Modern dünya, sürekli hareket eden, değişen ve gelişen bir yapıya sahip. Bu hızın içinde, her şeyden daha fazlasını yapmamız gerektiği şeklinde algıladığımız bir baskının ağırlığını omuzlarımızda hissediyoruz. Daha üretken, daha başarılı, daha meşgul olmalıyız. Ancak tam da bu noktada durup şu soruyu sormamız gerekiyor: Tüm bu koşuşturma içinde gerçekten önemli olan ne? Gün içinde enerjimizi harcadığımız, zihinsel ve fiziksel efor sarf ettiğimiz şeyler gerçekten yaşamı anlamlı kılacak kadar değerli mi?
Özellikle son yıllarda dijital teknolojilerin hayatımıza getirdiği dönüşüm bu soruları daha da önemli hale getiriyor. Bilgiye erişim hiç olmadığı kadar hızlı ve kolaylaşmış durumda. Sadece bir tıklama ile istediğiniz bilgiye ulaşabiliyorsunuz. Ancak bunun bir bedeli var: Bilgi bombardımanı içinde kaybolmak. Sosyal medya akışları ve dijital dünyaya ayırdığımız saatler, farkında olmadan bizi kendi öz hayatımızdan uzaklaştırıyor. Çoğu zaman gerçekten yaşadığımız anların farkına bile varmadan bu dünyaya dalıp gidiyoruz. Hayatın sunduğu ufak ama değerli detaylardan sıyrılarak adeta bir girdabın içinde savruluyoruz.
Bu kadar yoğun ve savruk bir yaşam tarzı içindeyken, belki artık "an’da yaşamak" fikrini biraz daha ciddiye almalıyız. An’da yaşamak sadece bugüne odaklanmak ya da zaman yönetimiyle ilgili bir yaklaşım değildir; bu aynı zamanda bireyin hayatındaki öncelikleri belirleme, kendisi için anlamlı olan şeylere dönme çabasıdır. Aslında bu kavram, modern dünyanın karmaşasında bize bir çıkış yolu sunar. Çünkü hayat sadece bitmeyen yapılacaklar listesi veya kariyer basamaklarını tırmanmakla sınırlı değil; aynı zamanda ruhumuzu doyuran, bizi mutlu eden ve anlamı hissettiren şeylerle de ilgilidir.
Peki bunu nasıl başarabiliriz? Öncelikle kendi değerlerimiz üzerinde biraz düşünmekle başlayabiliriz. Ailemizle geçirilen kaliteli zamanlar, sevdiklerimizle paylaştığımız anlar, iş yükünden arındığımız küçük bir doğa yürüyüşü ya da sadece sessizlik içinde derin bir nefes almak… Aslında bunlar basit gibi görünse de ruhumuzu besleyen ve yaşam kalitemizi artıran şeylerdir. Belki hepimizin ihtiyacı olan biraz yavaşlamak, biraz durup reflekte etmek ve bu dünyada "var olmak" kavramının tadını çıkarmak.
Bugün yazımı okuyan herkes için basit ama etkili bir önerim var: kendinize bir soruyla başlayın. "Bugün bana en çok huzur veren ne olurdu?" Ardından gününüzde o şeyi gerçekleştirecek bir fırsatı yaratmaya çalışın. Çünkü sadece kariyer hedefleri veya yapılacaklar listesini bitirmek değil, hayatımızdaki anlamı keşfetmek bizi gerçek anlamda doyuracak.
Unutmayalım ki zamanı kontrol etmek elimizde değil – o zaten durmaksızın ilerlemeye devam ediyor. Ama zamanın içinde ne yaptığımızı kontrol etme gücü her zaman bize ait. Gün sonunda geriye dönüp baktığınızda, yaşadığınız gün size yalnızca bıkkınlık ve stres mi getirdi, yoksa küçük birkaç mutluluk anıyla dolu bir günü mü deneyimlediniz? Karar tamamen sizin.
Hayatımıza anlam katacak adımlar atmayı kendimize bir öğüt haline getirelim. Çünkü koşuşturmanın ortasında ne kadar ilerlediğimizi görmek için bazen durmak gerekir. Belki bu yazı sizin için küçük bir duraklama noktası olur ve değer verdiğiniz şeylere dönüp bakmak için bir fırsat yaratır. Kendinizi, hayatınızın en önemli yolculuğuna davet edin: "Anlamı fark etmek ve doyasıya yaşamak."
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Söylemlerin toplumsal dönüşümü
06.04.2025 17:51
Siyaset, toplum hayatında merkezi bir yere sahip olan; bireylerin yaşamını, değerlerini ve geleceğe dair beklentilerini doğrudan etkileyen bir alandır. Tarih boyunca farklı topluluklar, siyaset kurumları ve liderleri aracılığıyla biçimlenmiş; bu süreçte oluşan siyasi söylemler, bireylerin kararların
Modern dünya, sürekli hareket eden, değişen ve gelişen bir yapıya sahip. Bu hızın içinde, her şeyden daha fazlasını yapmamız gerektiği şeklinde algıladığımız bir baskının ağırlığını omuzlarımızda hissediyoruz. Daha üretken, daha başarılı, daha meşgul olmalıyız. Ancak tam da bu noktada durup şu soruy
Bugün her zamankinden daha fazla, doğa bizlere net ve güçlü bir mesaj vermeye çalışıyor. Dünya genelinde etkisini hissettiren iklim değişikliği, artan kuraklık, orman yangınları, seller ve diğer doğal felaketler, insanlık olarak yaşam tarzımızı ve alışkanlıklarımızı yeniden gözden geçirme zorunluluğ
Uludağ’daki otel yangınında iki can kaybı... Tarifsiz bir acıyı, kaybı ve ihmalin sessiz haykırışını barındırıyor. Bir standart ifadeyle "Hayatlarını kaybettiler" diyoruz, oysa bu sözcükler ne kadar eksik, ne kadar yetersiz. Orada olanların hissettiği çaresizliği ya da geride kalanların duyduğu der
Son yıllarda, dünyanın karşı karşıya olduğu toplumsal, ekonomik ve çevresel meseleler, hayatlarımızın her alanında derin etkiler yaratmaya devam ediyor. Küreselleşmenin hız kazandığı günümüzde, yerel ve uluslararası güç dengelerindeki değişimler, bireylerin ve toplumların gündemini belirleyen en tem
Son yıllarda, dünyada ve ülkemizde yaşanan olaylar, bir toplumun dayanışma ruhunu diri tutmasının ne denli hayati olduğunu bir kez daha gösterdi. Depremler, seller, ekonomik krizler ve küresel salgın gibi büyük ölçekli zorluklar, bireylerin ve toplulukların yalnızca kurumlara güvenerek ayakta kalama
Gündelik hayatımıza şöyle bir baktığımızda, projelerin her alanda ne kadar büyük bir kapsama sahip olduğunu görmemek mümkün değil. Eğitimden teknolojiye, sanattan ekonomiye kadar uzanan geniş bir yelpazede, projeler hem bireysel hem de toplumsal gelişimin temel yapı taşlarından biri haline geldi. An
Kadın emeği, insanlık tarihi boyunca toplumların kalkınmasında ve şekillenmesinde temel bir role sahip olmasına rağmen sıklıkla göz ardı edilen bir değer olarak karşımıza çıkmıştır. Sanayi devrimlerinden tarım toplumlarına, eğitimden sağlık sektörüne kadar hemen her alanda kadınların emeği, toplumla
Son yıllarda artan bir hızla yayılan dijitalleşme trendi, iş dünyasından günlük yaşantımıza kadar her alanda etkisini gösteriyor. İnsanlar artık alışverişlerini birkaç tıklamayla tamamlıyor, iş toplantılarını dünyanın farklı köşelerinden dijital platformlar üzerinden gerçekleştiriyor. Tüm bu gelişme
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
ŞehirMedya
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ayşe YILDIRIM
Anlamı fark etmek…
Modern dünya, sürekli hareket eden, değişen ve gelişen bir yapıya sahip. Bu hızın içinde, her şeyden daha fazlasını yapmamız gerektiği şeklinde algıladığımız bir baskının ağırlığını omuzlarımızda hissediyoruz. Daha üretken, daha başarılı, daha meşgul olmalıyız. Ancak tam da bu noktada durup şu soruyu sormamız gerekiyor: Tüm bu koşuşturma içinde gerçekten önemli olan ne? Gün içinde enerjimizi harcadığımız, zihinsel ve fiziksel efor sarf ettiğimiz şeyler gerçekten yaşamı anlamlı kılacak kadar değerli mi?
Özellikle son yıllarda dijital teknolojilerin hayatımıza getirdiği dönüşüm bu soruları daha da önemli hale getiriyor. Bilgiye erişim hiç olmadığı kadar hızlı ve kolaylaşmış durumda. Sadece bir tıklama ile istediğiniz bilgiye ulaşabiliyorsunuz. Ancak bunun bir bedeli var: Bilgi bombardımanı içinde kaybolmak. Sosyal medya akışları ve dijital dünyaya ayırdığımız saatler, farkında olmadan bizi kendi öz hayatımızdan uzaklaştırıyor. Çoğu zaman gerçekten yaşadığımız anların farkına bile varmadan bu dünyaya dalıp gidiyoruz. Hayatın sunduğu ufak ama değerli detaylardan sıyrılarak adeta bir girdabın içinde savruluyoruz.
Bu kadar yoğun ve savruk bir yaşam tarzı içindeyken, belki artık "an’da yaşamak" fikrini biraz daha ciddiye almalıyız. An’da yaşamak sadece bugüne odaklanmak ya da zaman yönetimiyle ilgili bir yaklaşım değildir; bu aynı zamanda bireyin hayatındaki öncelikleri belirleme, kendisi için anlamlı olan şeylere dönme çabasıdır. Aslında bu kavram, modern dünyanın karmaşasında bize bir çıkış yolu sunar. Çünkü hayat sadece bitmeyen yapılacaklar listesi veya kariyer basamaklarını tırmanmakla sınırlı değil; aynı zamanda ruhumuzu doyuran, bizi mutlu eden ve anlamı hissettiren şeylerle de ilgilidir.
Peki bunu nasıl başarabiliriz? Öncelikle kendi değerlerimiz üzerinde biraz düşünmekle başlayabiliriz. Ailemizle geçirilen kaliteli zamanlar, sevdiklerimizle paylaştığımız anlar, iş yükünden arındığımız küçük bir doğa yürüyüşü ya da sadece sessizlik içinde derin bir nefes almak… Aslında bunlar basit gibi görünse de ruhumuzu besleyen ve yaşam kalitemizi artıran şeylerdir. Belki hepimizin ihtiyacı olan biraz yavaşlamak, biraz durup reflekte etmek ve bu dünyada "var olmak" kavramının tadını çıkarmak.
Bugün yazımı okuyan herkes için basit ama etkili bir önerim var: kendinize bir soruyla başlayın. "Bugün bana en çok huzur veren ne olurdu?" Ardından gününüzde o şeyi gerçekleştirecek bir fırsatı yaratmaya çalışın. Çünkü sadece kariyer hedefleri veya yapılacaklar listesini bitirmek değil, hayatımızdaki anlamı keşfetmek bizi gerçek anlamda doyuracak.
Unutmayalım ki zamanı kontrol etmek elimizde değil – o zaten durmaksızın ilerlemeye devam ediyor. Ama zamanın içinde ne yaptığımızı kontrol etme gücü her zaman bize ait. Gün sonunda geriye dönüp baktığınızda, yaşadığınız gün size yalnızca bıkkınlık ve stres mi getirdi, yoksa küçük birkaç mutluluk anıyla dolu bir günü mü deneyimlediniz? Karar tamamen sizin.
Hayatımıza anlam katacak adımlar atmayı kendimize bir öğüt haline getirelim. Çünkü koşuşturmanın ortasında ne kadar ilerlediğimizi görmek için bazen durmak gerekir. Belki bu yazı sizin için küçük bir duraklama noktası olur ve değer verdiğiniz şeylere dönüp bakmak için bir fırsat yaratır. Kendinizi, hayatınızın en önemli yolculuğuna davet edin: "Anlamı fark etmek ve doyasıya yaşamak."
Söylemlerin toplumsal dönüşümü
06.04.2025 17:51Siyaset, toplum hayatında merkezi bir yere sahip olan; bireylerin yaşamını, değerlerini ve geleceğe dair beklentilerini doğrudan etkileyen bir alandır. Tarih boyunca farklı topluluklar, siyaset kurumları ve liderleri aracılığıyla biçimlenmiş; bu süreçte oluşan siyasi söylemler, bireylerin kararların
Anlamı fark etmek…
03.04.2025 17:06Modern dünya, sürekli hareket eden, değişen ve gelişen bir yapıya sahip. Bu hızın içinde, her şeyden daha fazlasını yapmamız gerektiği şeklinde algıladığımız bir baskının ağırlığını omuzlarımızda hissediyoruz. Daha üretken, daha başarılı, daha meşgul olmalıyız. Ancak tam da bu noktada durup şu soruy
Sürdürülebilirliğimiz
31.03.2025 07:59Bugün her zamankinden daha fazla, doğa bizlere net ve güçlü bir mesaj vermeye çalışıyor. Dünya genelinde etkisini hissettiren iklim değişikliği, artan kuraklık, orman yangınları, seller ve diğer doğal felaketler, insanlık olarak yaşam tarzımızı ve alışkanlıklarımızı yeniden gözden geçirme zorunluluğ
Yaşamı sona erdiren ufak bir ateş
28.03.2025 17:24Uludağ’daki otel yangınında iki can kaybı... Tarifsiz bir acıyı, kaybı ve ihmalin sessiz haykırışını barındırıyor. Bir standart ifadeyle "Hayatlarını kaybettiler" diyoruz, oysa bu sözcükler ne kadar eksik, ne kadar yetersiz. Orada olanların hissettiği çaresizliği ya da geride kalanların duyduğu der
Farkında olmak...
25.03.2025 23:33Son yıllarda, dünyanın karşı karşıya olduğu toplumsal, ekonomik ve çevresel meseleler, hayatlarımızın her alanında derin etkiler yaratmaya devam ediyor. Küreselleşmenin hız kazandığı günümüzde, yerel ve uluslararası güç dengelerindeki değişimler, bireylerin ve toplumların gündemini belirleyen en tem
Dayanışma
22.03.2025 14:05Son yıllarda, dünyada ve ülkemizde yaşanan olaylar, bir toplumun dayanışma ruhunu diri tutmasının ne denli hayati olduğunu bir kez daha gösterdi. Depremler, seller, ekonomik krizler ve küresel salgın gibi büyük ölçekli zorluklar, bireylerin ve toplulukların yalnızca kurumlara güvenerek ayakta kalama
Bu proje gerçekten ne amaçlıyor?
19.03.2025 16:56Gündelik hayatımıza şöyle bir baktığımızda, projelerin her alanda ne kadar büyük bir kapsama sahip olduğunu görmemek mümkün değil. Eğitimden teknolojiye, sanattan ekonomiye kadar uzanan geniş bir yelpazede, projeler hem bireysel hem de toplumsal gelişimin temel yapı taşlarından biri haline geldi. An
Kadın emeği
16.03.2025 17:41Kadın emeği, insanlık tarihi boyunca toplumların kalkınmasında ve şekillenmesinde temel bir role sahip olmasına rağmen sıklıkla göz ardı edilen bir değer olarak karşımıza çıkmıştır. Sanayi devrimlerinden tarım toplumlarına, eğitimden sağlık sektörüne kadar hemen her alanda kadınların emeği, toplumla
Dijitalleşme ekonomiye can suyu olacak
13.03.2025 17:33Son yıllarda artan bir hızla yayılan dijitalleşme trendi, iş dünyasından günlük yaşantımıza kadar her alanda etkisini gösteriyor. İnsanlar artık alışverişlerini birkaç tıklamayla tamamlıyor, iş toplantılarını dünyanın farklı köşelerinden dijital platformlar üzerinden gerçekleştiriyor. Tüm bu gelişme