*Ahmet Arif şiiri

CHP’ de süren iktidar kavgasına Bursa fazlasıyla şahitlik ediyor,

Önce eski genel başkan Kılıçdaroğlu Bursa’da ziyaretler yaptı, bu hafta Ekrem İmamoğlu ve haftaya Mansur Yavaş şehrimize konuk olacak bu kavga başlı başına başka bir yazıya konu olmalı, biz İmamoğlu’nun ziyarette verdiği fotoğrafa biraz yakından bakalım.

Fotoğraftakileri tanımayan var mı? Tanıyan var mı?

İmamoğlu’nu otelin girişinde, kolları açık ve kucaklamak üzere hareket alan otel sahibi Cavit Çağlar tarafından karşılanıyor.

Kucaklamak kucaklanmak İmamoğlu’nun en temel siyasi söylemi.

İki figür birbirlerini kucaklarken fotoğraf karesinin tam ortasına; işi gücü olmayan, zamanını böyle gezilere adayan Mustafa Bozbey giriyor, fotoğraf çeken arkadaşın salladığı pişmiş kelleye gülümsüyor.

Gülümsemek Bozbey’in en temel siyasi söylemi.

“Bu fotoğrafta bir d eFaruk Çelik olsa ne kadar yakışır” diye düşünüyorum, gözlerim arıyor ama bulamıyorum, acaba otelin lobisinde mi? bilmiyorum.

Tam fotoğrafa bakarken radyoda Ahmet Arif’in şiiri okunuyordu.

Bunlar,

Engerekler ve çıyanlardır,

Bunlar,

Aşımıza, ekmeğimize

Göz koyanlardır

Tanı bunları,

Tanı da büyü..

Bu namustur

Künyemize kazınmış,

Bu da sabır,

Ağulardan süzülmüş

Sarıl bunlara

Sarıl da büyü

Adiloş bebem

Çoğu yazım uzun oluyor, olayları delilleriyle anlatmak, tarihsel bağlarını ortaya çıkarmak gibi bir yöntemi benimsiyorum.

Keşke, Ahmet Arif kadar güzel ve kısa mısralarla anlatabilseydim ama öyle bir yeteneğim yok.

Fotoğrafın çekildiği alan Mövenpick oteli yani Cavit Çağlar’ın oteli, otelin hikayesi bile kaç sayfa tutar, kısa geçelim.

Bu mekan aslında 3-4 katlı bir ev, Sayas’ın sahibi Salim Süter’den Cavit Çağlar satın alıyor ve oturmaya başlıyor.

Aklına nereden geldiyse “Bursa’nın sahibi benim, ben ne dersem o olur” diye hareket ederek burayı otel yapmaya karar veriyor, hortum işinden kalan yüz milyonlarca dolar boşta durmasın istiyor herhalde.

Zamanın belediye başkanı olan rahmetli Hikmet Şahin’den çok katlı otel yapmak için başvuru yapılıyor ve başvuru reddediliyor.

Daha sonraki dönemde, Osmangazi ve Büyükşehir belediyeleri bu ruhsatı veriyor, nasıl verdiği neler yaşandığını maalesef bilmiyoruz.

İşte bu enteresan hikayeli otelde açılıyor kollar ve kucaklıyorlar birbirlerini.

Yani bizi kucaklayacak halleri yok, elbette birbirlerini kucaklayacaklar onlar Beyaz Türk.

Otelin kısa hikayesi bu,fotoğrafın solunda yer alan Cavit Çağların bizleri etkileyen hikayesi? Yine çok kısa yazacağım.

Lise mezunu olmasına rağmen bankalardan sorumlu devlet bakanı olan Cavit Çağlar, sorumluluğunun gereğini yapıp önce kendisinin banka borçlarını “azaltmış”, ardından iki bankayı alarak içine hortum koyup hortumun bir ucunu kendi şirketlerine diğer ucunu bizim gibi gariban halka takmıştı, bizden “aldığını” şirketlerine taşımıştı.

Hatırlarsınız, banka hortumlamaktan ABD’ye kaçan orada tutuklanan ardından “5 milyon dolar vereyim konuyu kapatalım” teklifi sunup teklifi kabul edilmeyince bir süre cezaevinde yatıp sonra Türkiye’ye iade edilir, çok kısa bir süre Türkiye’de cezaevinde konuk edilen Çağlar’ın en meşhur olayı Hortum ’dur.

Siyaseten bir numarası yoktur, bakmayın siz yazdırdığı kitapta anlatılan hikayelere Çağların hayat hikayesi tek kelimeye sığacak çapta bir hayat.

Ha bu arada liyakat nasıl ama? Lise mezunu bakan ve bankalardan sorumlu, liyakatın dibi bu olsa gerek.

Dünya çok ilginç bir hal aldı, eskiden olsa böyle tipler sokağa çıkamazdı maalesef şimdilerde adının önüne “Beyefendi” yazmadan anılmıyorlar, ben yazmıyorum.

Fotoğrafın sağında duran şahıs, İstanbul’a hiç uğramadan İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı yapan Ekrem İmamoğlu.

Hani şu yerel seçim öncesi mal varlığını açıklamışta,değeri 50 milyon Amerikan doları olan 3 villasını listeye yazmayı unutmuş olan “halkçı, solcu İmamoğlu” Villası olmayana solcu denmiyor artık.

İmamoğlu eski bir spor yorumcusu, FETÖ’nün kapatılan TV kanalı STV’de FETÖ tarafından Fenerbahçe’ye kurulan şike kumpasını canı pahasına savunan videoları hala internette dolaşıyor.

Hani şu “İBB’de para kuleleri” vidolarını izlediğimiz İmamoğlu.

Bakmayın, “solcunun” fotoğrafın sağında, sağcının fotoğrafın solunda oluşuna bunların siyasi davası dolar, sağ sol fark etmez kim fazla dolar verirse o tarafa geçerler.

Devam edelim.

Fotoğrafın tam ortasında duran kişi Mustafa Bozbey.

Hala daha mal varlığını açıklayamayan Mustafa Bozbey bu fotoğrafta olmazsa olmaz.

Kendisi; yoksullara ev üretmek için kurulmuş kooperatiflerin arsalarına çöküp, o arsalara ilçe belediye başkanı olduğu dönemde imar vermesi ve bu yöntemle sayısı belli olmayan dairelere sahip olan Bursa Büyükşehir Belediye başkanımız.

Yine kendisi, Nilüfer belediye başkanlığı dönemde imar oyunlarını merakla oynamış hatta bu oyunları defalarca yargıda dosya haline getirilmiş bir şahıs.

Yine kendisi NilVak adlı bir vakıf kurarak her siyasi düşünceden müteahhidin yardımlarına mahzar olmuş bir şahsiyet.

İki katı kaçak okul yapacak ve işletecek çapta bir zeka ve ahlaka sahip bir şahsiyet.

Lise mezunu Çağlar’ın, bakan oluşunun liyakate ne kadar uygun olduğunu sormuştuk,

Mustafa Bozbey, tüm eş, dost, akraba, hısımı belediyeden maaşa bağlayacak derecede liyakat düşkünü bir şahsiyettir.

Dolayısıyla bu Beyaz Türklerin birbirlerini kucaklaması çok doğal bir olay, hepsi aynı tezgahtan çıkmış gibi değil mi? hepsi birbirinden dürüst ve namuslu mu? Yoksa hepsi paranın ve şöhretin esiri olmuş birer oyuncu mu?

Faruk Çelik bu fotoğrafta olmalı mı? Bence evet.

Neticede en az bunlar kadar zengin, kimse de sormuyor bu servet sürecini, en yakın iki arkadaşı fotoğrafta Mustafa Bozbey ve Cavit Çağlar, liyakat dersen hiç bilmediği anlamadığı iki bakanlığın başında bulunup ikisi de mahvetti sadece kendisi kazandı, banka ilişkisi desen Ziraat Bankası’nda YK üyesi, sizce de fotoğrafta olmayı hak etmiyor mu?

Açın radyonuzu bakın ne diyor Ahmet Arif

“Bunlar,

Engerekler ve çıyanlardır,

Bunlar,

Aşımıza, ekmeğimize

Göz koyanlardır

Tanı bunları,

Tanı da büyü..”