Okullara yönelik dışarıdan hazırlanan ve sosyal proje kılıfına uydurulan organizasyonlara hep şüpheyle bakmışımdır. Daha da önemlisi Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı devasa bir kurum olan Eğitim Araçları Genel Müdürlüğü varken ve bu kurumun yapabileceği işlerin neden böyle dışardan rant kokan organizasyonlara devredildiğini de hiç anlamış değilim.
Daha önce sosyal medya hesabımdan konuyla ilgili paylaşımlarda bulunmuştum. Neresinden eşersen elinde kalan ve Türkiye’nin en büyük sosyal sorumluluk projesi olarak lanse edilen bir fırıldakla karşı karşıyayız. Bu fırıldağa yol veren Beyazay derneği Başkanı Zafer Hıdıroğlu beyle İl Milli Eğitim Müdürü Ahmet Alireisoğlu’na da teessüflerimizi iletelim.
Hikaye oldukça enteresan. Oldukça da enteresan bir ismi var yayın şirketinin Tarih Yazan Çocuklar Yayınevi...
Konyalı bir yayıncı 120 broşür boyutunda kitapçık hazırlayıp basıyor. Broşür kitap serisinin ismi de ayrı “Tarih Yazan Çocuklar”. Sonra oturup bunları nasıl ticarete çeviririm diye kafa yoruyor. Al sana Türkiye’nin en büyük sosyal sorumluluk (!) projesi oldu bile.
Sonra kendine ortaklar arıyor inandırıcılığını artırmak için. Örneğin Bursa’da eski Ak Parti Milletvekili Zafer Hıdıroğlu’nu buluyor. Hıdıroğlu, Beyazay Derneği’nin de başkanı. Beyazay Derneği malumunuz engelli bireylere destek amacı taşıyan bir sivil toplum kuruluşu. Hıdıroğlu, siyasi kimliğiyle proje sahiplerini Vali’ye Milli Eğitim Müdürüne, belediye başkanlarına götürüyor. Yetmiyor baskı oluşturularak Valilik, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Beyazay Derneği ve yayıncı kuruluş arasında protokol imzalanıyor.
Öyle cafcaflı bir isim bulmuş ki kendisine duyunca vay, anasına analar neler doğuruyor diye coşkuya kapılmamak mümkün değil. Peki proje nedir? Kısaca anlatayım okullarda, her sınıfa sponsorlar aracılığıyla kütüphane oluşturarak içerisine Türk büyüklerinin hayat hikâyelerini ve başarılarını anlatan kitaplar ile doldurarak her gün ilk dersin ilk 16 dakikasında bu kapsamda öğretmenlerden ders işlenmesi isteniyor. Vay bakarmısınız hayallerimize gidiyoruz kemerlerinizi bağlayın.

Proje tamamen ticari bir proje. Fotoğrafta göreceksiniz kütüphane dedikleri kutuyu ve toplasan bir kitap etmeyecek 120 broşür tadında kitabı. Ve bunların her birinin bedeli tam 12 bin lira. 8 bin sınıf hedefi ile toplanmak istenen para tam 80 milyon lira iyi mi? Milli Eğitim Müdürü Ahmet Alireisoğlu, belli ki protokole ikna değil ama siyasi baskıya rağmen imza atmak zorunda kalınca sorumluluğu hemen bir iç yazışmayla ilçe müdürlüklerine atıyor.
Protokolden sonra eski AK Parti Milletvekili Zafer Hıdıroğlu bir kez daha devreye girerek ilçe Milli Eğitim Müdürlüklerini baskı altına alıyor. Örneklerden birisi Yıldırım’da. Millet Mahallesi İlkokulu’nda, dernek yöneticileri projenin tanıtımının yapılması için öğretmenlere talimat yağdırıyor nasıl olsa arkalarında siyasi bir isim ve imza edilen protokol var. Sayın Vali ve Milli Eğitim Müdürü mutlaka okulda öğretmenleri dinlemeli. Neyse belediye başkanlarını da kullanarak işadamlarını sponsor etmeye başlamışlar. Her sınıf 12 bin lira. Yıldırım ve Kestel’de organizasyon yapıldı. Başka ilçelerde de yapıldığını duyuyoruz.
Bakın buradan tekrar edelim. Projenin bütçesi ve bu bütçesinin karşılanmasıyla ilgili sıkıntı var. Dahası 12 bin lira karşılığı firmanın tamamı orta kalınlıkta bir iki kitap ancak tutacak broşür tadındaki kitaplarla ancak iki kitap alacak bir kutuyu kütüphane olarak pazarlığı ortada. Maliyeti 200 lira bile olmayacak bu iş için sınıf başına 12 bin isteniyor ve ciddi astronomik paralar hedefleniyor kar olarak.
O halde yetkililere ve projenin arkasında duran Zafer Hıdıroğlu’na soralım,
Milli Eğitim Bakanlığı’nın çalışma programı ve yönetmeliklerine rağmen öğrencilerin müfredat yerine özel bir firmanın bastığı kitaplarla dersin yarısının tanıtım kampanyasına bırakılması ne kadar doğru?
Zafer Hıdıroğlu bey ve derneği bu işin içinde finansal olarak mı var yoksa buradan kendilerine de kaynak mı aktarılıyor? Beyazay Derneği’nin faaliyet alanında bu tür organizasyonlar mı var? Maksat ve amaç nedir? Türkiye'nin en büyük sosyal sorumluluk projesi adı altında hem okullar hem de hayırseverler istismar edilirken, bunun kontrolünü yapan bir kurum yok mu?
Bursa Valiliği ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü derhal bu yaşananlarla ilgili gereken bilgilendirmeyi kamuoyuyla paylaşmalı. Öğrenciler kullanılarak bu tür ticaret girişimlerine okulların kapılarının derhal kapatılması gerekiyor. Burada oluşan kaynağın tamamının okullara kalması gerekirken, okullara bir kitap sığacak kutu ile bir kitap kadar broşür verilerek kamuoyunun da aldatılmasına imkan tanımak devlet ciddiyetine yakışmıyor ne yazık ki...
Proje kapsamında bize ulaşan mağdur çalışanlar var. Çalıştırıp sigortası ödenmeyen, parasını alamayan insanlar. Dahası firmayla çalışan ajans bile parasını alamadığı için işten çekilmiş. Yayıncıyla ilgili Konya menşeli iddialar da var ancak bu konumuz kapsamında değil. Şimdi örneğin Defterdarlık ve SGK’nın bu şirketi bir an önce mercek altına alması gerekiyor. Milli Eğitim ve Bursa Valiliği’nin de idari olarak denetlemesi şart. Zafer Hıdıroğlu bey size gelince lütfen çıkın ve kamuoyunu ikna edecek şekilde projeyi anlatın. Biz ikna olmadık, söz konusu çocuklar olunca veliler de çok sorgulamıyor ve mahşeri vicdan sizden çıkıp bir iki söz etmenizi bekliyor. Bizden söylemesi... Aksi durumda böylesi bir ayıp ömrünüz boyunca yeter de artar bile...