Bursa Şehir Gazetesi olarak bu yılın başında Nilüfer Belediyesi’nde yaşanan mobing iddialarını manşetten kamuoyuna duyurmuştu.
Nilüfer Belediye Tiyatrosu’nda görev yapan B.K. isimli genç kadının kendisine hakaret, baskı ve mobing uyguladığı gerekçesiyle Mustafa Bozbey’in danışmanlığını yapan ve hala Nilüfer Belediyesi ile ilişkileri devam eden Emre Feza Soysal hakkında açtığı dava sonuçlandı.
Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın gerekçeli kararı da açıklandı. Mahkeme, sanığın müşteki B.K.'e karşı sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret suçunu işlediğine karar verirken, TCK’ nın 61. maddesi ve TCK'nun 125/2-1 maddesi gereğince suçun işlenmesindeki özelliklere göre alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle takdiren 90 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına hükmetti.
Mahkeme, cezadan önce 1/6 ardından da ¼ oranında indirime gitti. Ancak itiraz edilmesi ve yeniden mahkumiyet kararı tesis edilmesi durumunda durumunda ¼ indirim ortadan kalkacak.
B. hanımla görüştüm. Yaşadıklarından sonra bunun mahkeme kararı ile sabit hale gelmesi ile biraz da olsa rahatlamış. Dahası mücadele etmekten vazgeçmeyeceğini de söyledi.
Emre Feza Soysal hakkında bu kez tazminat davası açtığını aktardı.
Yine işe dönüş davasıyla ilgili sürecinde devam ettiğini anlattı.
Mahkemenin aldığı karar çok önemli. Aynı sıkıntılarla karşı karşıya kalan ismi bizde saklı başka kişilerin olduğunu da biliyoruz. Bu sonuç onları da cesaretlendirecektir.
Dahası Nilüfer Belediyesi mutlaka bu Soysal ekibiyle ilgili artık bir adım atacaktır diye umuyoruz.
Emre Feza Soysal, Nilüfer Belediyesi’nde Bozbey’in HDP grubunun başına çeken isimlerden biri olarak tanınıyor.
Fevri hareketleri ile belediyede herkesin şimşeklerini üzerine çekmesine rağmen başkan danışmanlığı sıfatı ile keyfi uygulamaları ile Nilüfer çalışanlarının büyük bir kısmının adeta nefret ettiği bir isim olarak biliniyor.
Feza Soysal bir süre önce İstanbul’a taşınmıştı ancak son aldığımız bilgilere göre tutunamayarak geri dönmüş. Nilüfer Belediyesi’ndeki etkisi de devam ediyor.
Bakan bu durum karşısında da Turgay Erdem hala Soysal’ın yanında durup onu mu koruyacak, yoksa artık personelin feryatlarına kulak mı verecek?
B. hanıma bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletelim.
Umuyoruz ki kısa sürede işe dönüş davası da sonuçlanarak haksız ve kişisel kaprisler yüzünden kaybettiği işine geri döner.
İyilik yapayım derken!
Malum ulusal medyada bile büyük ilgi gören bir proje ile kamuoyu tanıdı Muhsin Şaşmaz’ı.
Çok sevimli, insanların tebessüm ettiren miniklerin gönüllerini alan bir proje ve gerçekten iyi düşünülmüş bir organizasyon.
Bursa'da bir iş adamı Muhsin Şaşmaz, 45 yıl önceki çocukluk hayâli olarak tanıttığı proje kapsamında köy köy, mahalle mahalle gezerek karavanına doldurduğu oyuncaklarla küçüklerin yüzünü güldürüyor.
Ancak, son gelen görüntüler tehlikeliyi de gözler önüne serdi. Pandemi sürecinde onlarca çocuğun oyuncak alabilmek için tüm kuralları yok sayarak karavanın önünde birikmesi, yeniden yayılmaya başlayan virüs için bulunmaz bir ortam.
Çocuklar maskesiz, mesafesi olmadan karavandan kendilerine düşecek oyuncağın sabırsızlığında. Büyük tehlikeden haberleri yok. Orada birbirlerine virüs bulaştırma ihtimallere yüksek. Kendilerine ve daha önemlisi ailelerine virüsü bulaştırarak Allah korusun hiç istenmeyecek sonuçlar doğurması da mümkün.
O halde Muhsin beyin bu çalışmaya ara vermesi en doğru adım olacak. Çocuklara illa oyuncak gidecekse muhtarlıklara ya da okullara bırakılabilir bu oyuncaklar.
Oradan da kontrollü bir şekilde dağılır. Pandemi dönemi bittikten sonra da Muhsin bey dilerse tekrar atlar karavanına köy köy gezerek yine oyuncak dağıtır.
Ancak mevcut durumda gerçekten tehlikeli bir iş yapıyor ve attığı taş belki de ürküttüğü kurbağaya değmiyor. Kendi hayalini gerçekleştirirken başka hayatları ıstıraplarla buluşturabilir.
Bir an önce bu organizasyona son vermeli.
Bitmedi algı operasyonların be Cennet abla!
Mudanya’da önceki gün uzun süredir beklenen bir gelişme yaşandı. AK Parti Belediye Meclis Üyesi Neslihan İşbilen Erdeniz, partisinden istifa ederek CHP’ye geçti.
Uzun zamandır bekleniyordu. Çünkü geçen yıl Neslihan hanımın eşinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için attığı hakaret dolu sosyal medya mesajlarının ardından AK Parti İl Başkanlığı kendisinden istifasını istemişti. Neslihan Hanım Mudanya Kadın Kolları Başkanlığı görevini bıraktı ancak istifa edeceğini bildirdiği meclis üyeliğine devam etti.
Cennet Yüzer, seçim döneminde AK Parti’nin belediye başkan adayının danışmanlığını yaptı. Neslihan hanımda adayın partiye getirdiği bir isimde ve ekibinde yer alan bir isimdi.
AK Parti İlçe Yönetimi’nde görev alan Neslihan Hanım dönemin İl Kadın kolları Başkanı Gülten Kapıcıoğlu’nun isteğiyle kadın kolları başkanı oldu.
Neslihan Hanım ve ailesinin sosyal demokrat bir yapıya sahip olduğunu herkes bilir. Yani zaten AK Partili değildi. Davetle partiye gelmiş, beklenmedik şekilde önemli görevler almıştı.
Geçen yıl yaşanan hadisenin ardından Neslihan Hanım zaten hiçbir AK Parti organizasyonuna katılmıyordu. Dahası bildiğimiz kadarıyla grup toplantılarında da yer almıyordu.
İlçe yönetimiyle tam seçim döneminde barışmayan yıldızları, sonrasında da barışmadı. Fikir uyuşmazlığı zaten yeterince önemli bir faktördü bu yaşananlarda.
Neslihan hanımın burada çok bir kabahati yok. Zaten AK Partili değildi. Hatta Ankara’da bir programda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı dinlemek yerine Ata kuleye çay içmeye gittiği iddiası da uzun zaman tartışılmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dilinden düşürmediği davayı özümsememiş, dünya görüşü muhafazakar ve milliyetçi olmayan, daha çok sola yakın düşüncedeki isimlerin bir anda partiye getirilip üst üste görevler verilmesi kökünden yanlış bir durum.
Ve son olarak meseleyi daha iyi anlatsın diye şu örneği vereyim. Bugün CHP’nin 15 meclis üyesi arasında bir tek tanesi her ne olursa olsun AK Parti’ye gider mi?
Mudanya’yı bilenler buna kesin ve net bir şekilde asla cevabını verecekler. Oysa AK Parti’den ayrılıp hemen CHP’ye geçebiliyor. Demek ki CHP kendi ilkelerine daha bağlı ve o ilkelere tamamen bağlı olan insanları aday yapıyor ya da görev veriyor.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Alpaslan Yıldız
Bozbey’in danışmanı mobingden mahkûm oldu!
Bursa Şehir Gazetesi olarak bu yılın başında Nilüfer Belediyesi’nde yaşanan mobing iddialarını manşetten kamuoyuna duyurmuştu.
Nilüfer Belediye Tiyatrosu’nda görev yapan B.K. isimli genç kadının kendisine hakaret, baskı ve mobing uyguladığı gerekçesiyle Mustafa Bozbey’in danışmanlığını yapan ve hala Nilüfer Belediyesi ile ilişkileri devam eden Emre Feza Soysal hakkında açtığı dava sonuçlandı.
Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın gerekçeli kararı da açıklandı. Mahkeme, sanığın müşteki B.K.'e karşı sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret suçunu işlediğine karar verirken, TCK’ nın 61. maddesi ve TCK'nun 125/2-1 maddesi gereğince suçun işlenmesindeki özelliklere göre alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle takdiren 90 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına hükmetti.
Mahkeme, cezadan önce 1/6 ardından da ¼ oranında indirime gitti. Ancak itiraz edilmesi ve yeniden mahkumiyet kararı tesis edilmesi durumunda durumunda ¼ indirim ortadan kalkacak.
B. hanımla görüştüm. Yaşadıklarından sonra bunun mahkeme kararı ile sabit hale gelmesi ile biraz da olsa rahatlamış. Dahası mücadele etmekten vazgeçmeyeceğini de söyledi.
Emre Feza Soysal hakkında bu kez tazminat davası açtığını aktardı.
Yine işe dönüş davasıyla ilgili sürecinde devam ettiğini anlattı.
Mahkemenin aldığı karar çok önemli. Aynı sıkıntılarla karşı karşıya kalan ismi bizde saklı başka kişilerin olduğunu da biliyoruz. Bu sonuç onları da cesaretlendirecektir.
Dahası Nilüfer Belediyesi mutlaka bu Soysal ekibiyle ilgili artık bir adım atacaktır diye umuyoruz.
Emre Feza Soysal, Nilüfer Belediyesi’nde Bozbey’in HDP grubunun başına çeken isimlerden biri olarak tanınıyor.
Fevri hareketleri ile belediyede herkesin şimşeklerini üzerine çekmesine rağmen başkan danışmanlığı sıfatı ile keyfi uygulamaları ile Nilüfer çalışanlarının büyük bir kısmının adeta nefret ettiği bir isim olarak biliniyor.
Feza Soysal bir süre önce İstanbul’a taşınmıştı ancak son aldığımız bilgilere göre tutunamayarak geri dönmüş. Nilüfer Belediyesi’ndeki etkisi de devam ediyor.
Bakan bu durum karşısında da Turgay Erdem hala Soysal’ın yanında durup onu mu koruyacak, yoksa artık personelin feryatlarına kulak mı verecek?
B. hanıma bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletelim.
Umuyoruz ki kısa sürede işe dönüş davası da sonuçlanarak haksız ve kişisel kaprisler yüzünden kaybettiği işine geri döner.
İyilik yapayım derken!
Malum ulusal medyada bile büyük ilgi gören bir proje ile kamuoyu tanıdı Muhsin Şaşmaz’ı.
Çok sevimli, insanların tebessüm ettiren miniklerin gönüllerini alan bir proje ve gerçekten iyi düşünülmüş bir organizasyon.
Bursa'da bir iş adamı Muhsin Şaşmaz, 45 yıl önceki çocukluk hayâli olarak tanıttığı proje kapsamında köy köy, mahalle mahalle gezerek karavanına doldurduğu oyuncaklarla küçüklerin yüzünü güldürüyor.
Ancak, son gelen görüntüler tehlikeliyi de gözler önüne serdi. Pandemi sürecinde onlarca çocuğun oyuncak alabilmek için tüm kuralları yok sayarak karavanın önünde birikmesi, yeniden yayılmaya başlayan virüs için bulunmaz bir ortam.
Çocuklar maskesiz, mesafesi olmadan karavandan kendilerine düşecek oyuncağın sabırsızlığında. Büyük tehlikeden haberleri yok. Orada birbirlerine virüs bulaştırma ihtimallere yüksek. Kendilerine ve daha önemlisi ailelerine virüsü bulaştırarak Allah korusun hiç istenmeyecek sonuçlar doğurması da mümkün.
O halde Muhsin beyin bu çalışmaya ara vermesi en doğru adım olacak. Çocuklara illa oyuncak gidecekse muhtarlıklara ya da okullara bırakılabilir bu oyuncaklar.
Oradan da kontrollü bir şekilde dağılır. Pandemi dönemi bittikten sonra da Muhsin bey dilerse tekrar atlar karavanına köy köy gezerek yine oyuncak dağıtır.
Ancak mevcut durumda gerçekten tehlikeli bir iş yapıyor ve attığı taş belki de ürküttüğü kurbağaya değmiyor. Kendi hayalini gerçekleştirirken başka hayatları ıstıraplarla buluşturabilir.
Bir an önce bu organizasyona son vermeli.
Bitmedi algı operasyonların be Cennet abla!
Mudanya’da önceki gün uzun süredir beklenen bir gelişme yaşandı. AK Parti Belediye Meclis Üyesi Neslihan İşbilen Erdeniz, partisinden istifa ederek CHP’ye geçti.
Uzun zamandır bekleniyordu. Çünkü geçen yıl Neslihan hanımın eşinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için attığı hakaret dolu sosyal medya mesajlarının ardından AK Parti İl Başkanlığı kendisinden istifasını istemişti. Neslihan Hanım Mudanya Kadın Kolları Başkanlığı görevini bıraktı ancak istifa edeceğini bildirdiği meclis üyeliğine devam etti.
Cennet Yüzer, seçim döneminde AK Parti’nin belediye başkan adayının danışmanlığını yaptı. Neslihan hanımda adayın partiye getirdiği bir isimde ve ekibinde yer alan bir isimdi.
AK Parti İlçe Yönetimi’nde görev alan Neslihan Hanım dönemin İl Kadın kolları Başkanı Gülten Kapıcıoğlu’nun isteğiyle kadın kolları başkanı oldu.
Neslihan Hanım ve ailesinin sosyal demokrat bir yapıya sahip olduğunu herkes bilir. Yani zaten AK Partili değildi. Davetle partiye gelmiş, beklenmedik şekilde önemli görevler almıştı.
Geçen yıl yaşanan hadisenin ardından Neslihan Hanım zaten hiçbir AK Parti organizasyonuna katılmıyordu. Dahası bildiğimiz kadarıyla grup toplantılarında da yer almıyordu.
İlçe yönetimiyle tam seçim döneminde barışmayan yıldızları, sonrasında da barışmadı. Fikir uyuşmazlığı zaten yeterince önemli bir faktördü bu yaşananlarda.
Neslihan hanımın burada çok bir kabahati yok. Zaten AK Partili değildi. Hatta Ankara’da bir programda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı dinlemek yerine Ata kuleye çay içmeye gittiği iddiası da uzun zaman tartışılmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dilinden düşürmediği davayı özümsememiş, dünya görüşü muhafazakar ve milliyetçi olmayan, daha çok sola yakın düşüncedeki isimlerin bir anda partiye getirilip üst üste görevler verilmesi kökünden yanlış bir durum.
Ve son olarak meseleyi daha iyi anlatsın diye şu örneği vereyim. Bugün CHP’nin 15 meclis üyesi arasında bir tek tanesi her ne olursa olsun AK Parti’ye gider mi?
Mudanya’yı bilenler buna kesin ve net bir şekilde asla cevabını verecekler. Oysa AK Parti’den ayrılıp hemen CHP’ye geçebiliyor. Demek ki CHP kendi ilkelerine daha bağlı ve o ilkelere tamamen bağlı olan insanları aday yapıyor ya da görev veriyor.