Hz. Ali Kufe’de, Muaviye Şam’da iken, Kufeli bir tüccar erkek devesine yüklediği mallarını satmak için Şam’a gelir. Şam pazarında bir Şamlı, Kufelinin devesini sahip çıkar “ille de bu benim devedir” diye ısrar eder. Konu önce kadıya sonra Muaviye’ye intikal eder. Muaviye Şam pazarında kalabalığın içinde bütün kıvrak zekasını kullanarak devenin Şamlıya ait olduğunu ilan eder. Sonra erkek deveyi göstererek “bu deve dişi bir deve değil mi?” diye sorar. Şamlılar “elbette o dişi devedir” diye cevap verirler. Bunun üzerine Muaviye, Kufeli tücara dönerek: “Git o Ali’ye de ki, Muaviye erkek deveye, dişi dediğinde bütün Şamlılar da erkek deveye dişi deve demektedirler, kendini ona göre ayarlasın.
Doğrusu bu hikaye Kürtlerin durumunu izah etmeye elverişlidir. Kürt liderleri hangi yalanı söyleseler, onların yalanlarını kabule hazır bir kitlesi vardır. Kürt çoğunluğunun bu durumu elbette Kürt liderlerin işlerini kolaylaştırmaktadır. Ama Kürtlerin işlerini kolaylaştırdığı söylenebilir mi?
Kürtleri Türkiye ile savaştıran PKK liderleri ne diyor, “Türkiye Kürtlerin düşmanıdır, T. Erdoğan Kürtlerin düşmanıdır.” PKK’lıların bu iddiaları Muaviye’nin Şam pazarında erkek deveyi dişi deve ilan etmesi gibidir. Galiba Kürtlerin bu durumu değişmeyecek gibi görünmektedir.
İran, Irak ve Türkiye sınırları oluştuktan sonra, bu ülkelerin biri birleriyle rekabetlerinde Kürtler her zaman karşı tarafa bir silah olarak kullanılmaktadır. Bölgede yayılmacı bir siyaset uygulayan, Irak’ı ABD yarımı ile ele geçiren, Suriye’de ki örtülü işgalini görünür hale getiren İran, Türkiye’yi kendisinin en büyük rakibi gördüğü için olacak, Kürtleri en çok da PKK’lıları Türkiye’ye karşı cepheye sürmektedir. Elbette PKK’nın arkasında duran sadece İran değildir.  Ama bölgede süre giden rekabette, Türkiye’ye karşı İran’ın işini en çok kolaylaştıran örgüt PKK’dır. Şimdilerde buna Celal Talabani’nin partisi YNK’da (Kürdistan Yurtseverler Birliği) katıldı. YNK’dan Mele Bahtiyar: “İran, Türkiye’ye göre Kürtlerin dostudur. Halepçe katliamında da İran Kürtlerin yanındaydı” diyor.
Mele Bahtiyar, Irak’ta ki bütün erkek develeri dişi deve sayıyor. Kürtler de itiraz etmiyor, öyle öyle diyorlar. Oysa hatırlanmalıdır ki 1988 Nisan’ında Kürtleri Bağdat yönetimine karşı isyan ettiren ama o Bağdat hükümeti tarafından Halepçe bombalanırken bunu uzaktan seyreden İran olmuştur. İran kendi sınırları içindeki Kürtlerin isyanını acımasızca bastırırken, Irak Kürtlerini ayaklandırmış, Bağdat Hükümeti tarafından Halepçe yakılıp yıkılırken İran’ın hiçbir müdahalesi olmamıştır. Ama Kürt partileri arasındaki rekabet böyledir. YNK’nın rakibi Barzani liderliğinde ki Kürdistan demokrat Partisidir (KDP). KDP’nin Türkiye ile ilişkileri iyi ise KDP’nin rakibi YNK’da İran’ın yanında erkek develere “dişi deve” demeye devam edecektir.
Suriye’de iç savaş muhtemelen sona doğru yaklaşırken, Türkiye’de üç yıldır devam eden “çözüm sürecini” PKK liderleri, “Türkiye’de ki bütün develer dişidir” diyerek yeniden terör eylemlerini başlattılar. Türkiye içine kapanırsa Suriye ile ilgilenemez duruma gelirse bu durum Suriye savaşında en çok İran’ın işini kolaylaştıracak değil midir? PKK’nın İran uzantısı olan PJAK birden bire İran’da ki faaliyetlerini bitirdi. Çünkü İran ile iş tutan PKK varını yoğunu Suriye’de Türkiye’de sahaya sürdü. Bunun için “Türkiye ve T. Erdoğan Kürtlerin düşmanıdır” yalanı ortaya atıldı. T. Erdoğan’ın o çözüm sürecine yönelen bütün itirazları “bu yolda baldıran zehiri içerek devam edeceğim” diyen siyasetini bile yok saymaktadırlar. İşin garibi Kürtlerin büyük çoğunluğu, “Türkiye’nin T. Erdoğan’ın kendilerine düşman olduğu yalanına inanmalarıdır.
PKK ile iş tutan sol çevreler ile birlikte “Kobani efsaneleriyle” PKK terörü savunulmaktadır. “Kobani’de Türkiye Kürtlere yardım etmemiş.” Bu yalana inanmayan kaç Kürt kaldı? Kobani’de PKK ile IŞİD çatışırken, PKK çevrelerine göre “Türkiye mutlaka IŞİD’e karşı PKK’ya yardım etmeliydi aksi halde IŞİD’e yardım etmiş olacaktı.” Bu çevrenin hiçbir akıllısı, Türkiye 30 yıldır kendisine karşı terör eylemleri yapan PKK’ya nasıl ve niçin ardım edecektir sorusuna cevap vermemiştir. Buna rağmen Türkiye’ye kendi sınırlarında Kobani’ye PKK’lıların gidiş gelişine, Peşmergenin Kobaniye gidişine izin vermiştir. Bir günde 170 bin Kobanili Kürdü Türkiye kendi sınırları içine almıştır. Kobanili Kürtlerin çoğusu halen Türkiye’dedir.
Buna karşılık İran Suriye’de ki Kürtler için ne yapmıştır? Onları muhaliflere karşı ABD ile birlikte silahlandırmanın ve Suriye direnişini hançerlemenin dışında hiçbir şey yapmamıştır. Hemen her gün İran’da Kürtler idam edilirken yine de PKK’lılara göre İran değil Türkiye Kürtlerin düşmanıdır. PKK’lıların erkek develeri dişi deve sayan yalanlarına Kürtlerin çoğusu inanmaktadır.