Yüksek Seçim Kurulu kararı kesindir. Öyle onun bunun, Avrupa’nın, ABD’nin laga luga etmesiyle değişmez. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gelen Pagan aklı evvellere de söyleyeyim; AİHM’in öyle bir yetkisi yoktur ayrıca reddedilmeleri de kesindir. Çıkacak yaygara sadece dış basında yer alacak üç beş haberden ibarettir. Bu haberlere bir örnek olarak Britanya Resmi Haber Kuruluşu BBC’yi örnek gösterebiliriz.

Malum BBC, İmamoğlu’nu konuşturmuş, sabah haberlerinde ve web sitesinde YSK’nın kararı için bas bas bağırıyor;

“Treacherous!”

Onlara “Siz kendi hükumetinize bakın. Gemisi olmayan şirkete taşımacılık ihalesi verdiniz, Brexit’i yüzünüze gözünüze bulaştırdınız, parlamentonuz komedi sahnesine döndü.” Demeyeceğim. Britanya zaten kazan gibi kaynıyor. Sadece “Haydi oradan, küstah! Haddini bil!” demekle yetineceğim.

Neden bahsettiğimi daha iyi anlamanız için önce dediklerini bir açıklayayım;

BBC, haberlerinde Türkiye aleyhinde iyice atıp tuttuktan sonra Ekrem İmamoğlu’nu konuşturmuş. Kararla ilgili olarak “Treacherous!” demiş. Onu geveliyorlar. Bilmem dikkate alıp hakkında YSK’ya hakaretten işlem başlatırlar mı ama size bu kelimenin ne anlama geldiğini söyleyeyim; “Kalleşçe, kancıkça…” demek.  Bilmem dikkate alıp hakkında YSK’ya hakaretten işlem başlatırlar mı ama size bu kelimenin ne anlama geldiğini söyleyeyim; “Kalleşçe, kancıkça…” demek. Yani utanmaz herif YSK kararı hakkında “Bu kalleşçe, kancıkça bir karardır.” Diyor. BBC de bunu bağıra bağıra veriyor, destekliyor. Haberde aynen şöyle deniyor:

“Ama Nisan'da İstanbul'un Belediye Başkanı olarak onaylanan CHP'li Ekrem İmamoğlu kararı kalleşçe olarak nitelendirdi.”

İngilizlerin Devlet Radyo ve Televizyonu BBC’nin Türkiye muhabiri Mark Lowen ise bu kararın İmamoğlu’nu güçlendirdiği ve seçimleri daha büyük farkla kazanacağını iddia ediyor. Bu Mark Lowen denen adam ayrıca YSK kararıyla ilgili olarak Ak Parti’nin de kendi içinde bölündüğünü söyleyerek bir başka algı yönetimini de sahneye koymaya çalışıyor.

Diğer yandan, bizim Kemal’i de bir paniktir aldı.

Oyun bozuldu.

Bu oyunun sahnelenmesinde payı olup da destek sözü veren yabancılar acaba hâlâ o desteği verecek mi? Nasıl bir tezgâh planlanacak? Başarı şansı var mı? Gibi sorular bazılarının kafasında dönüp duruyor.

İstanbul’da yenilenecek olan seçimin sonucu çok da önemli değil aslında. Esas olan yasa dışı kirli bir tezgâhın ortaya dökülmüş olması. Önemli olan burada suçu olanların derinlemesine araştırılıp işin köküne inilmesi.

Bakalım nerelere gidecek?

Diğer bir soru da; yeni hazırlanan tezgâhlar neler acaba?

Bekleyip göreceğiz ama hazırlıklı da olmak gerek. Algı yönetimi, ekonomik saldırılar falan malum da, dağarcıklarında başka ne mene Şeytanlıklar var?

Bunları hiç gevşek bırakmaya gelmez.