Göreve gelir gelmez enkaz edebiyatı ile başlayan Şadi Özdemir modeli belediye yönetimi, bir süredir müteahhitlerle olan gerilimle gündeme geliyordu. Özdemir’in makamında eline kurşun verildikten sonra ciddi bir değişim ve dönüşüm yaşadığını söyleyelim. Ve görünen o ki o değişim ve dönüşüm müteahhitlerle anlaşma noktasına kadar gelmiş. Kirli bir oyun oynanıyor ve belediye kasasına kaynağı açıklanmayan 1 milyar lira giriyor. Bursa buna sessiz, muhalefet görmedim duymadım bilmiyorumu oynuyor. Şadi Özdemir açıklamıyorsa muhalefet o parayı bağışlayan isimlere ulaşıp tek tek açıklamalı. Bursa bugüne kadar böylesi bir rant oyununu ilk kez görüyor. CHP’li yönetim oyun kuruyor ama AK Partililer neden koltuk değneği oluyor.
Konumuz Bursa. Ve geçen hafta Büyükşehir Belediye Meclisi’nde Nilüfer Belediyesi’nin 2 milyar liralık ek bütçe gündemindeyiz. Nilüfer, kirli ittifakların, rant havuzlarının, hukukun arkadan dolandığı, kul hakkının çatır çatır yendiği bir bölge olarak tüm Bursa’nın zihinlerine kazınmış bir bölge. Yıllardır yaşanan tiyatroyu da Bursa ne yazık ki sadece izleyebiliyor.
Bursa siyaset eliyle korku imparatorluğunun kurulduğu bir kent. Sesini yükseltenlerin üzerine orantısız güç kullanılarak kullanıldığını da örnekleri ile herkes biliyor. Siyasilerle birebir konuştuğunuzda zaten vahameti ve korkuyu iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Ve gelinen noktada siyaset sadece kişilerin kendi çıkarlarını koruma seviyesine inmiş durumda.
Gelelim tekrar Nilüfer Belediyesi’nin ek bütçe talebine. 3 milyar 200 milyon lira 2024 bütçesi olan belediye, bütçesinin 3’te 2’si oranında son 3 ay için ek bütçe talebinde bulundu. Bunun izahı oldukça güç. 3 ay için bu kadar bütçeye ihtiyaç duyan belediye batmıştır ve bunu geri çevirmek çok ama çok zordur. İşin bu yönünü bir tarafa bırakarak devam edelim.
Halkın oylamasıyla seçilen belediye başkanları ve belediye meclis üyelerinin görevi milletin kaynaklarının adil bir şekilde ve en verimli haliyle kullanılarak halka hizmet etmek. Yani meclise gelen maddeleri irdelemek ve halkın yararını ve kamunun faydasını gözeterek hareket etmek. Bir yanıyla da meclise hizmetler noktasında önerge vererek, halkın hayat konforunu yükseltip, sorunlarını ortadan kaldırmak. Bunların hepsinin legal olması gerektiğini de eklemek zorunda kalmak ise utanç verici bizim için.
Nilüfer Belediyesi tarafından talep edilen ek bütçe tam 2 milyar lira. Ek bütçenin nasıl oluşturulacağını da belediye meclise ve komisyonlara sunuyor doğal olarak. İşte bu 2 milyar liralık bütçenin 1 milyar lirası bağış olarak gösterildi. Bir de yazıyla yazayım bir milyar lira bağış alacak Nilüfer Belediyesi. Kimden alacak, ne için verecek bu bağışı muhatapları? Sorulması gereken ilk sorular bunlar. Ancak öğreniyoruz ki Nilüfer Belediye Meclisi Plan Bütçe Komisyonu’ndan, Nilüfer belediye Meclisinden, Büyükşehir Belediye Meclis Plan Bütçe Komisyonu’ndan ve Büyükşehir Belediye Meclisinde oy birliği ile geçiyor bu madde.
Kaynağı açıklanmayan para… Bağışçıların açıklanmaması tam da bu tabirin ortaya çıkmasına neden oluyor. Bağış adı altında belediyenin kasasına girecek bu paranın izahını CHP ve Nilüfer Belediye Başkanı kamuoyuna açıklamıyor. Komisyonlarda ve mecliste CHP’li üyelerin parti grup kararı nedeniyle buna onay vermesini anlayabiliriz ancak AK Parti başta muhalefetin izahat istememesini kabul etmek mümkün değil.
Kimse kusura bakmasın. Bağışçıların açıklanmaması ya imar işleri ya da kaçak inşaatları olan müteahhitlerin bu parayı aktardıklarından başka bir seçenek görünmüyor. Bu kadar büyük bir paranın durduk yere bağışlanmasının da hayatın olağan akışına aykırı olduğu göz önünde bulundurulduğunda yine burada izaha muhtaç bir durum var.
O halde muhalefet konu Nilüfer olunca neden susuyor? Nilüfer’de iş yapan müteahhitlerin büyük kısmı AK Partili. Hepsi de AK Parti’de hem kendileri hem de yakınları etkili. Nilüfer’de bağış yapanlar ortaya çıktığında o isimler bu bağışı da izah etmek durumunda kalacak. Dolayısıyla rant havuzunun kirli işleri de ortaya çıkacak. Nilüfer’de al gülüm ver gülüm sistemi olduğu için bundan hem CHP hem de muhalefet zarar görecek. En iyimser konu işin içindeki isimlerin itibarsızlaşması diyelim.
İyi de muhalefet partilerinin il ilçe başkanları, meclis üyeleri neden bu duruma sessiz kalıyor. Partili müteahhitler zarar görmesin diye mi yoksa oluşturulan korku imparatorluğu kendilerine zarar verir diye mi? Kısmen öyle ama zaten o makamlara gelenlerin de belli süreçlerden geçtiğini düşünürsek, direkt ekonomik olarak da işleriyle ilgili de sorun yaşamaları da olası.
Bütün kamuoyunda bunlar konuşulurken, sessizliğe bürünen özellikle siyasetin içindeki isimler zaten vatandaşın inancı zayıflamış iken bunu tamamen yok etmek mi istiyorlar? Yeni dönemde yeni şartlara göre vaziyet aldıkları bir süredir kulaktan kulağa konuşulan muhalefetteki isimlerin bu adımlarının gözden kaçmadığı da ortada.
Bursa adına, Nilüfer adına bir tek kişi bir tek siyasetçi çıkıp bağış adı altında alınan 1 milyar liranın hesabını sorar mı? Sanmıyoruz. Ne yazık ki siyasette utanma duygusu da ortadan kalkmış durumda. Normal şartlarda 1 haftadır Bursa’da yer yerinden oynaması gerekirken, herkes kulağının üstüne yatmış durumda. İlkesizlik ve şark kurnazlığı ile vaziyet utanç verici bir hale gelmiş durumda. Hasılı Bursa’da siyasetten hizmet ya da fayda beklemek katırın doğurmasını beklemekle eş değer bir mevzu.
Yerel siyasetçiler böyleyken milletvekilleri var Bursa’nın tam 20 tane. Belirli gün ve hafta kaçırmayan, eş dost dükkanlarının açılışında boy veren vekillerin bir tanesi bile bu konuyla ilgili tek satır etmedi iyi mi? Muhtemelen de etmeyecekler. Kaçak fabrikalar, hormonlu siteler, kaçak bungalovlar, rant havuzları vs. Nilüfer’in ve Bursa’nın kaderi haline gelmiş durumda. Bunlara karşı çıkmayan ve ortalığı ayağa kaldırmayanların kalan siyasetlerinin hiçbir değeri olmadığı da ortada.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Alpaslan Yıldız
Yalnız ve kimsesiz Bursa!
Göreve gelir gelmez enkaz edebiyatı ile başlayan Şadi Özdemir modeli belediye yönetimi, bir süredir müteahhitlerle olan gerilimle gündeme geliyordu. Özdemir’in makamında eline kurşun verildikten sonra ciddi bir değişim ve dönüşüm yaşadığını söyleyelim. Ve görünen o ki o değişim ve dönüşüm müteahhitlerle anlaşma noktasına kadar gelmiş. Kirli bir oyun oynanıyor ve belediye kasasına kaynağı açıklanmayan 1 milyar lira giriyor. Bursa buna sessiz, muhalefet görmedim duymadım bilmiyorumu oynuyor. Şadi Özdemir açıklamıyorsa muhalefet o parayı bağışlayan isimlere ulaşıp tek tek açıklamalı. Bursa bugüne kadar böylesi bir rant oyununu ilk kez görüyor. CHP’li yönetim oyun kuruyor ama AK Partililer neden koltuk değneği oluyor.
Konumuz Bursa. Ve geçen hafta Büyükşehir Belediye Meclisi’nde Nilüfer Belediyesi’nin 2 milyar liralık ek bütçe gündemindeyiz. Nilüfer, kirli ittifakların, rant havuzlarının, hukukun arkadan dolandığı, kul hakkının çatır çatır yendiği bir bölge olarak tüm Bursa’nın zihinlerine kazınmış bir bölge. Yıllardır yaşanan tiyatroyu da Bursa ne yazık ki sadece izleyebiliyor.
Bursa siyaset eliyle korku imparatorluğunun kurulduğu bir kent. Sesini yükseltenlerin üzerine orantısız güç kullanılarak kullanıldığını da örnekleri ile herkes biliyor. Siyasilerle birebir konuştuğunuzda zaten vahameti ve korkuyu iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Ve gelinen noktada siyaset sadece kişilerin kendi çıkarlarını koruma seviyesine inmiş durumda.
Gelelim tekrar Nilüfer Belediyesi’nin ek bütçe talebine. 3 milyar 200 milyon lira 2024 bütçesi olan belediye, bütçesinin 3’te 2’si oranında son 3 ay için ek bütçe talebinde bulundu. Bunun izahı oldukça güç. 3 ay için bu kadar bütçeye ihtiyaç duyan belediye batmıştır ve bunu geri çevirmek çok ama çok zordur. İşin bu yönünü bir tarafa bırakarak devam edelim.
Halkın oylamasıyla seçilen belediye başkanları ve belediye meclis üyelerinin görevi milletin kaynaklarının adil bir şekilde ve en verimli haliyle kullanılarak halka hizmet etmek. Yani meclise gelen maddeleri irdelemek ve halkın yararını ve kamunun faydasını gözeterek hareket etmek. Bir yanıyla da meclise hizmetler noktasında önerge vererek, halkın hayat konforunu yükseltip, sorunlarını ortadan kaldırmak. Bunların hepsinin legal olması gerektiğini de eklemek zorunda kalmak ise utanç verici bizim için.
Nilüfer Belediyesi tarafından talep edilen ek bütçe tam 2 milyar lira. Ek bütçenin nasıl oluşturulacağını da belediye meclise ve komisyonlara sunuyor doğal olarak. İşte bu 2 milyar liralık bütçenin 1 milyar lirası bağış olarak gösterildi. Bir de yazıyla yazayım bir milyar lira bağış alacak Nilüfer Belediyesi. Kimden alacak, ne için verecek bu bağışı muhatapları? Sorulması gereken ilk sorular bunlar. Ancak öğreniyoruz ki Nilüfer Belediye Meclisi Plan Bütçe Komisyonu’ndan, Nilüfer belediye Meclisinden, Büyükşehir Belediye Meclis Plan Bütçe Komisyonu’ndan ve Büyükşehir Belediye Meclisinde oy birliği ile geçiyor bu madde.
Kaynağı açıklanmayan para… Bağışçıların açıklanmaması tam da bu tabirin ortaya çıkmasına neden oluyor. Bağış adı altında belediyenin kasasına girecek bu paranın izahını CHP ve Nilüfer Belediye Başkanı kamuoyuna açıklamıyor. Komisyonlarda ve mecliste CHP’li üyelerin parti grup kararı nedeniyle buna onay vermesini anlayabiliriz ancak AK Parti başta muhalefetin izahat istememesini kabul etmek mümkün değil.
Kimse kusura bakmasın. Bağışçıların açıklanmaması ya imar işleri ya da kaçak inşaatları olan müteahhitlerin bu parayı aktardıklarından başka bir seçenek görünmüyor. Bu kadar büyük bir paranın durduk yere bağışlanmasının da hayatın olağan akışına aykırı olduğu göz önünde bulundurulduğunda yine burada izaha muhtaç bir durum var.
O halde muhalefet konu Nilüfer olunca neden susuyor? Nilüfer’de iş yapan müteahhitlerin büyük kısmı AK Partili. Hepsi de AK Parti’de hem kendileri hem de yakınları etkili. Nilüfer’de bağış yapanlar ortaya çıktığında o isimler bu bağışı da izah etmek durumunda kalacak. Dolayısıyla rant havuzunun kirli işleri de ortaya çıkacak. Nilüfer’de al gülüm ver gülüm sistemi olduğu için bundan hem CHP hem de muhalefet zarar görecek. En iyimser konu işin içindeki isimlerin itibarsızlaşması diyelim.
İyi de muhalefet partilerinin il ilçe başkanları, meclis üyeleri neden bu duruma sessiz kalıyor. Partili müteahhitler zarar görmesin diye mi yoksa oluşturulan korku imparatorluğu kendilerine zarar verir diye mi? Kısmen öyle ama zaten o makamlara gelenlerin de belli süreçlerden geçtiğini düşünürsek, direkt ekonomik olarak da işleriyle ilgili de sorun yaşamaları da olası.
Bütün kamuoyunda bunlar konuşulurken, sessizliğe bürünen özellikle siyasetin içindeki isimler zaten vatandaşın inancı zayıflamış iken bunu tamamen yok etmek mi istiyorlar? Yeni dönemde yeni şartlara göre vaziyet aldıkları bir süredir kulaktan kulağa konuşulan muhalefetteki isimlerin bu adımlarının gözden kaçmadığı da ortada.
Bursa adına, Nilüfer adına bir tek kişi bir tek siyasetçi çıkıp bağış adı altında alınan 1 milyar liranın hesabını sorar mı? Sanmıyoruz. Ne yazık ki siyasette utanma duygusu da ortadan kalkmış durumda. Normal şartlarda 1 haftadır Bursa’da yer yerinden oynaması gerekirken, herkes kulağının üstüne yatmış durumda. İlkesizlik ve şark kurnazlığı ile vaziyet utanç verici bir hale gelmiş durumda. Hasılı Bursa’da siyasetten hizmet ya da fayda beklemek katırın doğurmasını beklemekle eş değer bir mevzu.
Yerel siyasetçiler böyleyken milletvekilleri var Bursa’nın tam 20 tane. Belirli gün ve hafta kaçırmayan, eş dost dükkanlarının açılışında boy veren vekillerin bir tanesi bile bu konuyla ilgili tek satır etmedi iyi mi? Muhtemelen de etmeyecekler. Kaçak fabrikalar, hormonlu siteler, kaçak bungalovlar, rant havuzları vs. Nilüfer’in ve Bursa’nın kaderi haline gelmiş durumda. Bunlara karşı çıkmayan ve ortalığı ayağa kaldırmayanların kalan siyasetlerinin hiçbir değeri olmadığı da ortada.