SON DAKİKA
Hava Durumu

"VURUN KARDAŞLAR VURUN"

Yazının Giriş Tarihi: 07.12.2021 20:19
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.12.2021 20:19

Metin Feyzioğlu bir zamanlar sol cenahın yere göğe sığdıramadığı bir isimdi. Adı CHP genel başkanlığı için sıkça haber olurdu. Feyzioğlu, hükümete, özellikle CB Erdoğan’a muhalefet ettikçe sol cenahtan gök gürültüsü gibi Alkışlar alırdı. Feyzioğlu, hükümetle en çok da CB Erdoğan ile düello etmekten vaz geçince sol cenahtaki bütün itibarını bitirdi. Çok ağır hakaretlere uğradı. Sol cenah tarafından, derhal, hemen, durmadan TBB başkanlığını bırakması istenildi. Ama o seçildiği sürenin sonuna kadar görevini bırakmadı ve 5 Aralık 2021’de girdiği Türkiye Barolar Birliği başkanlığı seçimini, 182 oya karşılık aldığı 156 oy ile kaybetti.
Baro seçimini Erinç Sağkan kazandı. Adında her ne kadar sağ terimi geçse de kendisi DHKP-C’nin avukatlarından birisidir. Sağ’lıkla zerre kadar ilgisi yoktur. İstanbul Cumhuriyet Savcısı M. Selim Kiraz’ın katillerine avukatlık yapmıştır. Bununla da kalmamış, eşcinselliğin Kur’an da yasaklandığını açıklayan DİB Ali Erbaş’a “Sesi çağlar öncesinden gelen şahıs” diye aklı sıra cevap vermiştir. Sağkan, Ali Erbaş bahanesiyle gönlünce ve doya doya Kur’an ayetlerine hakaret etmiştir. Ne kadar DHKP-C’li ve ne kadar LGBT’li olduğunu açıklamamış olsa bile onlara yakınlığını, onlarla hemhal olduğunu gizlemeyen birisidir.


Baro seçimlerinden sonra Sağkan’ın taraftarları, seçimin yapıldığı salonda, DHKP-C marşını söyleyerek sevinç naraları atmışlardır:


“Yolumuz devrim yoludur
  Gelin kardaşlar gelin
  Yurdumuza faşist dolmuş
 Vurun kardaşlar vurun.”


Sağkan’ın taraftarı olan delegeler elbette DHKP-C kamplarından gelmiş militanlar değildir. Bunlar basbayağı avukatlık ruhsatı olan kimselerdir. Hukukun ilkelerini, adaleti savunması beklenilen kimselerdir. Ancak onlar adaleti, hukuku bırakıp toplu halde vurmayı, linç etmeyi tercih ettiklerini göstermişlerdir. Böylece bu seçimle Barolar Birliği üzerindeki DHKP-C vesayetini resmileştirmiş oldu.


DHKP-C gibi bir terör örgütünün marşını, avukatların meslek kuruluşu olan Barolar Birliği delegeleri koro halinde söyleyebilmiştir. Bununla da yetinmemişler, kendileri gibi olmayanları faşist sayarak onları vurmayı vaad etmişlerdir. Hukukun bir tarafı sayılan avukatlar artık suçlu bildiklerini savunmayı, onların haklarını korumayı bırakmışlar, yargısız şekilde infaz etmeye yönelmişlerdir. Hukuk adına utanılacak bir sonuçtur. Türkiye böylece yüzyıl öncesine geri dönmüş oldu. Barolar Birliği bundan böyle Mahmut Esat Bozkurt’un ruhu ile donanmış olan Erinç Sağkan’a emanet edilmiştir. Barolar tarafsız ve bağımsız yargıyı savunmayacak, faşist dediklerini linç etmek için il, il, mahalle, mahalle linç kampanyaları düzenleyeceklerdir.


Sağkan Erinç’in seçim kazanması, DHKP-C’li delegelerini sevindirmekle kalmamış, muhalefeti de mutluluğa boğmuştur. Yavru muhalefetten İyi Partili Meral Akşener sevincini şöyle ifade etmiştir: "Değişimin ayak seslerini çok uzun zamandır söyleyenim ben. Onun için katılıyorum. Hayırlı, uğurlu olsun inşallah. İyi bir dönem olacak. Demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, adaleti, liyakati, şeffaflığı, hesap verilebilir olmayı mecbur hale getirecek bir değişim bu.”


Değişim böylece DHKP-C marşı ile başlamış oldu. Aynı safta yer aldığından, vurulma, linç edilme tehlikesi altında olmadığı için bu durumu Akşener, “demokrasi, hukukun üstünlüğü ve adalet” kavramları ile açıklamaktan çekinmemiştir. Zaten Mehmet Selim Kiraz’ı katledenler de bu kavramları sakız gibi çiğneyerek bu terörü işlemiş değiller miydi? Akşener gibileri, bu tutumları ile gövdelerini sağ kesimde bırakıp, oradan beslenmelerine karşılık, akılları ve fikirlerinin solda olduğunu, sol kesime çalıştıklarını bir kere daha göstermiş oldular.


Demek ki avukatlar üzerinde Barolar Birliğinin tekelini kaldıran, çoklu baro düzenini getiren yasa doğru bir tercihtir. Eğer bu yasa olmasaydı, şimdi bütün avukatları, LGBT’lilere ve DHKP-C’lilere yakınlığını, Kur’an’a düşmanlığını gizlemeyen birisi, temsil etmiş olacaktı.


Demek ki çoklu baro düzenlemesi aslında, savunmayı terör vesayetinden kurtarma çabası olmuştur. Avukatları terör vesayetinden, tekelinden kurtarmıştır. Hala Barolar Birliğinde olan ve terör vesayetinden rahatsız olanlar varsa artık orayı terk etmelidir. Ayrılırsak bizi de vururlar, linç ederler gibi evhamlara aldırış etmemelidirler. Hem orada kalıp hem de “terörle ilgimiz yoktur” demelerini kendi torunlarına bile anlatamazlar.


Çoklu baro düzeni ile Ak Parti kendi barosunu kuruyor, baroları siyasallaştırıyor diyenler bu durumda hangi tarafta yer almışlardır? DHKP-C’lilerin ve LGBT’lilerin safında yer almaktan utanmayanlar, orada olmayanları aşağılamaya devam ediyorlar. Çoklu baro düzenlemesi ile Ak Partili sayılanlar, “Barolar Birliğinden” yani DHKP-C’nin vesayetinden ayrılmışlardır. Sağkan’ı seçenler, Sağkan’ın seçilmesinden dolayı zilsiz oynayanlar DHKP-C vesayetiyle faşist dedikleri kesime karşı bütün baltalarını bilemiş olmalıdır.


Sağkan ve oynak delegeleri bilmelidir ki vurmakla, linç etmekle tehdit ettikleri darı ekmeye devam edecektir. Kuşların şamatası onları yolundan alı koyamayacaktır. Vurmazsanız namertsiniz. Vurun görelim selvi boyunuzu.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.