Suriye’de halkın devrim yaparak ülkesine sahip çıktığı, katil Esed’in Rusya’ya sığındığı saatlerde CHP eş genel başkanı Özgür Özel şöyle bir açıklama yapmıştı "Bir an önce Esad ile gerekli temaslar sağlanmalı.
Düşünün CHP’nin en tepesi böyleyse aşağısı nasıl olur? (Sıradan üyeleri ayrı tutarak yazıyorum).
Sonra Ufuk Uras’ın şu sözü aklıma geldi “Türkiye'nin en cahil kesiminin Kemalistler olduğunu düşünüyorum. Kendilerinden çok eminler ve kendilerini hiç geliştirmiyorlar. İşin ilginç yanı Kemalistler Mustafa Kemal'i de hiç bilmiyor.
Hoca doğru söylüyor hem cahiller hem kendilerinden çok eminler.
Bursa büyükşehir belediye meclisinde iki oturumdur bir piyes sergileniyor, piyesin başrol oyuncusu CHP sözcüsü Yücel Akbulut.
Yücel Bey, sanırım zamanının çoğunu sosyal medyada geçiriyor ve orada paylaşılan her şeyi gerçek sanıyor, birkaç ay önce yine bir konuşma yapmış konuşmanın internetten kopyala yapıştır olarak alındığını yazmıştım hatta sonunda Mustafa Kemal’e ait olduğunu sandığı uzunca bir sözü mecliste paylaşmış, biz “bu söz Mustafa Kemal’e ait değil” diye ispatlayınca zavallı bir şekil almıştı.
Yücel Akbulut’a bir kitap tavsiyesi vereyim, kitabın adı “Çalınan Dikkat” yazarı Johann Hari, kitap cep telefonu ve sosyal medya bağımlılığının insanların dikkatini nasıl çaldığını çok güzel ve örneklerle anlatıyor, sosyal medyada takılmak yerine zamanımızı kitap okuyarak geçirmeyi tavsiye ediyor.
Tavsiye ediyor ama CHP’li okur mu? Hiç sanmıyorum, Ufuk Hoca’da teşhisi koymuş zaten.
Şimdi CHP sözcüsü Yücel Akbulut ve saz arkadaşları son iki meclis toplantısında CHP Esenyurt belediye başkanı Ahmet Özer’in PKK’ya üye olmak suçuyla tutuklanıp, görevden alınmasını ve yerine kayyum atanmasını anti demokratik ve milletin iradesinin engellenmesi olarak yorumlayıp mecliste piyes sergiliyorlar hatta sayın Yücel Akbulut bu piyesteki rolüne kendini öyle bir kaptırmış ki Nilüfer meclisinde bile aynı oyunu sergileyip konuşmasını tıpkı CHP’li vekil Gamze Akkuş İlgezdi gibi sol yumruğunu havaya kaldırıp sağ elini kalbinin bulunduğu bölgeye çekerek “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sloganıyla bitirmişti.
Sosyal medya bilgisiyle “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözü Mustafa Kemal’e ait sanılır fakat sözün sahibi Mustafa Kemal’in de hayranı olduğu Fransız düşünür Jean-Jacques Rousseau’dur.
CHP’li yöneticileri hızlandırılmış kurstan geçiriyoruz hem de bedavaya.
Esenyurt eski belediye başkanı Ahmet Özer’den devam edelim.
CHP Esenyurt’ta Ali Gökmen’i aday göstermişti, ortağı DEM parti ise Ali Gökmen aday olursa bizde Büyükşehirde Başak Demirtaş’ı aday gösteririz resti çekmiş ardından yapılan görüşmelerde ortak aday olarak şimdi cezaevinde olan Ahmet Özer aday yapılmıştı.
Yani “halk iradesi, demokrasi” filan CHP’nin lügatinde bulunan kelimeler olmadığı gibi ortak aday belirlerken Kandil iradesinin galip geldiğini açıkça yazmak gerekir.
Bursa Büyükşehir Meclisinde CHP’li başkan sayın Bozbey Ahmet Özer’den “arkadaşım” diye söz ederken CHP’li meclis üyeleri Ahmet Özer’in 10 yıldır CHP üyesi olduğunu ifade ettiler, CHP sözcüsü Yücel Akbulut ise Ahmet Özer’i demokrasi kahramanı hatta Mustafa Kemal’in askeri gibi savunmak zorunda kaldı.
CHP’li sözcüye göre Özer 10 yıllık CHP üyesi, yıl 2024 10 yıl düş 24’ten, sonuç ne çıktı 2014.
2015 yılında PKK/HDP’nin Van Milletvekili adayı olan Ahmet Özer nasıl 10 yıldır CHP üyesi oluyor?
Sosyal medya tuzağına düşen, okumayan, araştırmayan, sormayan, sorgulamayan, bir yerlerden gelen talimatla siyasetçilik oynayan CHP sözcüsü bu olayın hukuki mi? siyasi mi? olduğunu elbette anlayamaz.
Olay elbette siyasi ama burada CHP siyasetini belirleyen güç kandil uzlaşısı.
Yukarıda yazmıştım ama tekrarlamakta fayda var; CHP’nin Esenyurt adayı Ali Gökmen adlı bir CHP üyesiydi.
Ama İstanbul’un en kalabalık ilçesinde CHP’nin kendi adayıyla seçime girmesi iki gücü rahatsız etti birincisi seçilmeme kaygısı taşıyan İmamoğlu diğeri ise CHP’nin ittifak yaptığı Kandil Dem.
Ve Kandil Dem Büyükşehir adayı olarak Başak Demirtaş ismini açıkladı.
Derken esas karar verici ABD’nin askeri PKK’lı Mustafa Karasu adlı terörist 7 Şubat 2024 tarihinde açıklama yaptı “kent uzlaşısı sağlansın” dedi, aynı gün Kandil Dem Başak Demirtaş aday olmayacak açıklaması yaptı.
10 gün sonra CHP Esenyurt adayı Ali Gökmen “Gatakulli “şekilde sağlık sorunları dolayısıyla adaylığı geri çekildi ve yerine Mustafa Kemal’in askeri diye belediye meclislerinde pazarlanan Kandil HDP’nin milletvekili adayı Ahmet Özer belediye başkanı adayı oldu.
Şimdi şu üstteki paragrafın neresinde demokrasi var? Neresinde halk iradesi var? Çünkü işin içinde CHP ve Kandil var.
Devam
Ekrem İmamoğlu 2019 yılında yine HDP desteğiyle belediye başkanı olmuş diyet olarak birçok kadroya teröristler yerleştirilmişti, İmamoğlu’nun siyasi danışmanı ise elbette Kandil Demli Ahmet Özer’di.
İşte bu yüzden Esenyurt belediyesine kayyum atanması en çok İmamoğlu’nu panikletti.
Peşinden de Bursa Büyükşehir belediye başkanımız Mustafa Bozbey panikledi.
Aynı panik Ankara, Afyon, Bolu gibi CHP’li belediyelerde yaşanmadı çünkü onlar başından beri Kent Uzlaşı takma adlı Kandil ittifakına çok sıcak bakmıyorlardı.
CHP’li yöneticiler okumazlar, araştırmazlar, sorgulamazlar sadece sol yumruk havada “Mustafa Kemal'in askerleriyiz” diye slogan atarlar diye yazmıştım.
Şimdi konuyla ilgili 3 ayrı zamanda 3 piyes sergileyen CHP sözcüsü Yücel Akbulut, sosyal medyadan biraz uzaklaşıp gerçek hayata dönseydi, bir nefes oksijeni beynine kadar çekebilseydi muhtemelen bu yazı yazılmazdı madem öyle biz özet geçelim, ihtiyaç duyan okusun.
Ahmet Özer’in 2015 seçimlerinde Kandil/HDP’nin Van milletvekili adayı olduğunu yazmıştım, bu cümle bu zatın PKK’lı iddiasına elbette yetmez öyleyse savcılığın, Ahmet Özer’in tutuklanması istemini içeren sevk yazısından aktarayım;
“Şüpheli Ahmet Özer’in İL ve PARTİ isimlerini kullanarak eski adıyla HDP’den ve PKK/KCK silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmekte olan veya örgüt suçlarından cezaevlerinde bulunan ve ‘DEĞER AİLESİ’ olarak tabir edilen Mehmet KAYA(iki kardeşi PKK’nın dağ kadrosunda, bir kardeşi PKK’dan tutuklu) isimli şahıstan yardım almaya çalıştığı, örgüt mensuplarına/ailelerine önem verdiği yapılan görüşme içeriklerinden anlaşılmıştır. Yine şüphelinin Mehmet Kaya isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde “SİZİN GİBİ DEĞERLİ EVLATLAR YETİŞTİRDİĞİ” dediği ailenin terör örgütü kırsal alanında güvenlik güçlerine karşı eylem yapan terör örgütü mensuplarından oluşması, şüphelinin örgütsel iradesini ortaya koyan bir başka durumdur.
Şüphelinin kolluk ve Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan savunmalarında, terör örgütü elebaşlarından Remzi Kartal ile irtibatı, terör örgütü mensuplarıyla telefon görüşmeleri ve yüksek miktarda para transferlerinin hayatın olağan akışına uygun şekilde açıklayamadığı, hatırlamadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Sonuç olarak soruşturma evrakı kapsamındaki yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan bilgi ve belgeler, örgütsel dokümanlar ve raporlaştırılan tespitler bir arada değerlendirildiğinde; şüphelinin terör örgütünün KCK/TDÖ (Türkiye Demokratik Örgütlenmesi) yapılanmasıyla sürekli ve yoğunluk arz edecek şekilde irtibat kurmak suretiyle üzerine atılı suçu işlediği yönünde kuvvetli suç şüphesine ulaşıldığı anlaşılmıştır.”
Örgütün avrupa sorumlusu Remzi Kartal dahil 694 terör örgütü mensubu ile konuşmuş ve bu konuşmaları devlet tarafından kayıt altına alınmış bir “CHP’li” belediye başkanından söz ediyoruz.
Bizi bunlar kesmez diyen varsa, Ahmet Özer’in yazılarından ve kitaplarından devam edelim mi?
Ahmet Özer, “kent yönetiminde özerklik” adı altında eyalet sistemi talep ediyor. Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik şartına konulan çekincelerin kaldırılmasını teklif eden Özer, TOHAV Dergisinin 17. sayısında şu ifadeleri yazıyor:
“Yerel yönetimler kendi parlamentoları ile idare edilmelidir. Kendi güvenliğini asayişini kendi sağlamalıdır. Kendini idare etmek kamçılayıcı olacaktır; öz savunmalarını yapma gibi sorumlulukları yerel yönetimler üstleneceğinden ulusal projelere yönelim hız kazanacaktır.”
24 Haziran 2021 Independent Türkçe sitesindeki yazısında;
“Bütçesinin önemli bir kısmı her yıl savunma giderlerine ayırmakta; çatışmalar bölgenin iç dinamiklerini ve ulusal zenginlikleri, köylerini, kasabalarını, kentlerini, ormanlarını, topraklarını, hayvanlarını ve hatta insanlarını yok etmekte; devlet, çözemediği sorunun çözümünde, koruculardan medet ummakta, koruculuğu yaygınlaştırmakta, bunu yaparken hem sorunu besleyen çağdışı kurumları korumakta ve geliştirmekte hem de iç barışı sağlayacak toplumsal dengeyi dinamitlemektedir.”
Ahmet Özer’in 7 Ağustos 2014’te Rudaw TV’de
“Irak bölünürse, bağımsızlık ilanı daha meşru hale gelebilir. Ancak, Irak bölünmese de Kürtler’in devlet kurma hakkı vardır. Nitekim Kürtler referanduma gidecek. Güney Kürtleri için tarihi adım olan bağımsızlık mukadder görünüyor” ifadeleri de dikkat çekiyor.
Şeyh Said isyanını anlatıyor: “Bu arada Atatürk 2 Mart 1925’te yumuşak gördüğü başbakan fethi Okyar’ı görevden azledip, yerine sertlik yanlısı İsmet Paşa’yı getirdi”
Mustafa Kemal’in Kürt siyaseti nasıl bir seyir izlemiştir? Sorusuna CHP’li Ahmet Özer şöyle karşılık veriyor; Mustafa Kemal 29 Ekim 1923’te cumhuriyetin kurulmasından ve özelliklede 1925 sonrası dönemde Şark ıslahat planı ile başlayıp, 1938 Dersim ıslahat planıyla devam eden “inkârcı ve asimilasyoncu” siyasete izin veren aktördür (100 soruda Kürt Sorunu yazar Ahmet Özer syf 90)
Ne diyor CHP’li Ahmet Özer; Mustafa Kemal inkârcı ve asimilasyoncuymuş.
Biz demiyoruz, Ekrem İmamoğlu’nun siyasi danışmanı olan, Mustafa Bozbey’in 10 yıllık arkadaşı olan, Yücel Akbulut’un kendini komik duruma düşürerek uğruna 3 piyes oynadığı ve devletin ciddi delillerle PKK üyesi olduğu için tutukladığı Esenyurt belediye başkanı diyor bunları.
“Efendim kayyum yerine CHP’li başka bir üye atansaymış” bakın devleti bölmek ve parçalamak isteyen emperyalist güçler adına çalışan bir terör örgütünün üyesi iddiasıyla içeri alındı bu belediye başkanı, dolayısıyla görevden alındığında devletin o belediyedeki işleyiş, ihale, hesaplar üzerinde bir çalışma yapması ve aynı zamanda Esenyurt halkının belediye hizmetlerini aksatmayacak bir yol izlemesi gerekiyor, dolayısıyla en gerçekçi çözüm elbette Kayyumdur.
Burada halk iradesi yok edilmiyor, Ekrem İmamoğlu vasıtasıyla CHP’ye dayatılan Kandil iradesi yok ediliyor.
Esenyurt’lu vatandaşlar kayyum aracılığıyla belediye hizmetleri almaya devam ediyor dolayısıyla bir mağduriyet yaşamıyorlar.
CHP’li sıradan vatandaşların, partinin yaşadığı bu kriminal hale hiç de olumlu bakacaklarını sanmıyorum.
Meselenin herkes tarafından anlaşıldığını düşünüyorum artık bu saatten sonra hiç kimse belediye meclislerinde cahilce piyes oynamaz, suçu ve suçluyu övecek açıklamalar yapmaz diye umut ediyorum.
Selam ve Saygıyla
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdülkadir Karakaya
Bursa Büyükşehir Meclisinde “Esenyurt Piyesi”
Suriye’de halkın devrim yaparak ülkesine sahip çıktığı, katil Esed’in Rusya’ya sığındığı saatlerde CHP eş genel başkanı Özgür Özel şöyle bir açıklama yapmıştı "Bir an önce Esad ile gerekli temaslar sağlanmalı.
Düşünün CHP’nin en tepesi böyleyse aşağısı nasıl olur? (Sıradan üyeleri ayrı tutarak yazıyorum).
Sonra Ufuk Uras’ın şu sözü aklıma geldi “Türkiye'nin en cahil kesiminin Kemalistler olduğunu düşünüyorum. Kendilerinden çok eminler ve kendilerini hiç geliştirmiyorlar. İşin ilginç yanı Kemalistler Mustafa Kemal'i de hiç bilmiyor.
Hoca doğru söylüyor hem cahiller hem kendilerinden çok eminler.
Bursa büyükşehir belediye meclisinde iki oturumdur bir piyes sergileniyor, piyesin başrol oyuncusu CHP sözcüsü Yücel Akbulut.
Yücel Bey, sanırım zamanının çoğunu sosyal medyada geçiriyor ve orada paylaşılan her şeyi gerçek sanıyor, birkaç ay önce yine bir konuşma yapmış konuşmanın internetten kopyala yapıştır olarak alındığını yazmıştım hatta sonunda Mustafa Kemal’e ait olduğunu sandığı uzunca bir sözü mecliste paylaşmış, biz “bu söz Mustafa Kemal’e ait değil” diye ispatlayınca zavallı bir şekil almıştı.
Yücel Akbulut’a bir kitap tavsiyesi vereyim, kitabın adı “Çalınan Dikkat” yazarı Johann Hari, kitap cep telefonu ve sosyal medya bağımlılığının insanların dikkatini nasıl çaldığını çok güzel ve örneklerle anlatıyor, sosyal medyada takılmak yerine zamanımızı kitap okuyarak geçirmeyi tavsiye ediyor.
Tavsiye ediyor ama CHP’li okur mu? Hiç sanmıyorum, Ufuk Hoca’da teşhisi koymuş zaten.
Şimdi CHP sözcüsü Yücel Akbulut ve saz arkadaşları son iki meclis toplantısında CHP Esenyurt belediye başkanı Ahmet Özer’in PKK’ya üye olmak suçuyla tutuklanıp, görevden alınmasını ve yerine kayyum atanmasını anti demokratik ve milletin iradesinin engellenmesi olarak yorumlayıp mecliste piyes sergiliyorlar hatta sayın Yücel Akbulut bu piyesteki rolüne kendini öyle bir kaptırmış ki Nilüfer meclisinde bile aynı oyunu sergileyip konuşmasını tıpkı CHP’li vekil Gamze Akkuş İlgezdi gibi sol yumruğunu havaya kaldırıp sağ elini kalbinin bulunduğu bölgeye çekerek “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sloganıyla bitirmişti.
Sosyal medya bilgisiyle “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözü Mustafa Kemal’e ait sanılır fakat sözün sahibi Mustafa Kemal’in de hayranı olduğu Fransız düşünür Jean-Jacques Rousseau’dur.
CHP’li yöneticileri hızlandırılmış kurstan geçiriyoruz hem de bedavaya.
Esenyurt eski belediye başkanı Ahmet Özer’den devam edelim.
CHP Esenyurt’ta Ali Gökmen’i aday göstermişti, ortağı DEM parti ise Ali Gökmen aday olursa bizde Büyükşehirde Başak Demirtaş’ı aday gösteririz resti çekmiş ardından yapılan görüşmelerde ortak aday olarak şimdi cezaevinde olan Ahmet Özer aday yapılmıştı.
Yani “halk iradesi, demokrasi” filan CHP’nin lügatinde bulunan kelimeler olmadığı gibi ortak aday belirlerken Kandil iradesinin galip geldiğini açıkça yazmak gerekir.
Bursa Büyükşehir Meclisinde CHP’li başkan sayın Bozbey Ahmet Özer’den “arkadaşım” diye söz ederken CHP’li meclis üyeleri Ahmet Özer’in 10 yıldır CHP üyesi olduğunu ifade ettiler, CHP sözcüsü Yücel Akbulut ise Ahmet Özer’i demokrasi kahramanı hatta Mustafa Kemal’in askeri gibi savunmak zorunda kaldı.
CHP’li sözcüye göre Özer 10 yıllık CHP üyesi, yıl 2024 10 yıl düş 24’ten, sonuç ne çıktı 2014.
2015 yılında PKK/HDP’nin Van Milletvekili adayı olan Ahmet Özer nasıl 10 yıldır CHP üyesi oluyor?
Sosyal medya tuzağına düşen, okumayan, araştırmayan, sormayan, sorgulamayan, bir yerlerden gelen talimatla siyasetçilik oynayan CHP sözcüsü bu olayın hukuki mi? siyasi mi? olduğunu elbette anlayamaz.
Olay elbette siyasi ama burada CHP siyasetini belirleyen güç kandil uzlaşısı.
Yukarıda yazmıştım ama tekrarlamakta fayda var; CHP’nin Esenyurt adayı Ali Gökmen adlı bir CHP üyesiydi.
Ama İstanbul’un en kalabalık ilçesinde CHP’nin kendi adayıyla seçime girmesi iki gücü rahatsız etti birincisi seçilmeme kaygısı taşıyan İmamoğlu diğeri ise CHP’nin ittifak yaptığı Kandil Dem.
Ve Kandil Dem Büyükşehir adayı olarak Başak Demirtaş ismini açıkladı.
Derken esas karar verici ABD’nin askeri PKK’lı Mustafa Karasu adlı terörist 7 Şubat 2024 tarihinde açıklama yaptı “kent uzlaşısı sağlansın” dedi, aynı gün Kandil Dem Başak Demirtaş aday olmayacak açıklaması yaptı.
10 gün sonra CHP Esenyurt adayı Ali Gökmen “Gatakulli “şekilde sağlık sorunları dolayısıyla adaylığı geri çekildi ve yerine Mustafa Kemal’in askeri diye belediye meclislerinde pazarlanan Kandil HDP’nin milletvekili adayı Ahmet Özer belediye başkanı adayı oldu.
Şimdi şu üstteki paragrafın neresinde demokrasi var? Neresinde halk iradesi var? Çünkü işin içinde CHP ve Kandil var.
Devam
Ekrem İmamoğlu 2019 yılında yine HDP desteğiyle belediye başkanı olmuş diyet olarak birçok kadroya teröristler yerleştirilmişti, İmamoğlu’nun siyasi danışmanı ise elbette Kandil Demli Ahmet Özer’di.
İşte bu yüzden Esenyurt belediyesine kayyum atanması en çok İmamoğlu’nu panikletti.
Peşinden de Bursa Büyükşehir belediye başkanımız Mustafa Bozbey panikledi.
Aynı panik Ankara, Afyon, Bolu gibi CHP’li belediyelerde yaşanmadı çünkü onlar başından beri Kent Uzlaşı takma adlı Kandil ittifakına çok sıcak bakmıyorlardı.
CHP’li yöneticiler okumazlar, araştırmazlar, sorgulamazlar sadece sol yumruk havada “Mustafa Kemal'in askerleriyiz” diye slogan atarlar diye yazmıştım.
Şimdi konuyla ilgili 3 ayrı zamanda 3 piyes sergileyen CHP sözcüsü Yücel Akbulut, sosyal medyadan biraz uzaklaşıp gerçek hayata dönseydi, bir nefes oksijeni beynine kadar çekebilseydi muhtemelen bu yazı yazılmazdı madem öyle biz özet geçelim, ihtiyaç duyan okusun.
Ahmet Özer’in 2015 seçimlerinde Kandil/HDP’nin Van milletvekili adayı olduğunu yazmıştım, bu cümle bu zatın PKK’lı iddiasına elbette yetmez öyleyse savcılığın, Ahmet Özer’in tutuklanması istemini içeren sevk yazısından aktarayım;
“Şüpheli Ahmet Özer’in İL ve PARTİ isimlerini kullanarak eski adıyla HDP’den ve PKK/KCK silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmekte olan veya örgüt suçlarından cezaevlerinde bulunan ve ‘DEĞER AİLESİ’ olarak tabir edilen Mehmet KAYA(iki kardeşi PKK’nın dağ kadrosunda, bir kardeşi PKK’dan tutuklu) isimli şahıstan yardım almaya çalıştığı, örgüt mensuplarına/ailelerine önem verdiği yapılan görüşme içeriklerinden anlaşılmıştır. Yine şüphelinin Mehmet Kaya isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde “SİZİN GİBİ DEĞERLİ EVLATLAR YETİŞTİRDİĞİ” dediği ailenin terör örgütü kırsal alanında güvenlik güçlerine karşı eylem yapan terör örgütü mensuplarından oluşması, şüphelinin örgütsel iradesini ortaya koyan bir başka durumdur.
Şüphelinin kolluk ve Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan savunmalarında, terör örgütü elebaşlarından Remzi Kartal ile irtibatı, terör örgütü mensuplarıyla telefon görüşmeleri ve yüksek miktarda para transferlerinin hayatın olağan akışına uygun şekilde açıklayamadığı, hatırlamadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Sonuç olarak soruşturma evrakı kapsamındaki yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan bilgi ve belgeler, örgütsel dokümanlar ve raporlaştırılan tespitler bir arada değerlendirildiğinde; şüphelinin terör örgütünün KCK/TDÖ (Türkiye Demokratik Örgütlenmesi) yapılanmasıyla sürekli ve yoğunluk arz edecek şekilde irtibat kurmak suretiyle üzerine atılı suçu işlediği yönünde kuvvetli suç şüphesine ulaşıldığı anlaşılmıştır.”
Örgütün avrupa sorumlusu Remzi Kartal dahil 694 terör örgütü mensubu ile konuşmuş ve bu konuşmaları devlet tarafından kayıt altına alınmış bir “CHP’li” belediye başkanından söz ediyoruz.
Bizi bunlar kesmez diyen varsa, Ahmet Özer’in yazılarından ve kitaplarından devam edelim mi?
Ahmet Özer, “kent yönetiminde özerklik” adı altında eyalet sistemi talep ediyor. Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik şartına konulan çekincelerin kaldırılmasını teklif eden Özer, TOHAV Dergisinin 17. sayısında şu ifadeleri yazıyor:
“Yerel yönetimler kendi parlamentoları ile idare edilmelidir. Kendi güvenliğini asayişini kendi sağlamalıdır. Kendini idare etmek kamçılayıcı olacaktır; öz savunmalarını yapma gibi sorumlulukları yerel yönetimler üstleneceğinden ulusal projelere yönelim hız kazanacaktır.”
24 Haziran 2021 Independent Türkçe sitesindeki yazısında;
“Bütçesinin önemli bir kısmı her yıl savunma giderlerine ayırmakta; çatışmalar bölgenin iç dinamiklerini ve ulusal zenginlikleri, köylerini, kasabalarını, kentlerini, ormanlarını, topraklarını, hayvanlarını ve hatta insanlarını yok etmekte; devlet, çözemediği sorunun çözümünde, koruculardan medet ummakta, koruculuğu yaygınlaştırmakta, bunu yaparken hem sorunu besleyen çağdışı kurumları korumakta ve geliştirmekte hem de iç barışı sağlayacak toplumsal dengeyi dinamitlemektedir.”
Ahmet Özer’in 7 Ağustos 2014’te Rudaw TV’de
“Irak bölünürse, bağımsızlık ilanı daha meşru hale gelebilir. Ancak, Irak bölünmese de Kürtler’in devlet kurma hakkı vardır. Nitekim Kürtler referanduma gidecek. Güney Kürtleri için tarihi adım olan bağımsızlık mukadder görünüyor” ifadeleri de dikkat çekiyor.
Şeyh Said isyanını anlatıyor: “Bu arada Atatürk 2 Mart 1925’te yumuşak gördüğü başbakan fethi Okyar’ı görevden azledip, yerine sertlik yanlısı İsmet Paşa’yı getirdi”
Mustafa Kemal’in Kürt siyaseti nasıl bir seyir izlemiştir? Sorusuna CHP’li Ahmet Özer şöyle karşılık veriyor; Mustafa Kemal 29 Ekim 1923’te cumhuriyetin kurulmasından ve özelliklede 1925 sonrası dönemde Şark ıslahat planı ile başlayıp, 1938 Dersim ıslahat planıyla devam eden “inkârcı ve asimilasyoncu” siyasete izin veren aktördür (100 soruda Kürt Sorunu yazar Ahmet Özer syf 90)
Ne diyor CHP’li Ahmet Özer; Mustafa Kemal inkârcı ve asimilasyoncuymuş.
Biz demiyoruz, Ekrem İmamoğlu’nun siyasi danışmanı olan, Mustafa Bozbey’in 10 yıllık arkadaşı olan, Yücel Akbulut’un kendini komik duruma düşürerek uğruna 3 piyes oynadığı ve devletin ciddi delillerle PKK üyesi olduğu için tutukladığı Esenyurt belediye başkanı diyor bunları.
“Efendim kayyum yerine CHP’li başka bir üye atansaymış” bakın devleti bölmek ve parçalamak isteyen emperyalist güçler adına çalışan bir terör örgütünün üyesi iddiasıyla içeri alındı bu belediye başkanı, dolayısıyla görevden alındığında devletin o belediyedeki işleyiş, ihale, hesaplar üzerinde bir çalışma yapması ve aynı zamanda Esenyurt halkının belediye hizmetlerini aksatmayacak bir yol izlemesi gerekiyor, dolayısıyla en gerçekçi çözüm elbette Kayyumdur.
Burada halk iradesi yok edilmiyor, Ekrem İmamoğlu vasıtasıyla CHP’ye dayatılan Kandil iradesi yok ediliyor.
Esenyurt’lu vatandaşlar kayyum aracılığıyla belediye hizmetleri almaya devam ediyor dolayısıyla bir mağduriyet yaşamıyorlar.
CHP’li sıradan vatandaşların, partinin yaşadığı bu kriminal hale hiç de olumlu bakacaklarını sanmıyorum.
Meselenin herkes tarafından anlaşıldığını düşünüyorum artık bu saatten sonra hiç kimse belediye meclislerinde cahilce piyes oynamaz, suçu ve suçluyu övecek açıklamalar yapmaz diye umut ediyorum.
Selam ve Saygıyla