Tarihimiz acılarla, ihanetlerle, hak etmediğimiz ancak bize reva görülen zulümlerle doludur. Şöyle yakın coğrafyamıza baktığımızda yüzyıllarca adaletle, hakkaniyetle koruyup kolladığımız milletler, biz güçsüz düştükten sonra sırtımızdan nasıl vurdular. 

Bizde sadece İslam düşmanları Arap milletine bu durumu ihale etse de gerçek asla öyle değildir. Ermeniler örneğin yüzlerce yıl onlara sahip çıkan, kendinden ayırmayan Türk milletine 1910’lardan itibaren yapmadıkları ihanet, yapmadıkları kötülük kalmadığı gibi yüzyılı aşkın süredir büyük kin ve nefretle düşmanlık etmeye devam ediyor. Oysa Ermenistan, Türkiye sınırı olmasa ve Türkiye insanı tavrını göstermese kendiliğinden yok olacak durumdayken bile bunu yapıyorlar. 
Keza Bulgaristan ve Yunanistan içinde durum aynıdır. 100 yılı aşkın süredir Türk milletine olan kinlerini kusuyorlar. Türklere olmadık zulmleri yapıyorlar. Her ne kadar Bulgaristan’a durum biraz daha iyi bir boyuta gelmiş olsa da halen hayatta olan nesiller Bulgar zulmünü ve o insanlık dışı baskıları hatırlıyor. 

Türkan Feyzullah… Ya da bilinen ismi ile Türkan bebek…

Bundan 37 yıl önce Bulgaristan totaliter rejiminin insanlık dışı asimilasyon kampanyasına karşı soydaşlarımızın düzenlediği barışçıl bir gösteri sırasında annesinin kucağında şehit edildiğinde henüz 17 aylıktı. Zalim Bulgarrejimi17 aylık bir bebeği alçakça katletti o tarihte.

Evet Türkan bebek adı üstünde bebekti Bulgar zulmü tarafından şehit edildiğinde ama küçük yüreği ve bedeni ile haksızlığa ve baskılara karşı ismi devleşti. Bulgaristan’da yaşayan soydaşların özgürlük mücadelesinin sancağı oldu. O mücadelenin sonunda zalim rejimler yıkıldı ve bugün artık kendi milleti tarafından bile lanetlenir hale geldi. 

Türkan bebekten bugüne ve yarına kalan en önemli mesaj aslında güçlü olmamız gerektiğidir. Biz güçlü olunca milletimize kimse zulm edemez. Ama bunları unutup birbirimize düşer ve ülkemizi güçsüzleştirmek isteyenlere fırsat verirsek yine yeni Türkan bebeklerimize ağıt yakarız. 

Türkan bebek ve şehitlerimizi anıyor, milletimizin her ne nerede yapıyor olursa olsun tek ferdinin bile bir daha bu tür faşist saldırılara ve baskılara maruz kalmamasını diliyoruz.