Kamu yöneticilerinin ve özellikle belediyelerin en önemli görevi vatandaşların sıkıntılarına çözüm bulmak. Sıkıntı baş göstermeden ya da oluştuğu anda hızla müdahale ederek çözüm bulmak.

Zaten yıldızı parlayan ve öne çıkan yöneticilerin sihirli formülü de budur. Bakın şimdi size Mudanya Tirilye’den iki örnek anlatayım.

Malum Tirilye Belediyesi, Bursa bütünşehir olduktan sonra belediye olmaktan çıkmış ve mahalle olarak Mudanya‘ya bağlanmıştı. 2014 seçimleriyle birlikte belediyeye veda etmişti Tirilye. O günden sonra da ciddi bir hizmet alamadığı gibi her geçen gün geriye giden bir tarihi belde olarak yürekleri sızlatıyor.

Tirilye’de mezarlıklar dolmuş durumda. Tirilye’nin son Belediye Başkanı olan Ali ağabey (Turan) önceki gün telefon konuşmamızda anlattı.

Tirilye’nin tarihi bir mezarlığı var oysa. 9 bin 600 metrekare civarında. Hali hazırda 30-40 mezar da var orada. Yeni mezarlıklar açıldığında buradaki mezarların bir bölümü oraya taşınmış. Sonrasında kullanılmamış ancak artık ihtiyaç olmuş durumda.

Mezarlığın duvarlarının bir kısmı Tirilye Belediyesi zamanında yapılmıştı. Girişinde de tabelası duruyor.

Statüsü mezarlık olan bir yer başka bir maksatla kullanılamıyor. Konunun Mudanya Belediye Meclisi’ne getirilerek buranın tekrar mezarlık olarak kullanıma açılması gerekiyor. Ancak bugüne kadar bu konuyla ilgilenen kimse olmadı olmuyor maalesef.

İkinci konu ise yine Tirilye Belediyesi döneminde Lofçalı İsmail Efendi’nin torunu Kerim bey tarafından belediyeye bağışlanmış bir arazi var.

Jandarmanın hemen karşısında. O dönem Tirilye Belediyesi mevcut imkânlarıyla 400-500 bin lira harcayarak altına su deposu yapmış üstüne de 5 dükkanla 5 kademe biriminin yer alacağı binalar. Halen burada itfaiye binası da hizmet veriyor.

Neyse bir süre önce Kerim beyin torunu bu araziyi geri istiyor belediyeden. Mudanya Belediyesi bunun üzerine araziyi geri vermek için bu binaların yıkılması için çalışma başlatıyor.

Oysa Tirilye Belediye Meclisi’nin bu konuda aldığı kararlar var. Bağışlayan ailenin dilekçesi var. Bunların hepsi Mudanya Belediyesi’nin arşivinde var.

Yaklaşık bin dönümlük araziyi bağışlayan aile için o dönem yapılan bir imar kolaylığı da var.

Bunları bir kenara iten Hayri Türkyılmaz, kamunun hakkını savunmak ve sonuna kadar bu hakkın peşinden mücadele vermek varken araziyi geri verme eğilimine giriyor.

Ali Başkana sordum neden böyle oluyor Tirilye’deki meseleler diye. Kendisi çok net bir cevap verdi, “Belediye başkanı Tirilye’de Ali Turan ismini silmek için ne yaptıysa yok etmeye çalışıyor.

Oysa cebimden yapmadım ben bunları. Milletin kaynakları ile millete hizmet etsin diye yaptım. Beni sevip sevmemesi başka bir şey milletin imkanlarını böyle çar çur etmesi başka bir şey. Benim yaptığım ne varsa yok etmek için olağanüstü bir çaba gösteriyor Hayri. Ama onlar benim değil milletin... Millete ayıp bu. Yazıklar olsun. Bu durumu Mudanya ve Tirilye halkının vicdanına bırakıyorum”

Malum kısa bir süre önce de Tirilye Belediye binasını misafirhane yapmak için harekete geçmişti Mudanya Belediyesi. Bu konuyla ilgili de Ali Başkan tepkili. Belediye binasının tepeden tırnağa yenilediklerini, oranın hizmet birimi olarak kullanılması gerektiğini, iki şarkıcı yatacak diye böyle bir tarihi yok etmenin anlamının olmadığını ifade ediyor.

Ali başkana hak vermemek mümkün mü?

Devlet öfkeyle, inatla ve kişisel hırslarla yönetilmez. Memlekette her bireyin hakkını korumakla mükellef olan bir belediye başkanı, milletin imkanlarını yok etmeye kalkmamalı.

Hiç mi iyi bir şey yok diyenlere…

CHP Bursa’ya yönelik eleştirilerimiz bazen “Hiç mi iyi bir şey yok” tepkileri almamıza da neden oluyor. İyileri de yazıyoruz bulabildiğimiz ölçüde ancak tabi o doğruları bugünkü CHP Bursa’da bulmak oldukça güç.

Malum kısa bir süre önce meclis üyelikleriyle ilgili bir makale kaleme almıştım. Bursa Büyükşehir ve ilçelerde meclis üyelerinin halkta aldıkları oyların karşılığını vermediğini ifade etmiştim.

Maalesef belediye meclis üyeleri halkla halkın sorunlarıyla ilgilenip sürekli halkla esnafla ve toplumun tüm kesimleriyle irtibat halinde olmaları ve meseleleri meclislere taşıyarak çözüm aramaları gereken bir vazifeyi üstleniyorlar. Ancak bunu yapanların sayısı o kadar az ki.

Bugün konumuz CHP olduğu için CHP’den kendi içinde tutarlı iki örnek vermekte yarar var. Birincisi halkla her zaman iç içe olduğunu gözlemlediğimiz Yıldırım ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Şahin Sevinç diğeri ise Büyükşehir Meclisi’nde doğru bildiklerini sık sık ortaya koyan, açıklama yapan ve mücadele veren Osmangazi ve Büyükşehir Belediye Meclis üyesi Ercan Korkmaz.

Ercan Korkmaz’la başlayalım. Bursa’da avukat olarak tanınan ve bilenin bir isim. Büyükşehir Belediye Meclisi ve Osmangazi Belediye meclisinde zaman zaman sesini yükseltiyor. Mücadele veriyor. Doğru bulabiliriz yanlış bulabiliriz ancak seçmeninden aldığı oyun hakkını vermeye çalışıyor.

 Bazı açıklamalarına katılmadığımız oluyor bazılarına da katıldığımız oluyor. Ancak bir şekilde görevini layıkıyla ve kendi mahallesinin bakış açısıyla kendi görüşlerini de ekleyerek yerine getirmenin mücadelesini veriyor.

Öne çıkıyor olması nedeniyle CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal ve İl Başkanı İsmet Karaca dahil belli bir kesimin hedefi de olan Korkmaz, birikimi ve becerileri ile onları da bertaraf etmeyi başarıyor.

İkinci örnek yakın bir zamanda bütün medyada karıştığı bir olay nedeniyle manşetlere çıkan Şahin Sevinç. CHP geçmişi çok olmasa da CHP’lilere solculuk dersi veriyor adeta. Her an sokaklarda her an vatandaşla birlikte.

İtirazlarının büyük kısmına katılmasam da temsil ettiği kesimin görüşlerini sık sık ortaya koyuyor, çözüm bulmak içinde çaba harcıyor. Dahası her kesimle ilişki kurarak sonuca daha kolay ulaşmanın yollarını dav buluyor.

Samanlı Mahallesi’nde bir yıkım sırasında ağzından çıkan sözler nedeniyle kendi mahallesinde bile tepkiyle karşılansa da mücadele vermesi açısından kayda değer bir meclis üyesi.  

İşin enteresan tarafı ise CHP adına Bursa’da siyaset eden 2-3 meclis üyesinden ikisi olan her iki isme de CHP içinden oldukça fazla tepki de geliyor. CHP’liler kent adına yapılan siyasetten pek hoşlanmıyor. Onlar kendi içlerine yönelik siyaset yapanları, mezhepçi yarışmacı olanları daha çok seviyorlar.

Meclis üyeleriyle ilgili değerlendirmelere devam edeceğiz.