Bursa’da güç kavgaları ve özellikle siyasi ittifakların hakimiyet yarışı, enteresan bir sürecin yaşanmasına yol açıyor. Bu süreç doğru ve yanlışların birbirine karışmasına neden oluyor. Algı olgunun önüne geçiyor. Samimiyeti ve doğruyu görmek ve ona göre vaziyet almak oldukça güç bir hale geliyor.
Burada uzun uzun kim ne için ve hangi argümanları kullanarak ne yapmaya çalışıyor onu anlatmayacağım ancak algı oluşturarak doğal sürecin doğru bir şekilde gelişmesini engellemeye ve yeni ufuklar açacak adımlara çelme takmaya yönelen yapının da bir şekilde deşifre edilmesi gerektiği ortada.
Bunun en yakın örneğini son birkaç gün içinde Bursa kamuoyu ibretle izledi. Önce eski bir oda başkanı üzerinden başlatılan algı operasyonu BTSO meclis toplantı salonuna sirayet etti. (Eski akademik oda başkanının son dönemde akıllara zarar algı operasyonlarına şahitlik ediyoruz. Kentin en sorunlu işlerinin altında imzası olmasına rağmen)
Konu Bursa adına önemli bir gelişme, önemli bir açılım olacak TEKNOSAB Lojistik Teknopark projesi. İbrahim Burkay BTSO başkanı olduğu günden beri Bursa sanayisi ve ticareti adına hep üst çıtaları zorlayan ve çokça o çıtaların aşılmasına öncülük eden bir isim. Ekibiyle birlikte BTSO’yu beynelmilel bir yapıya kavuşturduğunu net olarak söyleyebiliriz.
Dünya büyük bir değişim ve dönüşüm sürecini yaşarken ve rekabet kıran kırana devam ederken, klasik yöntemleri bir kenara bırakıp yenilikçi ve vizyoner işlere yönelmek, hem Türkiye hem de Bursa açısından hayati bir önem taşıyor. Türkiye’nin iddiası var ve bu iddialarını gerçekleştirmek için daha çok çalışmaya ve ortaya çıkan fırsatları zamanında yakalayıp ileriye taşımaya gereksinimi var.
Tam da bu noktada İbrahim Burkay ve ekibi Türkiye’de yüksek teknoloji odaklı ilk üretim merkezi olan TEKNOSAB’da ileri bir adım daha atarak Lojistik Teknopark kurulması için çalışmalar yürütüyor. TEKNOSAB’da Girişim Sermayesi Yatırım Fonu modeliyle kurulması planlanan Güney Marmara’nın en kapsamlı lojistik merkezi TEKNOSAB Lojistik Teknopark’ta BTSO üyelerinin yanı sıra BTSO’nun da pay sahibi olması planlanıyor. İşte bu konu meclise geldi ve üyelerin oylarıyla birlikte fona BTSO’nun da yatırım yapması kararlaştırıldı.
Ancak meclis toplantısında birkaç meclis üyesi projeye ilişkin, BTSO’nun 5 kişiye ait bir şirkete ortak yapılmak istendiğini öne sürdü. Bunlar yukarıda konu ettiğimiz eski bir oda başkanının günler önce paylaştığı cümlelerin tekrarı gibi görünse de BTSO yönetiminin kendi meclis üyeleri ve tüm üyelerini bilgilendirme gibi bir görevi olduğu da ortada. Meclise gelen konuların tartışılarak en doğruya yönelmesi de istenen bir şeydir. Aslında bilgilendirme toplantılarında gereken tüm detayların katılımcılara verildiği, eleştirilerin bilgi eksikliğinden oluştuğu genel kabul gördü. BTSO meclisinin ardından muhalefet eden meclis üyelerinin bazılarıyla da yaptığımız görüşmede BTSO Başkanı Burkay’ın açıklamaları sonrasında sorun olmadığı ve bu haliyle projenin doğru olduğunu ilettiler.
BTSO Meclisinde gündeme gelen ve bazı kişilerce özellikle oluşturulduğunu düşündüğüm soru işaretlerine BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay net bir şekilde cevap verdi. Başkan Burkay’ın da altını çizdiği gibi dile getirilen konular aslında düzenlenen bilgilendirme toplantılarında aydınlatılmıştı.
Meclis kürsüsünde konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Başkan Burkay, “Girişim Sermayesi Yatırım Fonu, hem odamızın hem de Bursa iş dünyamızın projeye ortak olabildiği bir model. Daha önce 1997 yılında kuruluş işlemlerine başlanan BUSEB yine odamızın ve iş dünyamızın ortağı olduğu ve bugün hala kira gelirlerinden faydalandığı benzer modelde bir proje. TEKNOSAB Lojistik Teknopark projesi de tıpkı BUSEB gibi hem odamıza hem de projeden pay sahibi olan üyelerimize önemli imkanlar sunacak. Projeyi hayata geçirmek için kurulması zorunlu olan şirket fona devredilecek. Odamız da tıpkı üyelerimiz gibi bu fona ve fonun sahibi olduğu her şeye ortak olacak. Daha önce TEKNOSAB’ı kurarken de projeyi eleştirenler hatta hakkından vazgeçenler oldu. Şimdi başvuruları bile bulunmadığı halde bize neden yer verilmedi diye soranlar var. Değişen dünyada oyunu iyi okumaz ve planlarımızı buna göre kurgulamazsak arzu ettiğimiz hedeflere ulaşamayız” diye konuştu.
Ekonominin yeni kurallarına ve iş yapma modellerine göre projeler geliştirilmesi gerektiğini de ifade eden Başkan Burkay, sektörleri için sorumlulukları bulunan meclis üyelerinin yeni projeler üretmesi gerektiğinin de altını çizdi.
Burkay’ın konuşması ile hem kafalardaki soru işaretleri yanıt buldu hem de oluşturulmak istenen algı ortadan kalkmış oldu. Buradan önemli bir noktayı da görmemiz gerektiğine inanıyoruz. Bursa tarih boyunca ticaret, cumhuriyet dönemiyle birlikte de hem ticaret hem sanayi merkezi olmuş durumda. Bunu tersine çevirmenin mümkün olmadığı ortada. Türkiye’nin en önemli üretim üslerinin başında gelen Bursa, bu öncülüğünü değişen ve gelişen şartlarına ayak uydurarak ve rekabetçi yapısını kaybetmeden sürdürmek durumunda. Bursa’nın yeni bir planlama ile bu enerjisini daha da artıracak bir yapıya kavuşması gerekiyor. Var olan enerjiyi kente ve geleceğe fren olmak yerine müspet bir şekilde gelişmeye yönelik kullanılması çok daha sağlıklı olacak.
Bursa’nın huzur dolu bir Anadolu kasabası mantığıyla melankolik bir şekilde gerçekçilikten uzak bir taassupla korunamayacağı ortada. Slogan atarak bir memleketin mevcut şartlarıyla devamının sağlanması da mümkün değil. Bursa’nın Türkiye’nin ve insanların ihtiyaçları var ve bu ihtiyaçların karşılanmasına yönelik adımların zamanında atılmasının da büyük önemi var. Dolayısıyla plan isteyen, gelişme isteyen bir yapıya karşı plana yanaşmayan gelişmeye yanaşmayan sadece küçük pastadan daha büyük pay almaya yönelik şark zihniyetinin de hakim olmaması lazım, Bursa’nın acilen üst planlarının yapılarak, hemen ardından da stratejilerinin ilgili tüm kesimlerin katılımıyla belirlenmesi ve geleceğinin yol haritasının oluşturulmasında yarar var. Yani sloganları aşmanın vaktidir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Alpaslan Yıldız
Bursa’nın geleceği ve BTSO
Bursa’da güç kavgaları ve özellikle siyasi ittifakların hakimiyet yarışı, enteresan bir sürecin yaşanmasına yol açıyor. Bu süreç doğru ve yanlışların birbirine karışmasına neden oluyor. Algı olgunun önüne geçiyor. Samimiyeti ve doğruyu görmek ve ona göre vaziyet almak oldukça güç bir hale geliyor.
Burada uzun uzun kim ne için ve hangi argümanları kullanarak ne yapmaya çalışıyor onu anlatmayacağım ancak algı oluşturarak doğal sürecin doğru bir şekilde gelişmesini engellemeye ve yeni ufuklar açacak adımlara çelme takmaya yönelen yapının da bir şekilde deşifre edilmesi gerektiği ortada.
Bunun en yakın örneğini son birkaç gün içinde Bursa kamuoyu ibretle izledi. Önce eski bir oda başkanı üzerinden başlatılan algı operasyonu BTSO meclis toplantı salonuna sirayet etti. (Eski akademik oda başkanının son dönemde akıllara zarar algı operasyonlarına şahitlik ediyoruz. Kentin en sorunlu işlerinin altında imzası olmasına rağmen)
Konu Bursa adına önemli bir gelişme, önemli bir açılım olacak TEKNOSAB Lojistik Teknopark projesi. İbrahim Burkay BTSO başkanı olduğu günden beri Bursa sanayisi ve ticareti adına hep üst çıtaları zorlayan ve çokça o çıtaların aşılmasına öncülük eden bir isim. Ekibiyle birlikte BTSO’yu beynelmilel bir yapıya kavuşturduğunu net olarak söyleyebiliriz.
Dünya büyük bir değişim ve dönüşüm sürecini yaşarken ve rekabet kıran kırana devam ederken, klasik yöntemleri bir kenara bırakıp yenilikçi ve vizyoner işlere yönelmek, hem Türkiye hem de Bursa açısından hayati bir önem taşıyor. Türkiye’nin iddiası var ve bu iddialarını gerçekleştirmek için daha çok çalışmaya ve ortaya çıkan fırsatları zamanında yakalayıp ileriye taşımaya gereksinimi var.
Tam da bu noktada İbrahim Burkay ve ekibi Türkiye’de yüksek teknoloji odaklı ilk üretim merkezi olan TEKNOSAB’da ileri bir adım daha atarak Lojistik Teknopark kurulması için çalışmalar yürütüyor. TEKNOSAB’da Girişim Sermayesi Yatırım Fonu modeliyle kurulması planlanan Güney Marmara’nın en kapsamlı lojistik merkezi TEKNOSAB Lojistik Teknopark’ta BTSO üyelerinin yanı sıra BTSO’nun da pay sahibi olması planlanıyor. İşte bu konu meclise geldi ve üyelerin oylarıyla birlikte fona BTSO’nun da yatırım yapması kararlaştırıldı.
Ancak meclis toplantısında birkaç meclis üyesi projeye ilişkin, BTSO’nun 5 kişiye ait bir şirkete ortak yapılmak istendiğini öne sürdü. Bunlar yukarıda konu ettiğimiz eski bir oda başkanının günler önce paylaştığı cümlelerin tekrarı gibi görünse de BTSO yönetiminin kendi meclis üyeleri ve tüm üyelerini bilgilendirme gibi bir görevi olduğu da ortada. Meclise gelen konuların tartışılarak en doğruya yönelmesi de istenen bir şeydir. Aslında bilgilendirme toplantılarında gereken tüm detayların katılımcılara verildiği, eleştirilerin bilgi eksikliğinden oluştuğu genel kabul gördü. BTSO meclisinin ardından muhalefet eden meclis üyelerinin bazılarıyla da yaptığımız görüşmede BTSO Başkanı Burkay’ın açıklamaları sonrasında sorun olmadığı ve bu haliyle projenin doğru olduğunu ilettiler.
BTSO Meclisinde gündeme gelen ve bazı kişilerce özellikle oluşturulduğunu düşündüğüm soru işaretlerine BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay net bir şekilde cevap verdi. Başkan Burkay’ın da altını çizdiği gibi dile getirilen konular aslında düzenlenen bilgilendirme toplantılarında aydınlatılmıştı.
Meclis kürsüsünde konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Başkan Burkay, “Girişim Sermayesi Yatırım Fonu, hem odamızın hem de Bursa iş dünyamızın projeye ortak olabildiği bir model. Daha önce 1997 yılında kuruluş işlemlerine başlanan BUSEB yine odamızın ve iş dünyamızın ortağı olduğu ve bugün hala kira gelirlerinden faydalandığı benzer modelde bir proje. TEKNOSAB Lojistik Teknopark projesi de tıpkı BUSEB gibi hem odamıza hem de projeden pay sahibi olan üyelerimize önemli imkanlar sunacak. Projeyi hayata geçirmek için kurulması zorunlu olan şirket fona devredilecek. Odamız da tıpkı üyelerimiz gibi bu fona ve fonun sahibi olduğu her şeye ortak olacak. Daha önce TEKNOSAB’ı kurarken de projeyi eleştirenler hatta hakkından vazgeçenler oldu. Şimdi başvuruları bile bulunmadığı halde bize neden yer verilmedi diye soranlar var. Değişen dünyada oyunu iyi okumaz ve planlarımızı buna göre kurgulamazsak arzu ettiğimiz hedeflere ulaşamayız” diye konuştu.
Ekonominin yeni kurallarına ve iş yapma modellerine göre projeler geliştirilmesi gerektiğini de ifade eden Başkan Burkay, sektörleri için sorumlulukları bulunan meclis üyelerinin yeni projeler üretmesi gerektiğinin de altını çizdi.
Burkay’ın konuşması ile hem kafalardaki soru işaretleri yanıt buldu hem de oluşturulmak istenen algı ortadan kalkmış oldu. Buradan önemli bir noktayı da görmemiz gerektiğine inanıyoruz. Bursa tarih boyunca ticaret, cumhuriyet dönemiyle birlikte de hem ticaret hem sanayi merkezi olmuş durumda. Bunu tersine çevirmenin mümkün olmadığı ortada. Türkiye’nin en önemli üretim üslerinin başında gelen Bursa, bu öncülüğünü değişen ve gelişen şartlarına ayak uydurarak ve rekabetçi yapısını kaybetmeden sürdürmek durumunda. Bursa’nın yeni bir planlama ile bu enerjisini daha da artıracak bir yapıya kavuşması gerekiyor. Var olan enerjiyi kente ve geleceğe fren olmak yerine müspet bir şekilde gelişmeye yönelik kullanılması çok daha sağlıklı olacak.
Bursa’nın huzur dolu bir Anadolu kasabası mantığıyla melankolik bir şekilde gerçekçilikten uzak bir taassupla korunamayacağı ortada. Slogan atarak bir memleketin mevcut şartlarıyla devamının sağlanması da mümkün değil. Bursa’nın Türkiye’nin ve insanların ihtiyaçları var ve bu ihtiyaçların karşılanmasına yönelik adımların zamanında atılmasının da büyük önemi var. Dolayısıyla plan isteyen, gelişme isteyen bir yapıya karşı plana yanaşmayan gelişmeye yanaşmayan sadece küçük pastadan daha büyük pay almaya yönelik şark zihniyetinin de hakim olmaması lazım, Bursa’nın acilen üst planlarının yapılarak, hemen ardından da stratejilerinin ilgili tüm kesimlerin katılımıyla belirlenmesi ve geleceğinin yol haritasının oluşturulmasında yarar var. Yani sloganları aşmanın vaktidir.