vahşeti ilk başta terör olarak adlandırmayı ısrarla reddetti ve şüphelinin Yeni Zelanda ya da Avustralya istihbaratlarınca tanınmadığını öne sürdü. Aynı saatlerde bir açıklama yapan Avustralya Başbakanı Scott Morrison caniyi "Avustralya vatandaşı, aşırı uçta sağ kanat terörist” olarak tanımlıyordu. Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern ise bunu memleketin en kara günlerinden biri olarak nitelendirip "Bunun sadece bir terörist saldırı olarak adlandırılabileceği açıktır." dedi.

Yeni Zelanda Emniyet Müdürü Mike Bush ancak bütün bu açıklamaların uluslararası haberlere düşmesi ve yoğun tepkilerin ardından, güç bela “Saldırı terör kapsamında değerlendiriliyor.” Açıklamasını yapabildi.

Brenton Tarrant adlı teröristin sosyal medyada kendisini düşük gelirli bir aileye mensup İskoç, İrlandalı ve İngiliz karışımı bir “beyaz” olarak tanımladığı açıkça biliniyor. Bu açıklamayı sosyal medya hesabından yapmış.

Durun! Daha bitmedi. Bu cani yayınladığı manifestosunda Yeni Zelanda’ya planlama ve eğitim için geçici olarak geldiğini ve saldırıyı yürütmeye karar verdikten sonra orada kaldığını açıklıyor…

Daha önce bir vesile ile yazmıştım. Irkçılar dünya çapında örgütlendi. Çoğu artık görevde olmayan eski askerler bunları eğitiyor. Aralarında halen görevde olan asker ve polisler de var. Küçük gruplar halinde bir araya gelseler de aralarında iletişim var. Yani hücre sistemi ile çalışıyorlar. Başta CIA ve MI5 olmak üzere gizli servisler bu oluşumu biliyor. Ne var ki, uzaktan izlemekle yetiniyorlar hatta belki de destek bile veriyorlar. Bu grupların ortak özelliği ırkçı olmalarının yanı sıra İslam karşıtı da olmaları…

Ben bu kadarını öğrenebildiysem elbet bizim gizli servisimizin de bundan bilgisi vardır. Uluslararası ortamda gerekli çalışmalar yapılıyordur elbet.

Neyse, biz bu vahşetteki en önemli noktaya geri dönelim.

Bilindiği üzere bu cani esasen saldırıyı yaparken Bangladeş kriket takımını da hedef alıyordu. Böylece daha çok ses getirecekti. Sadece on dakika ile kurtuldular.

İki cami saldırısı arasında da bir miktar zaman geçmiş. Yeni Zelanda polisi hiç uyarı yapmamış! Ne kadar ilginç değil mi? Uyarı saldırılar bittikten sonra yapılıyor.

Terörist canlı olarak ele geçti…

Böylesi iyi planlanmış, organize ve “geliyorum” diye bağıran bir katliamın soruşturmasına değineceğim. Bu soruşturma uluslararası bir soruşturma haline getirilmelidir. Tüm İslam ülkeleri ve Müslüman cemaati de taraf olmalıdır. Saldırı İslam’a yapılmıştır ve bu gibi saldırıları planlayanlar hiç azımsanamayacak sayıdadır. Bu örgütlenme ortaya çıkartılmalı, dünya kamuoyunun gözleri önüne serilmelidir.

Soruşturma olaya bir türlü “terör” diyemeyen Yeni Zelanda Emniyet Müdürü Mike Bush ve ekibine bırakılamayacak kadar ciddidir.

Brenton Tarrant’ı kimler eğitti? Yeni Zelanda’da onu barındıranlar, yardım edenler kim? Soruları ilk başta sorulmalı ve bu terör hücrelerini deşifre edecek, ırkçı-anti İslamcı caniler inlerinden çıkartılıp yargılanmalıdır. Onlara yardım ve yataklık edenler de tabii.

Allah İslam aleminin yardımcısı olsun!
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.