SON DAKİKA
Hava Durumu

Unutulan 12 Mart Darbesi

Yazının Giriş Tarihi: 28.03.2016 05:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.03.2016 05:00
Aslında 27 Mayıs 1960 Askeri darbesi sol bir askeri darbe olmasına rağmen, solun içindeki bazı kesimler onu yeterli bulmazlar. Demokratik yolla istedikleri düzen değişikliğini yapabilecekleri hakkında da bu kesimin umutları yoktur. Genel olarak Türk solu böyledir. Halk desteğini sağlayabileceği hakkında bir umudu olmadığından daima bir askeri darbe ile iktidar olma hevesi öncelikli hedefleri olmuştur. Bu yüzden de 1936’larda Nazım Hikmet’in de içinde bulunduğu sol bir grup “askeri darbe yapma” hazırlığından yargılanıp mahkum olmuştur.

Askeri bürokrasi içinde Celil Gürkan, gazeteci yazar grubu içinde Doğan Avcıoğlu, bu askeri ve sivil kanadı organize edecek bir üst kurul olarak da yine 27 Mayıs askeri darbecilerinden Cemal Madanoğlu öncülüğünde bir örgütlenmeye gidilmiştir.

İşte bu sol darbeciler kendilerine model olarak Baas Partisinin darbe modellerini seçmiştir. Çünkü Basçılarda sosyalist, laik, ulusalcı bir dünya görüşüne sahip olmuştur. Baasçılar da seçimle iktidar olma umudunu taşımadıklarından; Mısır’da (1952),Suriye’de (1963) ve Irak’ta (1968) askeri bir darbeyle iktidara gelmiştir. Üstelik Türkiye’de askeri bürokrasi içinde sol görüşün giderek yaygınlaştığı iddiaları bu umutları takviye etmiştir. Sol darbecilerin görüşleri de büyük ölçüde sosyalizm, Sovyet tipi laiklik, Kemalizm’den oluşurken kendi görüşlerini Milli Demokratik Devrim (MDD) diye adlandırmışlardır.

1968’de başlayan öğrenci onu takiben hızla yayılan işçi olayları, grev, boykot, işgal, banka soygunları yaygınlaşmıştır. Sol grupların eylemlerinin bir düzen değişikliğine yol açacak kuvvette olmasına yönetici seçkinlerin inandıkları kuşkuludur. Ancak sol grupların arkasında daha çok SSCB’nin olduğu görüşü, eylemlerin gücünden daha büyük ölçüde kaygıya yol açmıştır. 1945’te SSCB liderinin Türkiye’den toprak istemesi, Montrö Sözleşmesinin değiştirilmesini talep etmesi SSCB hakkındaki kaygıların ana kaynağını oluşturmuştur.

Büyük bir gizlilik içinde yürüyen Madanoğlu liderliğindeki bu sol grubun hedefi bir askeri darbeyle 9 Mart1971’de yönetimi ele geçirmektir. Üstelik bu darbe hazırlığına dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler ile Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur’da el altından destek olmuştur. Ne var ki Kore Savaşına katıldığı için emsallerine göre daha kıdemli olduğu için Kara Kuvvetleri Komutanlığı bekleyen Faik Türün yerine sol Kemalist cephenin desteği ve Başbakan Süleyman Demirel’i de ikna etmeleri nedeniyle faik Türün yerine Faik Gürler’in terfi ettirilmesi ordu içinde ciddi bir mücadeleye yol açmıştır. Bu mücadelenin de muhtemelen bir sonucu olarak MİT elemanları Mahir Kaynak ve Mehmet Eymür, solun bu darbe çalışmaları içinde yer almışlar ve gelişmelerden Memduh Tağmaç’ı ve Faik Türün’ü haberdar etmişlerdir.

Bu sol darbe girişimi içinde olan orgeneral rütbesindekilerin dışında başta tümgeneral Celil Gürkan olmak üzere tümü Memduh Tağmaç’ın isteği ile resen emekli edilmiştir. Sol darbe hazırlığı içinde olanlar İstanbul’da Ziverbey Köşkü denilen binada o sırada 1. Ordu Komutanı olan Orgeneral Faik Türün’ün isteği ile sorgulanarak mahkemeye sevk edilmiştir. Bu sorgu esnasında sanıklara işkence edildiği iddiası uzun yıllar sol çevrelerin yazı ve konuşmalarında yer almıştır.

27 Mayıs 1960 askeri darbesinin sol bir içerik taşıdığı ve sağ iktidar partisi Demokrat Partiye (DP) karşı yapıldı, idari ve hukuki düzenlemelerle sol Türkiye’de güçlendirilmiştir. Sol Kemalizm’in hiçbir şekilde iktidar olamayacağı ön kabulü ile vesayetçi bir idari ve yargı tesis edilmiştir. Türkiye’de giderek yaygınlaşan sol silahlı terör eylemlerinin hazırlayıcısı olarak daima 27 Mayıs darbe düzeni ve düzenlemeleri görülmüştür. Çünkü seçilmiş iktidarın iktidar gücü, yüksek yargı organları ile büyük ölçüde sınırlandırıldığı gibi, TBMM Genel Kurul (milletvekilleri) ve Cumhuriyet Senatosu diye iki kısımdan oluşmuştur. Cumhuriyet Senatosundaki senatörlerde Halkın seçtikleri, Tabii senatör denilen 27 Mayıs’ın darbeci subayları kontenjan senatörü denilen Cumhurbaşkanı tarafından seçilenler diye üç kısımdan oluşurdu ve en saygın olanlar darbeciler yani tabii senatörler onları kontenjanlar ve saygınlık itibarı ile en altı sırada olanlarda halkın seçtiği senatörler idi.

9 Mart sol darbecileri tasfiye edildikten sonra, Memduh Tağmaç başkanlığında diğer kuvvet komutanlarının da ortak imzası ile hazırlanan bir muhtıra dönemin Başbakanı Demirel’e verilmiştir.

Özetle artan terör olaylarından hükümet kusurlu bulunmuş, bunun için başta anayasa olmak üzere yeni bir takım hukuki düzenlemeler ve tarafsız bir hükümetle bu tedbirlerin alınıp uygulanması istenilmiştir. Başbakan Demirel bu uyarı üzerine istifa etmiş. Hayatı CHP içinde geçen Nihat Erim hemen CHP’den istifa ettirilerek tarafsız diye Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından Başbakan yapılmış ve onun başkanlığında CHP ve Adalet Parti’li (AP) üyelerden oluşan bir hükümet kurulmuştur.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.