"Kestel Boğulurken Bursa Çimento Kapasite Artırıyor" başlıklı yazımızın ardından ciddi geri dönüşler oldu. Tabi bununla beraber yeni bilgiler de yeni sorular da ortaya çıktı. Bursa Çimento Fabrikası’nın halkla ilişkiler departmanından da bir davet aldık konuyu aktarmak adına.

Öncelikle Bursa’da ve daha da önemlisi Kestel’de yaşayan insanların hukukunun korunması, kamunun ve vatandaşın hakkının korunması oldukça önemli. Tabi bunun yanında üretim yapan kuruluşların da doğru adım attıklarında desteklenmesi ancak yanlışlarının da gündeme taşınması oldukça önemli.
Bursa halkının yaşam kalitesi, doğası, tarımı, yeraltı kaynak suları, kültür ve tabiat varlıkları ve sanayisi hep birlikte korunarak geleceğe taşınmak durumunda. Birbirine tercih edilme noktasında asla değiliz.

Önceki yazımda da belirttiğim üzere Bursa Çimento'nun 2020 yılında başladığı ve yaklaşık 200 milyon avroluk modernizasyon işleri hala tamamlanabilmiş değil. Çalışmalar hızla devam ediyor. Bursa Çimento’nun KAP açıklamalarından görüleceği üzere ilk ana yüklenici Ceta Makine San. ve Tic. A.Ş. ile sözleşme feshedilmiş ve uğranılan zarar için dava açılmışsa da insanın aklına ilk gelen soru 4 sene süren modernizasyon olur mu?
Burada modernizasyondan ne anladığımız önemli. Modernizasyon denildiğinde akla eski teknoloji sistemlerin, makinelerin, baca, fırın her ne varsa onların yeni teknoloji ile değişmesi geliyor. Fabrikanın yanına daha büyük bir üretim tesisi gelmiyor açıkçası.
Şimdi yazının içinde yeni tesisin son durumuyla ilgili görselleri paylaşıyorum. Fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere mevcut iki hattın modernizasyonundan öte yeni bir fabrika inşaatının yapıldığını ve modernizasyon adı altında devasa kapasiteli yeni bir fabrikanın kurulduğunu gösteriyor.
Tekrar edelim Bursa Çimento sürecin başından itibaren bir kapasite artırımına gidilmeyeceğini ve tamamen modernizasyon projesinin gerçekleşeceğini söylüyor. Bu KAP bildirimlerinde de yer alıyor. Ancak sahada bu durumun biraz farklı olduğunu görüyoruz.
İlgili devlet kurumları yerinde keşif ve inceleme yaparlarsa gerek fırının çapından gerekse diğer baca, değirmen vs hatlardan kapasite tespiti yapabilirler. Sosyal medya hesabından da sorduğum soruyu bir kez daha buradan soralım, “Yeni fabrika açılıyorsa eski günlük 4.200 tonluk üretim kapasitesi olan hatlar ne olacak? Kapatılıp, yıkılacak mı?”
Sormaya devam edelim,
Modernizasyon adı altında bu yeni fabrika için yaklaşık 29 birimden görüş, halkı bilgilendirme toplantıları ve bakanlık onayı gerektiren ÇED alınmış mıdır?
ÇED onayı alınmadıysa şehrin göbeğinde yetkili makamların gözü önünde böylesine devasa
bir tesis nasıl yapılabilmiştir?
Modernizasyon adı altındaki projenin ÇED Yönetmeliği Kapsamındaki yeri ve projenin NACE kodu kapsamındaki işler ile yapılan işleri Bursa Çimento bize iletirse bu sütunlarda yayınlamaktan mutluluk duyarız. Bunu kendilerine de ilettim.
Bir vatandaş balkonunu kapasa, kapalı alan oluştursa İmar Kanunu ve TCK'na aykırılıktan ceza alırken insan, doğa, çevre, yeraltı kaynak sularını etkileyecek devasa bir tesiste bu olan bitenler neyle açıklanabilir?
Modernizasyon adı altında kurulan devasa tesisin kentin dünya çapında önemli markaları Uludağ'dan çıkan yeraltı kaynak sularını olumsuz etkileyebileceği söyleniyor. Kaynak suları ile nam salmış ve Türkiye'nin en önemli paket su ve içecek firmaları olan Nestle, Coca Cola, Erikli, Bursasu, Pınar başta olmak üzere su firmaları ne düşünüyor bu konuda onu da merak ediyoruz tabi.

Tam da burada bir hayati soruyu daha gündeme taşımakta fayda var,
Kendi parselinde modernizasyon adı altında yeni sıfırdan bir fabrika yapılacaksa neden Kestel'in dışına yapılmamıştır?
Bursa Valiliği, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü, Tarım İl Müdürlüğü, Kestel ve Büyükşehir Belediyesi'nin bu iddialarla ilgili kamuoyuna açıklama yapmasında fayda var. Bizzat Kestel Belediye Başkanı Ferhat Erol’un Kestel'de kanser vakalarının hızla arttığını defaten dile getiriyor. Bir yandan sanayi bölgesi bir yandan Çimento Fabrikası, Kestel’in başta havası olmak üzere suyunu, toprağını kirletmeye devam ediyor.
Her şeyi bir yana bırakalım, Kestel halkının devlet kurumlarından yaşadıkları durumla ilgili bir açıklama isteme hakkı var. Devletin de zehir soluyan vatandaşa bir izahat sunma göreve var. Bakalım o izahat gelecek mi?