SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Dündar ve ekibi hesap vermeli!

Yazının Giriş Tarihi: 05.12.2023 15:29
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.12.2023 15:29

Öyle böyle değil ülke genelinde tartışma oluşturacak bir skandal ortaya çıktı geçtiğimiz hafta Bursa’da. Osmangazi belediyesi odaklı skandal, denetim komisyonu üyesi Sefa Yılmaz tarafından ortaya çıkarıldı. Belediye imar karşılığı şartlı şekilde bağış alıyor, sonra aynı belediye şarta uymadan bu araziye spor salonu yapıyor. İyi niyetinden şüphe ettiğimiz bağış sahibi de bunu dava ediyor.

Kamu zararının 80 milyonu bulabileceği ifade ediliyor. Bu zarar mutlak suretle protokole imza atan ve sonrasında bu şartlara rağmen alana spor salonu yapan belediye başkanı ve yetkililere ödetilmeli.

Hani şu Osmangazi Belediyesi’nin sık sık bilboardları süsleyen 11 Eylül Bulvarı’na cephe atletizm salonu. İşte ondan bahsediyorum. Hikaye 2014 yılında başlıyor.  Osman Odman isimli vatandaş (ki kendisinin Anavatan döneminin etkili isimlerinden biri olduğu ifade ediliyor) bir takım imar istisnaları karşılığı arazisini Osmangazi Belediyesi’ne yeşil alan yapılması kaydı şartıyla bağışlıyor. Protokol de bu şart yazılıyor. Protokol de Osmangazi belediyesi’nin arşivinde duruyor.

Sonrasında Mustafa Dündar yönetimi tutup Gençlik ve Spor Bakanlığı ile bir anlaşmaya varıyor buraya atletizm salonu yapılması için. Protokol önlerinde oysa. Yani şartlı bağışın şartın dışında kullanılamayacağı ortadayken. Bakanlıkla yapılan protokolün ardından inşaat başlıyor ve atletizm salonu tamamlanıyor.

Sonrasında ise bağışçı soluğu mahkemede alıyor ve şartlı bağışladığı yerin şartın dışında kamu tarafından kullanıldığını ifade ederek dava açıyor. Belgeler kanıtlar vs ve protokol mahkemeye sunuluyor ve sonuç;  Bursa 12. Asliye Hukuk Mahkemesi, Osmangazi Belediyesi’nin, bağış şartına uymadığı için, bağışçıya, yasal faiziyle birlikte 50 milyon 192 bin lira ödemesine hükmediyor! Bununla birlikte 4 milyonu aşkın yargılama giderlerini de Osmangazi Belediyesi’nin ödemesine hükmediyor.

Rekreasyon alanı olan bölgeyi önce spor alanına çevirip atletizm salonu yapan Osmangazi Belediyesi, mahkeme kararını görünce hemen çark edip alanı tekrar rekreasyon alanına dönüştürüyor. Bu nasıl bir akıl kamuya alavera dalavera yaptırıyor.

Burada ihmaller zinciri var diyemeyiz. Burada gözden kaçmış, memur hata yapmış diyemeyiz. Ama burada iyi niyet olup olmadığını tartışabiliriz. Bir belediye Başkanı (ki o Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar oluyor) kendi döneminde yapılan bir protokole bile isteye uymuyor. Kendisi uymadığı gibi Gençlik ve Spor Bakanlığı’nı da bu kanunsuzluğa ortak ediyor.

Akla birçok soru ve şüphe düşüyor tabi…

Öncelikle ve birincisi protokolün derhal kamuoyuna açıklanması gerekiyor. O protokole imza atanların da açıklanması lazım. Milli Eğitim Bakanlığı örneğin 20 yıldan fazladır şartlı bağış almıyor. Keza bir çok bakanlık ve kamu kurumu da şartlı bağışa yanaşmıyor. Şartlı bağış kurumların elini bağlıyor çünkü.

İkincisi bu protokol ve kanun ortadayken kim hangi akılla bu arazi üzerinden imar plan değişikliği ile böyle bir işe kalkıştı ve kim onay verdi? Şüphesiz Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar ve hem yardımcısı hem de dünürü olan Hasan Hüseyin Erdönmez’i gösteriyor oklar. Osmangazi Belediyesi’nde yaprak kımıldasa Erdönmez’in onayına ihtiyacı var kati suretle.

Bile bile böyle bir hata yaparak kamuyu 80 milyon lira civarında zarara uğratma gibi bir durumla karşılaşıyoruz ki, bu tam bir rezalet. Bu projeyi hazırlayan, protokol ve kanunları yok sayan yiğidi de tanıyıp görmek istiyoruz açıkçası.

Şimdi normal şartlarda böyle bir riski kimse almaz, alamaz. Yani bunu memurların yapma ihtimali yok sayılır. Siyasiler yaptı demek ki. Ama neye karşılık? Soru çok açık neye karşılık?

Burada hem belediye kanadı hem de bağışçı kanadı ciddi itham altında. Mesela bağışçı açısından oranın spor salonu ya da yeşil alan olması neyi değiştiriyor ki? Ticari olarak kullanılmamış, spor salonu yapılmış yine kamu hizmeti verecek. Ve en başından müdahale etmek varken beklenip salon bitip hizmete girdikten sonra bu adım atılıyor. Belli ki bir hesap var.

Dönemin belediye yönetimine. Sonucun bu olacağını bile bile, elinde protokol olduğu halde bu neden yapılır? Bağışçı ile belediye görevlilerinin arasındaki ilişkinin sorgulanması ve mercek altına alınması gerekmez mi? Bu 80 milyon halkın cebinden çıkıp birinin cebine giriyor. Neden? Niye böyle bir işe kalkışıyorlar? Akrabalık dahil, ticari ilişkiler didik didik edilmeli. Ve bu bedel mutlak suretle protokole rağmen kanunu hukuku ve kamu ciddiyetini yok sayan imza sahiplerine rücu edilmeli.

Tabi bu işin mali boyunu ahlaki boyutunu ise ayrıca ele almakta yarar var. Milletten aldığı yetkiyi milletin yararına kullanmak, kamunun delikli kuruşunu en verimli şekilde kullanmak zorunda olanların bu kadar pervasızca savurmalarının da hesabının sorulması şart. Kamuoyu vicdanını rahatlatmak için siyasi sorumlu Mustafa Dündar ve işin içinde olan herkese soruşturma açılarak, gereken müeyyide uygulanmalı.

Malum bu salonun fotoğraflarını bilboardlara asarak hayalini kurduğu Büyükşehir Belediye Başkanlığı için propaganda malzemesi de yapıyor Mustafa Dündar. Yani kişisel ikbal kaygısı kamu imkanlarını bir yana bırakın siyaset yaptığı partinin üst belediye başkanına karşı yürütülen propaganda için de bir imkan olarak kullanıyor.

Milletin verdiği oylarla AK Parti’nin sağladığı makamı kendi ikbali ve kişisel hırsları uğruna kullanmaktan imtina etmeyen Dündar ve ekibi bu olayda skandallarına bir tane daha eklemiş oldu. Daha önce kamyonla para verip Unesco ödülü diye aldıkları ödülün de çakma olduğu ortaya çıkmış, yine belediye parasıyla kendisine şarkı yaptırdığı da Sayıştay raporlarına yansımıştı Dündar’ın. İstanbul ve Ankara’ya asılan bilboardlar, meydan diye başlayıp çarşı avm’ye dönüşen beton kütlesi, boş araziye yapılan inşaatların kentsel dönüşüm diye yutturulmaya çalışılması, ovayı saran kaçaklara göz yumulması. AK Parti de millet adına Dündar ve tayfasından bunun hesabını net bir şekilde sormalı.

Ve bu kafa iki dönemdir işi gücü bırakıp Büyükşehir Belediye Başkanlığı için mücadele ediyor. Ne diyordu Mustafa Dündar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da resmini kullandığı bilboard da “dünya gördü sen de gör”. Evet herkes gördü AK Parti de Dündar’ın bu skandallarını görmeli ve gereğini yerine getirmeli.

Son olarak Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar ya bu yaşananların izahını yapmalı ya da kamuoyundan özür dileyerek vakit geçirmeden istifa etmeli. Kendisini de zorlayarak siyaset dışı bıraktığı AK Parti Osmangazi eski İlçe Başkanı Ufuk Çömez’in durumuna sokmadan, gereken adımı atmalı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.