SON DAKİKA
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

“HARAMİLERİN SALTANATINI YIKACAĞIZ”

Yazının Giriş Tarihi: 10.04.2025 11:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.04.2025 11:16

*(Geçmişte ve özellikle bugünlerde yüreğimde hissederek dinlediğim ve söylediğim, şarkı olarak ünlenen bir şiirin başlığı)

Şiirin orijinal adı İstanbul, yazarı Vedat Türkali

Şiirden küçük bir alıntıyla devam edelim;

Salkım salkım tan yelleri estiğinde
Mavi patiskaları yırtan gemilerinle
Uzaktan seni düşünürüm İstanbul
Bin bir direkli Halicinde akşam
Adalarında bahar
Süleymaniye’nde güneş
Hey sen güzelsin kavgamızın şehri

Ve uzaklardan seni düşündüğüm bugünlerde
Bakışlarımda akşam karanlığın
Kulaklarımda sesin İstanbul

Ve uzaklardan
Ve uzaklardan seni düşündüğüm bugünlerde
Sen şimdi haramilerin elindesin İstanbul

Plajlarında karaborsacılar
Yağlı gövdelerini kuma sermiştir.
Kürtajlı genç kızlar cilve yapar karşılarında
Balık pazarında depoya kaçırılan fasulyenin
Meyvesini birlikte devşirirler
Sen şimdi haramilerin elindesin İstanbul

Vedat Türkali 1944 yılında kaleme aldığı bu şiirinde İstanbul’a özlemini, İstanbul’un talan edilişini ve nasıl bir İstanbul istediğini anlatır, fakat son günleri okuyup, rezilliklere, yolsuzluğun dibine şahit olunca bu şiir sanki günümüzün İstanbul şehrine, büyükşehir belediyesine çöken haramilerini anlatıyor gibi.

İstanbul gerçekten eşsiz güzellikte bir şehir ve bu şehri korumak, bu şehre değer katmak, çok daha güzel ve yaşanır bir şehir haline getirmek ancak bu şehre aşık olanların, bu şehirde yaşayanlara hizmetkar olabilenlerin başaracağı bir iş.

İstanbul tarihinde bu vasıflara sahip yerel yönetici sayısı maalesef çok fazla olmadı, Cumhuriyet ilanından bugüne yaklaşık 42 yıl CHP’li belediye başkanları İstanbul’u yönetti.

Bu başkanların en akılda kalanları; 1989-1994 arası görev yapan Nurettin Sözen, diğer bir isim 2019-2025 arası görev yapan Ekrem İmamoğlu oldu.

Nurettin Sözen dönemini unutmama sebebimizin iki nedene dayandığını düşünüyorum. Birincisi beceriksiz belediye yönetiminin sebep olduğu, akıl almaz ve ilkel çöp yığınları ve 1993 yılında Ümraniye çöplüğünün patlaması olayıdır.

Patlama yaklaşık 4,5 yıl süresince çöplerin kontrolsüz bir şekilde biriktirilmesi nedeniyle meydana geldi. Çöp alanları çevre ve halk sağlığı için zararlı olsalar da bir diğer tehlikeli yönü depolanan çöplerin içinde oluşan gaz birikmeleriydi.

Patlama sonucu 35 insanımız feci şekilde can verirken 12 insanımız kayboldu, cesetleri dahi bulunamadı.

CHP belediyeciliğinin iş becerisi, vizyonu maalesef budur, o tarihlerde İstanbul’da çeşmeden su akmıyordu yani bırakın içme suyunu başka amaçla kullanılacak su bile yoktu ve tarih milattan sonra 1990'lı yıllardı.

İkinci neden: İSKİ yolsuzluğu (geçen yazımızda detaylı yazmıştık) yani akıldan çıkmayacak çok büyük bir yolsuzluktu, organize bir işti ve yolsuzluktan elde edilen haram paranın bir kısmıyla parti dizayn edilmişti.

Ümraniye faciası ve İSKİ skandalını aklınızda tutarak yukarıdaki dizeleri bir kez daha okur musunuz?

Gelelim akılda kalacak olan diğer isme, Ekrem İmamoğlu.

Yine aynı şiirden alıntı yapalım.

Almış dizginleri eline
Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
Onların kemik yalayan dostları
Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
Ve sen esnaf sen söyle sen memur sen entelektüel
Ve sen
Ve sen haktan bahseden Ortaköyün Cibalinin işçisi
Seni öldürürler
Seni sürerler
Buhranlar senin sırtından geçiştirilir
İpek şiltelerin istakozların
ve ahmak selameti için
Hakkında idam hükümleri verilir

Ekrem İmamoğlu 6 yıllık belediye başkanlığında akılda kalan bir eser ortaya koyamadı. Hatırladıklarımız; mezarlıklara ibrik ve bir çeşme açılışı.

Hem de bu çeşme açılışı genel başkanla birlikte yapılmıştı.

6 yıl sonunda aklımızda başka neler kaldı?

Bakımları yapılmadığı için yanan yüzlerce belediye otobüsü, niçin yandı bu yüzlerce otobüs?

Bakımları için yetkili bir servis yerine partili milletvekilinin finans sorumlusu olduğu paravan bir şirketle sözleşme yapıldığı için, orijinal parçalar yerine çıkma parçalar kullanıldığı için ama orjinal parça parası ödendi gösterildiği için, yani rüşvet için, yolsuzluk için yandı yüzlerce otobüs.

Tarih 20 Nisan 2024 Memleket partisi üyesi Ozan Özcan savcılığa giderek Ekrem İmamoğlu’nun diploması ile ilgili suç duyurusunda bulunur savcılık inceleme başlatır, üniversiteye ve YÖK’e yazılar gönderilir ve karar 18 Mart 2025 tarihinde verilir “diploma iptal edilir”.

Olay kısaca şöyledir; 1988 yılında üniversite giriş sınavı iki aşamalıdır ilk aşama ÖSS bunu geçmek için 120 puan barajı var İmamoğlu 143.95 alarak ÖYS sınavına giriyor bu sınavda 389 gibi çok çok düşük bir puan alarak üniversiteye giremiyor.

Ama Ekrem İmamoğlu’nun babası müteahhit ve çok zengindir, “param ile okuturum seni” diyerek oğlunu Kıbrıs’ta bir apartman katında faaliyet yürüten üniversiteye kaydettirir, parası olan herkesi sınavsız kabul eden bu üniversitede 2 yıllık işletme yönetimi okur, ardından İstanbul üniversitesinin açmış olduğu yatay geçiş hakkından usulsüz ve yalan beyanla daha doğrusu rüşvetle faydalanıp 4 yıllık okuldan mezun olup diploma alır.

İki yıllık okulda okurken 4 yıllık okula geçmek için gerekli şey dikey geçiştir ve bu geçiş sınavla yapılır dolayısıyla İmamoğlu başvuru sırasında sürekli yaptığı gibi yalan beyanda bulunur Kıbrıs D.Akdeniz Üniversitesi işletme bölümünde okuduğunu beyan eder.

Halbuki Türkiye’de denkliği olmayan Girne Amerikan okulunda ve 2 yıllık bölümde okumaktadır.

Ve hak yerini bulur, binlerce zeki ama yoksul gencin hakkını yiyerek, yalan beyanla ve rüşvetle elde ettiği diploma iptal edilerek ait olduğu yere gönderilir.

Şimdi bu haltı yiyen bir belediye başkanının nesine güveneceğiz değil mi?

Tarih 19 Mart 2025, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 99 şüpheli hakkında "suç örgütü yöneticisi olmak", "suç örgütüne üye olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek" ve "ihaleye fesat karıştırmak" suçları ile yine İmamoğlu, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan'ın da aralarında bulunduğu 7 şüpheli hakkında "PKK/KCK terör örgütüne yardım etmek" suçundan gözaltı kararı verilir ve şüphelilerin büyük kısmı tutuklanır, bir kısmı kaçak konumdadır, bir kısmında ev hapsine hükmedilir.

İddianameyi ve MASAK raporunu okuduğunuzda İstanbul’a niçin hizmet etmediğini, CHP’li belediyelerde süren yolsuzluk yarışında açık ara önde olduğunu, Nurettin Sözen dönemi İSKİ yolsuzluğunun bile bu dosyanın yanında çok komik kaldığını görmek mümkün.

İddianamenin tamamını bugün ayrıntılı yazmaya yerimiz yok ama peyderpey yazarız fakat birkaç başlığı yazmak lazım.

Şimdi; İmamoğlu 2024 yerel seçimlerinde aday olduğunda mal varlığını açıklamış ama 3 villasını mal varlığı açıklamasına eklememişti, sonradan bunu soranlara “bu villalar bizim şirketin İmamoğlu inşaatın” demişti, halbuki bu şirketin yüzde 80’i Ekrem İmamoğlu’nundu. İşte güncel değeri 50 milyon dolar (1 milyar 600 milyon TL) olan bu üç villanın neden gizlendiğini iddianameden alıntılayarak yazmak lazım ki neden gizlediğini aslında neleri gizlediğini anlayalım.

İBB şirketlerinden ihale alan ve adı İmamoğlu’nun kasası olarak anılan Ali Nuhoğlu adlı bir vatandaş var.

Ali Nuhoğlu adına Nuhoğlu inşaat a.ş. Trend İnşaat a.ş. ve 50.000 tl sermaye ile kurulan Güllüce tarım adlı şirketleri var.

Güllüce tarım 50.000 TL sermaye ile 2021 yılında kurulur.

Güllüce tarım 13 Nisan 2021’de değeri 1.6 MİLYAR TL olan ve içinde 3 villa bulunan 1.970 metrekare gayrimenkulü satın alır.

(Güllüce Tarım adını ve 1.6 MİLYAR değerinde içinde 3 villa bulunan araziyi aklımızda tutarak devam edelim).

Ali Nuhoğlu’nun şirketinde elektrikçi olarak çalışan Furkan Remzi Ceylan adlı bir de genç çalışan var, bu genç üzerine İSTCON adlı bir firma kurdurulmuş, İSTCON İnşaat Yatırım Sanayi ve Ticaret A.Ş. 2024 yılı içinde KİPTAŞ ve İSFALT A.Ş’den 3 milyar TL’lik ihale almış.

MASAK tespitlerine göre; KİPTAŞ ve İSFALT tarafından İSTCON A.Ş’ye 2024 yılı içerisinde 658 milyon TL para transferi yapıldı. Bu paranın 320 milyon TL’lik kısmının İSTCON A.Ş tarafından yine Ali Nuhoğlu’na ait olan Trend İnşaat şirketine sebepsiz yere aktarıldığı belirlendi.

Daha sonra bu yatırılan paralar, Trend A.Ş tarafından Ali Nuhoğlu’nun şahsi hesabına gönderildi. Ali Nuhoğlu’nun hesabından ise vekaletle, elektrikçisi olan 22 yaşında İSTCON A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı yaptığı Furkan Remzi Ceylan ve Ali Nuhoğlu’nun şoförü tarafından nakit olarak çekildi. Yani Ali Nuhoğlu, kendisini gizlemek adına çalışanlarına şirket kurdurmuş, İBB’den gelen parayı dolaylı olarak kendi hesabına aktararak paranın izini kaybettirmiş ama paranın izini sürenler enselemiş.

Bu parayı gizleme operasyonunun ardından 3 milyar TL’lik ihalenin rüşvet paylaşımına oturulmuş ve hesap şöyle görülmüş;içinde 1.6 milyar değerinde 3 villa bulunan bu şirket yani Güllüce Tarım, İmamoğlu inşaat adına Tuncay Yılmaz’a sadece 15 milyon TL’ye devredilmiş.

Yani akıl almaz bir dolandırıcılık, yolsuzluk ve rüşvet çarkı bu şekilde dönmüş.

İşte İmamoğlu’nun mal varlığında açıklamayarak sakladığı 3 villanın ibretlik hikayesi ve rüşvetin belgesi bu.

Bu yazdığımız rüşvet belgesi yüzlerce sayfalık iddianamenin sadece üç beş sayfalık bölümü.

Şunu eklemeden bitirmek İmamoğlu gibi bir insana haksızlık olur.

Verilen ihaleler karşılığı rüşvet olarak alınan villaların önünde 3040 metrekare bir arazi vardır. Bu araziye villa dikilirse eğer İmamoğlu’nun villalarının manzarası kapanacak villaların değeri düşecektir. İşte müteahhit belediye başkanı zekası burada devreye girer “cebimden para verip alacağıma ben İstanbul belediye başkanıyım burayı kamulaştırayım” der ve gerçekten kamulaştırır.

156 milyon 65 bin TL, İstanbul’da yaşayan, tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan bu para, rüşvetle alınan villaların manzarası kapanmasın diye arsa sahiplerine İBB kasasından ödenir.

Dosya ile ilgili yazacak o kadar çok, o kadar rezil şeyler var ki, inşallah yazarız.

Vedat Türkali’nin o güzel şiirinin en sevdiğim bölümüyle bitirelim.

“Haramilerin saltanatını yıkacağız''

Bekle o günler gelsin, gelsin İstanbul

Boşuna çekilmedi bunca acılar İstanbul
Bekle bizi
Büyük ve sakin Süleymaniye’nle bekle
Parklarınla köprülerinle kulelerinle meydanlarınla
Mavi denizlerine yaslanmış
Beyaz tahta masalı kahvelerinle bekle
Ve bir kuruşa Yenihayat satan
Tophanenin karanlık sokaklarında
Koyun koyuna yatan
Kirli çocuklarınla bekle bizi
Bekle zafer şarkılarıyla caddelerinden geçişimizi
Bekle dinamiti tarihin
Bekle yumruklarımız
Haramilerin saltanatını yıksın
Bekle o günler gelsin İstanbul bekle
Sen bize layıksın

Selam ve saygıyla

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
ŞehirMedya En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.