Siyasi ahlak her şeyden daha öncelikli bir şekilde bu ülkenin ihtiyacıdır. Ahlaklı siyaseti olan bir ülkenin önünde hiçbir kuvvet duramaz. Türk siyasetinde siyasi ahlak tartışmaları devam ederken, Milliyetçi Hareket Partisi ve onun lideri Devlet Bahçeli, adeta siyasi ahlak dersi veren bir uygulama ile gündeme geldi.
Kimse Türkiye’nin siyasal ikliminde hem de bir tek vekile bile büyük ihtiyaç duyulurken, bir siyasi partinin 3 milletvekilini ahlaki üstünlüğü elinde tutmak için partisinden atmaz. Türkiye'de bunun bir tek istisnası her dönem Milliyetçi Hareket Partisi olmuştur, olmaya da devam ediyor.
Dün akşam saatlerinde Türk siyasetinde nadir görülen gelişmelerden birisi gündeme bomba gibi düştü. MHP’den yapılan açıklamada 3 milletvekilinin istifasının istendiği ve istifalarının kabul gördüğü duyuruldu. Bu isimler Isparta Milletvekili Hasan Basri Sönmez, Bolu Milletvekili İsmail Akgül ve Kilis Milletvekili Mustafa Demir olarak açıklandı. MHP’den istifalar ile ilgili kapsamlı bir açıklama gelmedi ancak kısa süre sonra kamuoylu gündemine adı geçen milletvekillerinin altın kaçakçılığı ile ilgili bir dosyada yer aldıkları, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bunu asla kabul edemeyeceklerini belirterek, tavizsiz bir şekilde istifalarını istediği ifade edildi.
Aslında MHP’den gelen ilk açıklamanın ardından doğal olarak bu milletvekillerinin başka partilerle ya da isimlerle bir dirsek teması mı kurdukları ya da başka bir partiye yönelim mi gösterdikleri akıllara geldi. Yeni kurulan ya da milliyetçi muhafazakar partilerden birine mi gidiyorlar gibi bir tartışma da oldu ancak kısa süre sonra bunun siyasi bir adım değil ahlakı bir adım olduğu ortaya çıktı.
Her ne kadar MHP tam olarak neden istifaların gerçekleştiğine yönelik bir açıklama yapmasa da altın kaçakçılığı iddialarının gündeme düşmesinin ardından MHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’dan istifalar hakkında açıklama geldi.
Sosyal medya hesabından bir paylaşım yapan Yıldız, istifaları istenilen vekiller hakkında, “MHP’nin yetkisini kötüye kullanmayan, nefsini öne çıkarmayan, kibirden uzak duran, fanilik duygusuna aşina, hoşgörülü, hayata hikmet ve hakikat gözüyle bakan, derviş gönüllülerin yeridir” dedi.
İhracın kendisi kadar yapılan açıklama da siyasi ahlak dersi olarak okutulabilecek bir derinliğe ve değere sahip. MHP, bilinen siyasi partilerin aksine değerlerine sıkı sıkıya bağlı, ideal ve ideolojisini kararlılıkla sürdüren bir parti. Bu noktada Devlet Bahçeli daha önce de adı yolsuzluk ya da siyasi ahlak dışına çıkan isimleri partiden göndermişti. Bu durum tüm zamanlarda aynı şekliyle devam ediyor.
Bugün adı yolsuzluk ve siyasi ahlak dışına taşmış bir çok milletvekili halen partilerinde siyaset yapmaya devam ediyor. Siyasi uyuşmazlık dışında hiçbir parti milletvekili siyasi ahlak gerekçesiyle ihraç etmiyor. MHP’nin yaptığı yarına umut taşıyacak cinsten. Siyasetin ahlaklı yapılması gerektiğinin altını çizen de bir adım.
Son dönemde AK Parti ile yapılan ittifak nedeniyle en fazla yıpratılan ya da hedef alınan isimdir Devlet Bahçeli. Gerek Devlet bey gerekse MHP acımasızca ve çok ağır ifadelerle sürekli hedef haline getirilen bir parti. Ancak MHP, bugüne kadar siyasi hedef olmuş bir parti. Bugüne kadar siyasi ahlak noktasında söz söylenebilecek son parti bile değil. Devlet Bahçeli, Türk siyasetine siyasal ahlak dersi verecek birinci isimdir ve bunu da sözle değil uygulamalarıyla gösteren bir lider olarak öne çıkıyor.
Devlet beyi değerlendirirken ya da Devlet Bey yönetimindeki MHP’yi analiz ederken günlük siyasi tartışmaların dışına çıkarak büyük resmi görmekte yarar var. MHP evet bir çok tartışmanın içinde yer alıyor. Ülkücüler arasında da bir çok tenkit ve tepki de görüyor. Bunları göz ardı edemeyiz. Ancak MHP Ülkücülerin boynunu bükecek, yüzünü düşürecek, şanlı ve şerefli mazisini kirletecek bir yapıya hiçbir zaman bürünmedi. MHP, 55 yıllık mazisine yakışır kurallarını, şerefini, temizliğini koruyabilen bir parti olarak da tarihe geçmiş bir kurumsal yapı olarak algılanmalı. Ki aksini kimsenin iddia etmeyeceğini düşünüyoruz.
Sonuç olarak Devlet Bahçeli bir kez daha bu ülkeye siyasal ahlak nedir, nasıl olmalıdır ve aksi durumda nasıl hareket edilmelidiri öğretti. Bu çok kıymetli bir durum. Sadece bunlar bile MHP’nin bu ülkenin neden vazgeçilmezi olduğunu göstermesi bakımından oldukça önemli. Türkiye'nin siyasi ahlaka ve siyasi ahlak üstünlüğüne sahip partilere ihtiyacı var. Bir tane yetmez hepsinin öyle olması da şart.
Burada değinmemiz gereken çok önemli bir nokta daha var. Siyasi partiler kanunun acilen yenilenerek, gerçekten siyasi hareketler içinde mücadele eden, ideolojisi ve hedefleri bakımından millete hizmet edebilecek isimlerin yine millet tarafından makamlara getirilmesinin sağlanması şart. Bu hadise de bunun ne kadar elmez bir konu olduğunu gözler önüne seriyor.
Son olarak MHP'den atılan bağımsız Isparta Milletvekili Hasan Basri Sönmez, Bolu Milletvekili İsmail Akgül ve Kilis Milletvekili Mustafa Demir, acilen milletvekilliğinden de istifa etmeli ya da ettirilmeli. Mazisi şerefle şanla dolu bir hareket sayesinde elde ettikleri tüm imkanları millete iade etmeliler... Bunun ne kadar elzem olduğunu da aslında yaptıkları ezberlenmiş cümlelerin tekrar edilmesiyle 3 isim gösterdi zaten.
Belli ki Ülkücülük samimiyetinden uzak oldukları kadar Devlet Bahçeli’yi de hiç tanıyamamış MHP milletvekili olmalarına rağmen bu arkadaşlar. Devlet beyin dilinden düşürmediği bir söz var sürekli söyler. “Önce devletim ve milletim, sonra partim ve ben”. Devlet bey sadakatim milletime derken, yakalanmanın çaresizliği içinde Devlet beye sevimli görünme çabasıyla her üç vekilin aynı cümlelerle yaptıkları açıklamalar samimi de değil gerçekçi de değil. Milletine sadakati olmayanın liderine sadakati olmaz.
Devlet Bahçeli’nin önce kendilerine neden kapıyı gösterdiğini izah edip sonra kalkıp milletten sonra da Devlet Bahçeli ve Ülkücü Hareketten özür dileyip, kendilerine kazandırılan makamları iade etmek yerine samimiyetsiz cümlelerle durumu idare etmeleri de kabul edilemez.
Önce milletine sadakat duyacaksın. Millete sadakat duymayanın liderine sadakati olmaz.... Buyrun her üç vekilin sırasıyla o paylaşımları: Hasan Basri Sönmez, "Liderimizin, partimizin ve teşkilatlarımızın son nefesimize kadar emrindeyiz. Liderimizin yanından bir adım geri atmayacağız" İsmail Akgül: "Liderimizin, partimizin ve teşkilatlarımızın son nefesimize kadar emrindeyiz. Liderimizin yanından bir adım geri atmayacağız. Verilen karar başımız üstünedir" Mustafa Demir: "Liderimizin ve partimizin son nefesimize kadar emrindeyiz" paylaşımını yaptı.
Devlet Bahçeli beye sadakatiniz olsaydı şanla şerefle dolu bir mazisi olan MHP’nin bünyesinde devlet millet hizmetinin dışında kişisel ikbal peşinde olmazlardı. Türk milletinden özür dilememeleri bile başlı başına bir ayıp. Umarız vekillikten bir an önce istifa ederek, gidip yaptıklarının hesabını Türk yargısına verirler.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Alpaslan Yıldız
MHP’den siyasi ahlak dersi!
Siyasi ahlak her şeyden daha öncelikli bir şekilde bu ülkenin ihtiyacıdır. Ahlaklı siyaseti olan bir ülkenin önünde hiçbir kuvvet duramaz. Türk siyasetinde siyasi ahlak tartışmaları devam ederken, Milliyetçi Hareket Partisi ve onun lideri Devlet Bahçeli, adeta siyasi ahlak dersi veren bir uygulama ile gündeme geldi.
Kimse Türkiye’nin siyasal ikliminde hem de bir tek vekile bile büyük ihtiyaç duyulurken, bir siyasi partinin 3 milletvekilini ahlaki üstünlüğü elinde tutmak için partisinden atmaz. Türkiye'de bunun bir tek istisnası her dönem Milliyetçi Hareket Partisi olmuştur, olmaya da devam ediyor.
Dün akşam saatlerinde Türk siyasetinde nadir görülen gelişmelerden birisi gündeme bomba gibi düştü. MHP’den yapılan açıklamada 3 milletvekilinin istifasının istendiği ve istifalarının kabul gördüğü duyuruldu. Bu isimler Isparta Milletvekili Hasan Basri Sönmez, Bolu Milletvekili İsmail Akgül ve Kilis Milletvekili Mustafa Demir olarak açıklandı. MHP’den istifalar ile ilgili kapsamlı bir açıklama gelmedi ancak kısa süre sonra kamuoylu gündemine adı geçen milletvekillerinin altın kaçakçılığı ile ilgili bir dosyada yer aldıkları, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bunu asla kabul edemeyeceklerini belirterek, tavizsiz bir şekilde istifalarını istediği ifade edildi.
Aslında MHP’den gelen ilk açıklamanın ardından doğal olarak bu milletvekillerinin başka partilerle ya da isimlerle bir dirsek teması mı kurdukları ya da başka bir partiye yönelim mi gösterdikleri akıllara geldi. Yeni kurulan ya da milliyetçi muhafazakar partilerden birine mi gidiyorlar gibi bir tartışma da oldu ancak kısa süre sonra bunun siyasi bir adım değil ahlakı bir adım olduğu ortaya çıktı.
Her ne kadar MHP tam olarak neden istifaların gerçekleştiğine yönelik bir açıklama yapmasa da altın kaçakçılığı iddialarının gündeme düşmesinin ardından MHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’dan istifalar hakkında açıklama geldi.
Sosyal medya hesabından bir paylaşım yapan Yıldız, istifaları istenilen vekiller hakkında, “MHP’nin yetkisini kötüye kullanmayan, nefsini öne çıkarmayan, kibirden uzak duran, fanilik duygusuna aşina, hoşgörülü, hayata hikmet ve hakikat gözüyle bakan, derviş gönüllülerin yeridir” dedi.
İhracın kendisi kadar yapılan açıklama da siyasi ahlak dersi olarak okutulabilecek bir derinliğe ve değere sahip. MHP, bilinen siyasi partilerin aksine değerlerine sıkı sıkıya bağlı, ideal ve ideolojisini kararlılıkla sürdüren bir parti. Bu noktada Devlet Bahçeli daha önce de adı yolsuzluk ya da siyasi ahlak dışına çıkan isimleri partiden göndermişti. Bu durum tüm zamanlarda aynı şekliyle devam ediyor.
Bugün adı yolsuzluk ve siyasi ahlak dışına taşmış bir çok milletvekili halen partilerinde siyaset yapmaya devam ediyor. Siyasi uyuşmazlık dışında hiçbir parti milletvekili siyasi ahlak gerekçesiyle ihraç etmiyor. MHP’nin yaptığı yarına umut taşıyacak cinsten. Siyasetin ahlaklı yapılması gerektiğinin altını çizen de bir adım.
Son dönemde AK Parti ile yapılan ittifak nedeniyle en fazla yıpratılan ya da hedef alınan isimdir Devlet Bahçeli. Gerek Devlet bey gerekse MHP acımasızca ve çok ağır ifadelerle sürekli hedef haline getirilen bir parti. Ancak MHP, bugüne kadar siyasi hedef olmuş bir parti. Bugüne kadar siyasi ahlak noktasında söz söylenebilecek son parti bile değil. Devlet Bahçeli, Türk siyasetine siyasal ahlak dersi verecek birinci isimdir ve bunu da sözle değil uygulamalarıyla gösteren bir lider olarak öne çıkıyor.
Devlet beyi değerlendirirken ya da Devlet Bey yönetimindeki MHP’yi analiz ederken günlük siyasi tartışmaların dışına çıkarak büyük resmi görmekte yarar var. MHP evet bir çok tartışmanın içinde yer alıyor. Ülkücüler arasında da bir çok tenkit ve tepki de görüyor. Bunları göz ardı edemeyiz. Ancak MHP Ülkücülerin boynunu bükecek, yüzünü düşürecek, şanlı ve şerefli mazisini kirletecek bir yapıya hiçbir zaman bürünmedi. MHP, 55 yıllık mazisine yakışır kurallarını, şerefini, temizliğini koruyabilen bir parti olarak da tarihe geçmiş bir kurumsal yapı olarak algılanmalı. Ki aksini kimsenin iddia etmeyeceğini düşünüyoruz.
Sonuç olarak Devlet Bahçeli bir kez daha bu ülkeye siyasal ahlak nedir, nasıl olmalıdır ve aksi durumda nasıl hareket edilmelidiri öğretti. Bu çok kıymetli bir durum. Sadece bunlar bile MHP’nin bu ülkenin neden vazgeçilmezi olduğunu göstermesi bakımından oldukça önemli. Türkiye'nin siyasi ahlaka ve siyasi ahlak üstünlüğüne sahip partilere ihtiyacı var. Bir tane yetmez hepsinin öyle olması da şart.
Burada değinmemiz gereken çok önemli bir nokta daha var. Siyasi partiler kanunun acilen yenilenerek, gerçekten siyasi hareketler içinde mücadele eden, ideolojisi ve hedefleri bakımından millete hizmet edebilecek isimlerin yine millet tarafından makamlara getirilmesinin sağlanması şart. Bu hadise de bunun ne kadar elmez bir konu olduğunu gözler önüne seriyor.
Son olarak MHP'den atılan bağımsız Isparta Milletvekili Hasan Basri Sönmez, Bolu Milletvekili İsmail Akgül ve Kilis Milletvekili Mustafa Demir, acilen milletvekilliğinden de istifa etmeli ya da ettirilmeli. Mazisi şerefle şanla dolu bir hareket sayesinde elde ettikleri tüm imkanları millete iade etmeliler... Bunun ne kadar elzem olduğunu da aslında yaptıkları ezberlenmiş cümlelerin tekrar edilmesiyle 3 isim gösterdi zaten.
Belli ki Ülkücülük samimiyetinden uzak oldukları kadar Devlet Bahçeli’yi de hiç tanıyamamış MHP milletvekili olmalarına rağmen bu arkadaşlar. Devlet beyin dilinden düşürmediği bir söz var sürekli söyler. “Önce devletim ve milletim, sonra partim ve ben”. Devlet bey sadakatim milletime derken, yakalanmanın çaresizliği içinde Devlet beye sevimli görünme çabasıyla her üç vekilin aynı cümlelerle yaptıkları açıklamalar samimi de değil gerçekçi de değil. Milletine sadakati olmayanın liderine sadakati olmaz.
Devlet Bahçeli’nin önce kendilerine neden kapıyı gösterdiğini izah edip sonra kalkıp milletten sonra da Devlet Bahçeli ve Ülkücü Hareketten özür dileyip, kendilerine kazandırılan makamları iade etmek yerine samimiyetsiz cümlelerle durumu idare etmeleri de kabul edilemez.
Önce milletine sadakat duyacaksın. Millete sadakat duymayanın liderine sadakati olmaz.... Buyrun her üç vekilin sırasıyla o paylaşımları: Hasan Basri Sönmez, "Liderimizin, partimizin ve teşkilatlarımızın son nefesimize kadar emrindeyiz. Liderimizin yanından bir adım geri atmayacağız" İsmail Akgül: "Liderimizin, partimizin ve teşkilatlarımızın son nefesimize kadar emrindeyiz. Liderimizin yanından bir adım geri atmayacağız. Verilen karar başımız üstünedir" Mustafa Demir: "Liderimizin ve partimizin son nefesimize kadar emrindeyiz" paylaşımını yaptı.
Devlet Bahçeli beye sadakatiniz olsaydı şanla şerefle dolu bir mazisi olan MHP’nin bünyesinde devlet millet hizmetinin dışında kişisel ikbal peşinde olmazlardı. Türk milletinden özür dilememeleri bile başlı başına bir ayıp. Umarız vekillikten bir an önce istifa ederek, gidip yaptıklarının hesabını Türk yargısına verirler.