SON DAKİKA
Hava Durumu

Türkçe ezan meselesi

Yazının Giriş Tarihi: 06.01.2020 22:59
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.01.2020 22:59

Türkçe ezan konusu zaman zaman gündeme gelir, gelmelidir de. Gençlerin de bilmesi babından önem ihtiva eder. Bunun bilinmesi, unutulmaması konusu çok önemlidir. Demokrasiden bahsedip, kendilerini en demokrat olarak tanımlayanların bir zamanlar bu millete yaptıklarının unutulmaması lazımdır. Unutulmamalıdır ki bu zihniyet bence halen değişmiş değildir. Pagan dininin yaratıcıları hâlâ bu milletin çoğunluğunun benimsediği İslam’ı mümkün olduğunca ortadan kaldırmak, hiç olmadı çarpıtmak, dejenere etmek için muhteşem bir çaba harcıyor. O çok beğendikleri ve demokrasi timsali olarak gösterdikleri memleketlerde okulların büyük bölümünün çeşitli kiliselere ait olması gerçeğini de yok sayıp bizde açılan imam hatiplere takıyorlar kafayı. İngiliz ilkokullarında her gün tekrar edilen Hristiyan ritüelleri değil, bizdeki bir okulda besmele çekilmesi rahatsız ediyor bunları. 
Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan’ın yazısını okuyunca irkildim. Durup durduk yerde çıkmış; “Kapanmış, bitmiş, eskide kalmış lüzumsuz bir tartışma: Türkçe ezan” başlıklı bir yazı yazmış. Şöyle diyor bu başlığın altında:
“Büyük bir hayretle karşılıyorum 70 yıl sonra 2020’li yılların en başında ekranlarda Türkçe ezan konusunun en ateşli tartışma konusu haline gelmesini ve getirilmesini.”
Ardından da posta koyuyor aklınca:
“Bir gidin işinize yahu! Ömrümüzü yediniz ömrümüzü!”
Ahmet Hakan! Sana sesleniyorum: Nereden çıktı şimdi birden bire bu konuya girmek ve “kapatın bu konuyu artık” diye post koymak? Biri talimat mı verdi?
İşimize gidelim ve geçmişi, geçmişte yapılanları unutturmayalım.
Bilen iyi biliyor ya gençlerin ve bilmeyenlerin öğrenmesi, bilip de unutanların hatırlaması açısından özetleyelim;
Türkçe ezan okunması 18 Temmuz 1932 tarihli bir Diyanet İşleri Başkanlığı genelgesi ile resmen ve tüm yurtta uygulanmaya başlandı. 1941 yılında ise Arapça ezan yasağı uygulamaya konuldu. Türkçe ezan uygulamasının ardından, Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi'nin 6 Mart 1933'te yayımladığı bir tebliğ ile salanın da Türkçe okunmasına karar verildi. 1941 yılında çıkarılan 4055 sayılı kanunla Türk Ceza Kanunu'nun 526. maddesine bir fıkra eklendi. Değişikliğe göre, Arapça ezan okuyanlar ve kamet getirenler, üç aya kadar hapsedilecek ve 10 liradan 200 liraya kadar para cezası ödeyeceklerdi.
Bu halk tarafından büyük tepkiyle karşılandı. Bursa en büyük tepkiyi gösteren şehirlerden biriydi. Tarihe geçen bir Bursa olayı vardır. Size onu özetleyeyim:
“1 Şubat 1933 tarihinde Ulu Camide kılman Cuma namazında
Türkçe ezan okumak istemeyen ve göreve gelmeyen müezzinin yerine cemaatten Topal Halil adlı kişi Arapça ezan okudu ve Kazanlı Tatar İbrahim adlı şahıs tarafından Arapça Kamet getirildi. Cemaat içerisinde bulunan sivil polis memuru Hamdi Efendi'nin bu duruma müdahalesi ile ortalık gerildi. Tatar İbrahim'in başını çektiği cami cemaatinden bir grup, "Dinini seven bizimle gelsin. Biz Türkçe ezan istemiyoruz. Arapça ezan istiyoruz" sloganları ve tekbir sesleriyle yürüyüşe geçti. Yeniyol'daki Evkaf Müdürlüğü önüne gelen kalabalık, ezan ve kametin İstanbul ve diğer şehirlerde olduğu gibi Bursa'da da Arapça okunmasını talep ettiler. Evkaf Müdürünün emrin yukarıdan geldiğini, kendisinin de bir şey yapamayacağını bildirmesi üzerine, arkalarına daha büyük bir kalabalık toplayan cemaat, Vilayet önüne toplanarak eylemlerine devam etti. Bu sırada binada bulunmayan Vali Fatin Bey'i beklemeye başladılar. Ancak olay yerine gelen polis kalabalığa müdahale ederek dağıttı ve birçok kişiyi gözaltına aldı. Böylece olaylar çok fazla genişlemeden bastırıldı. Gözaltına alman kişiler ertesi gün sevk edildikleri mahkeme tarafından serbest bırakıldılar. 
Ancak bu kararı veren Sulh Hâkimi Hasan Bey ve Müddeiumumi Sakıp Bey hemen sonrasında görevden uzaklaştırıldılar. Ayrıca Müftü Nurettin Efendi'ye işten el çektirildi. Daha önce serbest bırakılan kişiler de yeniden tutuklandı. Ulucami hatibi Hafız Tevfik Efendi de İstanbul'da tutuklanarak Bursa'ya gönderildi.
Daha birçok yerde birçok olay yaşandı, çok insan tutuklandı. Meraklısı araştırıp okur.
Ezanın Türkçe okunması 1950 Türkiye genel seçimleri sonrasında son buldu. Kanun değişikliği 16 Haziran günü halk meclis önünde destek amacı ile tepki vermeye başlayınca kabul edildi. Değişiklik aynı gün Celal Bayar'a telsizle gönderildi. Celal Bayar da derhal kabul etti.
Ancak, şöyle ki, bu değişiklikle Türkçe ezan yasaklanmadı, ezan dili serbest bırakıldı.
Arapça ezanın serbest bırakıldığı gün Bursa'da bir camide 7 defa Arapça olarak ikindi ezanı okunduğunu biliyor muydunuz?
İnananlar o derece hasret kalmıştı.
Şimdi de Ahmet Hakan çıkmış “Bırakın artık bu konuyu, gidin işinize.” Diyor. Ahmet! Sen git işine, tavla falan oyna…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.