KESK’e bağlı Eğitim-Sen’in dağılmasıyla Bursa’da Türk Eğitim-Sen’e geçen ve dönemin yönetimi tarafından oldukça fazla itibar gören sol görüşlü üyeler, MHP’ye yakınlığı ile bilinen Türk Eğitim-Sen’den ayrılarak Eğitim-İş Sendikası’na gidiyor.

Şu an İP İl Başkanı olan Selçuk Türkoğlu’nun Türkiye Kamu-Sen Bursa Temsilcisi ve Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı olduğu dönemde KESK, Eğitim İş ve Aktif Eğitim-Sen’le birlikte çok sayıda eylem yapılmıştı.

 Türkoğlu’nun Bursa’da İsmail Konçuk’un genel başkanlıktan ayrılmasının ardından yeniden eski yapısına kavuşan Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen’de etkinliklerini ve güçlerini kaybeden sol görüşün temsilcileri, sendikaların yetkili olamaması üzerine bu kez emaneten geldikleri Türk Eğitim-Sen ve Türkiye Kamu-Sen’den istifa etmeye başladı.

Türkoğlu’nun İP İl Başkanı olmasıyla birlikte Türk Eğitim-Sen’den ayrılanlara MHP’den ayrılarak İP’e geçen ekibe yakın olan isimler de katıldı. Ancak sendikadan istifa edenlerin Eğitim-İş Sendikasına geçmeleri oldukça ilginç.

Eğitim-İş, sol sosyalist öğretmenlerin oluşturduğu bir sendika. Bölücü ve aşırı sol olanlar KESK’te devam ederken, daha ortaya yakın sol sosyalistler kurmuştu Eğitim-İş’i KESK’ten ayrılarak.

Bugün Eğitim-İş’e İP’in enteresan bir ilgisi var. Ağustos 2020 tarihinde Bursa’ya atanan Eğitim-İş Sendikası Bursa Şube Başkanı Özkan Rona’nın yakın arkadaşı Yeliz Toy, sendikanın Mart 2021’de yapılması gereken kongresinin Ekim 2020’ye alınarak henüz 2 ay olmuşken Bursa’ya geleli sendika başkanı yapıldı. Tabi Özkan Rona’nın isteği ve desteğiyle.

Kongreye Eğitim-İş’in yakın olduğu CHP ve diğer sol partilerden il başkanı ya da yönetici pozisyonunda kimse katılmadı. Sadece İP İl Başkanı Selçuk Türkoğlu ve ekibi katıldı. Türkoğlu orada bir de konuşma yaptı.

Çekilen fotoğrafların paylaşılmamasını istemiş duyduğumuzu göre Özkan Rona ve Yeliz Toy, İP yönetiminden. Hatta konuşma hakkı verilmesi de oldukça tartışmaya ve krize neden olmuş kongrede Eğitim İş üyeleri tarafından.

Diyeceğim o ki Eğitim-İş aslında İP’e yaklaşmıyor, İP illa onlara yanaşmak istiyor. Öyle ki ziyaretlerde nezaketen iki üç kelime söylense de ziyaretler öncesinde ya da sonrasında Eğitim-İş ve o gruplar İP’in temsil ettiğini söylediği kesimlere ağır sözler söylemekten ve mücadele etmekten vazgeçmiyor.

 Ne yazık ki muhafazakar kesimde olan solculara karşı kompleks İP’te zirve yapıyor.

Paralar faizde!

CHP’li Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, yine çok tartışmalı bir uygulama ile gündemde. Uzun zamandır Mudanya Belediyesi arsalarını satıyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun mahalleye dönüşen köylerin arazilerini satmayacakları gibi yönetime geldiklerinde satılanları da geri alacaklarını açıklamıştı.

Ancak Türkyılmaz göreve geldiğinden beri köylerden geçen onlarca araziyi sattı. 2020’nin başında borçları ödemek için satış yaptıklarını mecliste iki kez açıklayan Türkyılmaz, 2021’in ilk meclisinde satışların yeniden gündeme gelmesi karşısında yaptığı açıklama ile şaşkınlık oluşturdu.

Türkyılmaz, borç ödemek için hiç satış yapmadıklarını söyledi. Satışlardan elde ettikleri paraları bankada faize yatırdıklarını ve buradan da gelir elde edeceklerini ifade etti.

Milletin malını satıp faize yatırıyor ve bundan gelir elde etmeyi planlıyor CHP’li belediye başkanı. Bu nasıl bir anlayış bu nasıl bir kafa…

CHP’li Mudanya Belediyesi’nin birikmiş SGK ve vergi borcu var. Bunlar sürekli faizle yüklenirken, belediye parasını bankada tutuyor.

Oysa belediyeler ticari işletmeler değil. Yani belediyenin oluşturduğu kaynaklar millete hizmet için kullanılması gereken kaynaklar.

Sen belediyenin parasını bankada faize yatıracaksan, gelen ve oluşan kaynağı hizmete aktarmayacaksan neden belediye var?

MHP ve AK Parti’nin büyük tepkisine neden olan bu açıklamaların ardından MHP İlçe Başkanı Erkut Seymenler ve AK Parti İlçe Başkanı İnci Söğütlü de açıklama yaparak tepkilerini dile getirdi.

Kamuoyu şimdi Mudanya Belediyesi ve CHP’li Hayri Türkyılmaz’dan ihtiyacı olmadığı halde neden arazileri sattığını, gelen parayı hizmet etmek yerine neden bankada faize yatırdığını izah etmesini bekliyor.

Daha önce de bir çok kez söylediğim gibi Mudanya’ya çok yazık oluyor. İdeolojik kaygılarla verilen oylar Mudanya’yı ileriye götüreceğine sürekli geriye götürüyor.

Belediye maaşları çalışma barışını tehdit etmemeli

Asgari ücretin belli olmasından önce CHP’li belediyeler başlamıştı hükümeti hedef almak için asgari ücrette açık artırmaya.

Yeni yılla birlikte AK Partili belediyelerden de en düşük maaşla ilgili astronomik artışlar açıklanmaya başlandı.

Her ne kadar CHP’li belediyelerin asgari ücret üzerinden algı oluşturmak için asgari ücret vurgusu yapmada bunlar belediyelerde en düşük ücretler olarak alt sınır. Devletin belirlediği asgari ücretin üzerine belli bir oran ekleniyor. Bunun da alt ve üst sınırları var.

Büyükşehir Belediyesi 3995 lira, Osmangazi Belediyesi 3835 lira alt sınır belirlemiş durumda. Yıldırım Belediyesi’nde henüz anlaşma sağlanmış değil. Diğer belediyelerde de 3 bin liranın üzerinde bir alt sınır oluşmuş durumda.

Burada bir sıkıntı olduğunu ifade etmeliyiz.

Bursa’da ilçe belediyelerinde Osmangazi’nin belirlediğinden daha düşük olmamalı en düşük ücret. Bu çalışma barışını tehdit edecek bir durum. Buna bazı belediyelerin gücü yetmeyecektir diye düşünülebilir.

Bunun da en olabilir kriteri tüm belediyelerin birlikte sözleşme yapması olabilir. Bursa için bir tavan belirlenerek o tavan uygulamasına geçilebilir.

Çünkü aynı işi yapan eninde sonunda hepsi aynı kurum yani belediye çalışanı olan insanların ücretleri arasında bu derece fark oluşması kabul edilebilir bir durum değil.

Tabi belediyelerin personel rejimi de bir kez daha gözden geçirilmeli. Yeniden kriterler belirlenmeli. Ve belediye iştirakleri de bu kapsamda olmalı.