SON DAKİKA
Hava Durumu

Vandallık solun raconudur!

Yazının Giriş Tarihi: 17.08.2024 15:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.08.2024 15:43

Evrensel sol değerlere sahip çıkan bir grup azınlık dışında Türkiye’de sol diye tanımlanan kesimlerin büyük kısmı vandallık özentisinde, fikri de zikri de dışarıdan yönetilen bir yapıya sahiptir. Her türlü vandallığı yapanlar karşılarında buna izin vermeyen güç bulduklarında algı ve provakasyonla ve seslerini daha çok çıkararak haksızlıklarını ve hukuksuzluklarını örtmenin derdine düşer.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde terör suçundan hapiste olan bir eşkalin tekrar milletvekilliğine geri dönmesi için özel oturum yapılıyor. TİP’li Ahmet Şık denilen şahıs kürsüye çıkıp hakaretler yağdırıyor, AK Parti milletvekillerine terörist diyor.

Yetmiyor, “Hepinizin toplamının bu memlekete Atalay kadar hayrı dokunsa ömür boyu şükür namazı kılacak insanlarsınız. Bu ülkenin en büyük terör örgütü bu sıralarda oturanlardır" diyor yetmiyor, "Sizde hiç utanma yok. Zerre miktar utanmanız yok. Haysiyetiniz yok" diyor.

Ve olanlar oluyor. AK Parti İzmir Milletvekili Alpay Özalan kürsüye gidip Ahmet Şık’a müdahale ediyor. Görüntüleri izledim. Alpay itiyor Alpay iterken Ahmet Şık peş peşe yumruk atmaya çalışırken bir anda merdivenlere kapaklanıyor. Bir milletvekili kaldırmaya geliyor ona yumruk atıyor. Milletvekilleri araya girmeye çalışırken önüne gelene yumruk sallıyor.

Ve bir anda sözüm ona solcular kıyameti koparmaya başlıyor. Hakaret edene, küfredene sesleri çıkmayan bu iki yüzlüler, Alpay üzerinden yine toplumun büyük kesimini hedef alıyorlar. İktidarı, kendilerinden olmayan herkesi faşist, saldırgan ilan ediyorlar. Sosyal medyada, satılık kalemlerle yine algı ve provokasyona başlıyorlar.

Yemiyor arkadaş bu millet artık sizin bu rezil oyunlarınızı. "Türkiye Cumhuriyeti yıkılmalıdır" ve Devlete "katil" diyen, savcı katleden teröristlerle olayın hemen öncesi röportaj yapan ve onların propagandasını yapan, ömrü boyunca bölücü faaliyetlerin borazanlığını yapan Ahmet Şık’ı, devlete başkaldırmaya kalkan gezi teröristlerin avukatlığını yapan Can Atalay’ı, terörist Demirtaş’ı, teröristlere selam çakan Fincancı’ları vs toplumu vatansever diye yutturup, milleti baskılamak için kullanmasına müsaade etmiyor artık bu millet.

MHP, Can Atalay oturumuna katılmadı. En iyisini yapıp bu rezilliğin içinde yer almadı. Doğru olanı da bunlar kürsüye çıktıklarında milletin vekillerinin genel kurul salonunu terk etmeleri. İtibar etmemeleridir. Hem bunlara hem bunların goygoycularına…

Ahmet Şık gerçeğini ve terörist sevicilerin bu sefil hallerini çok iyi özetlemiş Akit Yazarı Ali Karahasanoğlu…

Onun yazısıyla tamamlayalım…

“Sizde hiç utanma yok. Zerre miktar utanmanız yok. Haysiyetiniz yok”

Sözler Ahmet Şık’a ait. AK Partili’lere yönelik olarak söylüyor.. Cumhuriyet savcısı Selim Kiraz’ı adliyedeki makam odasında rehin alıp, sonrasında alçakca katleden utanmazlara.. Haysiyeti olmayanlara.. Teröristlere kol kanat geren, “Mecbur bırakıldığımız eylem şekli idi” diye yaptıkları savunmayı, sanki haklı bir savunma imiş gibi Cumhuriyet gazetesinin birinci sayfasına koyan Ahmet Şık’a tane tane anlatayım.. Sanıyorsun ki.. Milletvekilliğin sürdüğü sürece, o teröristlere kol kanat germenin hesabını mahkeme önünde vermeyeceksin..

Bana kalırsa, senin dokunulmazlığın çoktan kaldırılmalı, Can Atalay ile birlikte, o savcının öldürülmesinin hesabını şimdi veriyor olmalı idin. Ama AK Partililer size merhametli.. Merhametten de maraz hasıl oluyor.. Biliyorum, savcı katillerinden yana olanlar, hemen itiraz edecekler, “Gördük dün. AK Partili milletvekili Alpay Özalan’ın ne kadar merhametli olduğunu..”

İyi bakın o görüntülere.. Yeniakit.com.tr’de yavaşlatılmış çekimi var.. Tekrar tekrar izleyin.. Evet, fiziki müdahale anlamında, Alpay önce başlıyor.. Ama lütfen. Kime, “Sizde hiç utanma yok. Zerre miktar utanmanız yok. Haysiyetiniz yok” denildikten sonra sessiz kalır.. Varsa bir gönüllü.. Gelsin karşıma.. Televizyondan canlı olarak verilen bir yayında, o sözleri sarfetmek ve tepkisini almak istiyorum.. Milletin temsilcilerine, AK Parti grubunun tamamına, siz “haysiyetsiz” diyeceksiniz.. Ve hiçbir müdahale olmaksızın, konuşmanıza devam edebileceğinizi düşüneceksiniz..

Mümkün mü?

Fiziki müdahalenin ilk aşamada Alpay’dan geldiğini belirttim. Ama terörist sevici Ahmet Şık’ın ilk yumruğu vurduğunu da hemen hatırlatalım. Kendisine fiziki müdahale, sadece omzuna atılan el, boğazından tutma iken.. Seyredin görüntüleri.. Ahmet Şık, ne karşı tarafın elini itmeye çalışıyor.. Ne kendini savunma sadedinde bir harekette bulunuyor. Direkt yumruğu sallıyor. Ama yumruk boşa gidince, ve Alpay da o ana kadar sadece boğazından tutmakla yetinirken, ister istemez Ahmet Şık’ı itekleyince. Terörist sevici Ahmet şık, iki metre ileriye, belki de biraz da şov amaçlı kendisini atıyor.. Daha önemlisi. Yere düştükten sonra ayağa kalkarken, kendisine yardıma gelen milletvekiline, doğrulur doğrulmaz yumruğu atan da Ahmet Şık.. Olayın bu kısmını, aktardıktan sonra..

Ben başlıktaki cümleye takıldım.. Ne diyordu, Ahmet Şık: “Sizde hiç utanma yok. Zerre miktar utanmanız yok. Haysiyetiniz yok” Ben Ahmet Şık’a ve benzerlerine hatırlatayım.. Kimde utanma yoktur biliyor musunuz. Kimde haysiyet yoktur biliyor musunuz.. Önce, milliyetçi geçinenlerden başlayalım: Şimdi salıverilmesi istenen Can Atalay, 29 Haziran 2015’de paylaşımda bulunmuş.. Hani Gezi isyanından cesaretle. Gezi’de 14 insanımızın ölümüne sebep olduktan sonra.. Kobani sokak hareketlerinde 50’den fazla insanın ölümüne sebep verdikten sonra.. Bu ülkedeki 50 bin insanın ölümüne sebebiyet veren. Dikkat edin. “Birisine yumruk atan” demiyorum.. “Birisinin omzuna el koyan” demiyorum. Birisinin boğazını sıkan demiyorum.. 50 bine yakın insanın, çocuk, kadın, ihtiyar demeksizin binlerce insanın ölümüne sebep olan PKK terör örgütünden bahsediyorum..

O PKK’nın başındaki adamdan, Can Atalay bakın nasıl bahsediyor:

“Karayılan: Kobane Ameddir. AKP’den gayrısının da siyaseti Misakı Milli sınırları ile sınırlı konuşma şansı kalmamıştır.” Milliyetçi geçinen Müsavat Dervişoğlu, buyursun kendisine düşen hisseyi alsın.. Kimin tahliyesini istiyor? Devam ediyoruz, Can Atalay’ın yanında duran kendini bilmezlere hatırlatmalarımıza.. Bu sefer de dindar geçinenlere hatırlatalım. Can Atalay, Gezi isyanı sonrası, 17-25 Aralık darbe girişiminden de cesaret alarak, bakın İmam Hatiplere nasıl tavır almış: “Yeşilbahar imam hatip olamaz! Eşit, kamusal, laik eğitim mücadelesi kalabalıklaşarak büyüyor... Eğitimin piyasalaştırılmasına ve dinselleştirilmesine karşı yürüyoruz. Yeşilbahar Ortaokulu imam hatip olamaz!” Birazcık utanması varsa, Can Atalay için çırpınan SP’li Bülent Kaya, kendi seçmenine de gidip, “Biz bu ülkede, İHL’lerin kökü kurutulurken tek kelime etmeyen Can Atalay için, o bir tane daha İmam Hatip açılacak diye ter ter tepindiği halde. Biz onun salıverilmesi için delirdik, durduk.. Oylarınız bize helal mi, haram mı?” diye sorsun..

Ama..

Ben yine Ahmet Şık’ın, “haysiyetsizler” sözüne döneyim. Haysiyetsiz kimdir biliyor musun, Ahmet Şık: Gezi isyanı ile ilgili yüzlerce paylaşımı olduğu halde, polisleri, devlet görevlilerini o Gezi olayları sebebi ile hakaret yağmuruna tuttuğu halde, adliyede makamı başındaki Savcı Selim Kiraz’ı Gezi olaylarını bahane ederek şehit eden DHKP/C teröristleri hakkında tek kelime etmeyenlerdir haysiyetsiz..

Daha başka kimdir haysiyetsiz? “Bütün kaybettiklerimizin hesabını soracağız. Az kaldı. Yine buluşacağız” dedikten ve Berkin’in de adını andıktan 20 gün sonra, DHKP/C’li teröristlerin bir savcıyı şehid ettiği gerçeğine rağmen, şimdi hesap vermeye gelince, “Ben ne yaptım ki” diyenlerdir, haysiyetsiz.. Savcı şehid edildikten 3 gün sonra.. Savcı için bir taziyede bulunacağına.. “Berkin’in katillerini 700 gündür gizleyenler, katillerin yargılanması talebinden vaz mı geçildi sanıyorsunuz? Çok yanılıyorsunuz hem de çok” diyerek, yeni yeni kamu görevlilerinin şehid edilmesi çağrısında bulunanlar, devlet görevlilerini tehdit edenlerdir, haysiyetsiz.. Yıllarca bu ülkede, “Dokunulmazlık ayrıcalıktır. Dokunulmazlık eşitliğe aykırıdır” dedikten sonra.. Bir kişiyi cezaevinden çıkartmak için, milletvekili dokunulmazlığının arkasına saklananlardır, haysiyetsiz.. Hem yargının etkisizleştiği eleştirilerini yapıp, hem yasama-yürütme ve yargı erklerinin birbirinden bağımsız olması gerektiğini savunup, hem de TBMM’yi toplantıya çağırıp, yargıya nanik yapmak, yargı kararlarını boşa çıkartmak isteyenlerdir haysiyetsiz..“Olacak iş midir?!! Savcı, 2 çocuk direnişçi için sabah Çağlayan’a getirin dedi, çocuklar sabaha kadar gözaltında” diyerek savcıları hedef gösterenlerdir haysiyetsiz.. Çocukları polise karşı direnmeye tahrik eden ahlaksızlar, çocukların ifadesi alınmak istendiğinde, belki de arkalarındaki güç ortaya çıkacağı için, onların çocuk olduğunu, hemen bırakılmaları gerektiğini söyleyenlerdir, haysiyetsiz..

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.