Erzurumlu Naim Hoca, 1931 yılında Erzurum'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Erzurum'da tamamladı. 1950 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun oldu.
Naim Hoca, mezuniyetinin ardından Erzurum'da imam-hatip olarak göreve başladı. 1955 yılında Erzurum Müftülüğü'ne tayin edildi. 1960 yılından itibaren ise Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı'nda çeşitli görevlerde bulundu.
Naim Hoca, bir taraftan imam-hatip ve müftü olarak görev yaparken, diğer taraftan da ilmi çalışmalarını sürdürdü. 1963 yılında "İslam'da Sosyal Adalet" adlı tezi ile doktorasını tamamladı.
Naim Hoca, ilmi çalışmalarının yanı sıra, topluma yönelik de önemli hizmetlerde bulundu. 1970 yılında "İslami İlimler Akademisi"ni kurdu. Bu akademi, Türkiye'de İslami ilimlerin öğretildiği ilk kurum oldu.
Naim Hoca, 1980 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan emekli oldu. Emekli olduktan sonra ise ilmi çalışmalarını ve topluma yönelik hizmetlerini sürdürmeye devam etti.
Naim Hoca, fıkraları ile de tanınmaktadır. Söylediği fıkralarla halkımızın hafızasında önemli bir yer edinmiştir. Naim Hoca fıkraları, genellikle Erzurum'un yerel özelliklerini yansıtan, güldürü unsuru içeren anlatılardır. Fıkralarında, Erzurum'un tarihi, kültürü ve gelenekleri oldukça önemli bir yer tutar. Naim Hoca fıkraları, aynı zamanda toplumsal eleştiriler de içermektedir.
Naim Hoca, 2013 yılında vefat etti. Vefatı, Türk İslam dünyasında büyük bir üzüntüye yol açtı. Naim Hoca, gönüllerde yaşayan bir aydın olarak daima hatırlanacaktır.
‘’Söz kantardır adamı tartar, Sükut edersen vakarın artar, Doğru konuşursan Şeref’in artar, Yalan konuşursan ocağın batar.’’
Erzurumlu Naim Hoca'nın sözünde anlatılmak istenen, söz ve davranışın önemidir. Söz, bir insanın karakterini ve kişiliğini yansıtan önemli bir unsurdur. Doğru ve yerinde söylenen bir söz, insanı saygın kılar ve itibarını artırır. Yalan ve yanlış bir söz ise, insanı itibarsızlaştırır ve toplum içinde değersizleştirir.
Söz, bir kantar gibidir. İnsanı tartar, değerini belirler. Sözünün ağırlığını bilen insan, dikkatli konuşur ve düşünceli davranır. Sükut eden insan, vakarını korur ve saygınlığını artırır. Doğru konuşan insan, şerefini ve itibarını yükseltir. Yalan konuşan insan ise, ocağını batırır, itibarını kaybeder.
Naim Hoca'nın sözü, toplum için önemli bir mesaj içermektedir. Herkes, sözünün ağırlığını bilmelidir. Doğru ve yerinde konuşmalı, yalan ve yanlıştan kaçınmalıdır. Aksi takdirde, itibarını ve saygınlığını kaybedebilir.
Sözün ağırlığını anlatan diğer atasözleri ve deyimlere de değinecek olursam:
*Söz gümüş, sükut altındır.
*Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar, ama bir köyden komazlar.
*Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
*Yalancının ardı arkası kesilmez.
Bu atasözleri ve deyimler de, sözün önemini ve doğru konuşmanın gerekliliğini vurgulamaktadır.
Daha önceki yazılarıma da dönecek olursak ''Ayna misali'' gibi olmalıdır insan ki hayatta bir ağırlığı olsun...
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ayşe YILDIRIM
Halk Bilgesi ve Fıkra Ustası: Erzurumlu Naim Hoca
Erzurumlu Naim Hoca, 1931 yılında Erzurum'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Erzurum'da tamamladı. 1950 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun oldu.
Naim Hoca, mezuniyetinin ardından Erzurum'da imam-hatip olarak göreve başladı. 1955 yılında Erzurum Müftülüğü'ne tayin edildi. 1960 yılından itibaren ise Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı'nda çeşitli görevlerde bulundu.
Naim Hoca, bir taraftan imam-hatip ve müftü olarak görev yaparken, diğer taraftan da ilmi çalışmalarını sürdürdü. 1963 yılında "İslam'da Sosyal Adalet" adlı tezi ile doktorasını tamamladı.
Naim Hoca, ilmi çalışmalarının yanı sıra, topluma yönelik de önemli hizmetlerde bulundu. 1970 yılında "İslami İlimler Akademisi"ni kurdu. Bu akademi, Türkiye'de İslami ilimlerin öğretildiği ilk kurum oldu.
Naim Hoca, 1980 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan emekli oldu. Emekli olduktan sonra ise ilmi çalışmalarını ve topluma yönelik hizmetlerini sürdürmeye devam etti.
Naim Hoca, fıkraları ile de tanınmaktadır. Söylediği fıkralarla halkımızın hafızasında önemli bir yer edinmiştir. Naim Hoca fıkraları, genellikle Erzurum'un yerel özelliklerini yansıtan, güldürü unsuru içeren anlatılardır. Fıkralarında, Erzurum'un tarihi, kültürü ve gelenekleri oldukça önemli bir yer tutar. Naim Hoca fıkraları, aynı zamanda toplumsal eleştiriler de içermektedir.
Naim Hoca, 2013 yılında vefat etti. Vefatı, Türk İslam dünyasında büyük bir üzüntüye yol açtı. Naim Hoca, gönüllerde yaşayan bir aydın olarak daima hatırlanacaktır.
‘’Söz kantardır adamı tartar, Sükut edersen vakarın artar, Doğru konuşursan Şeref’in artar, Yalan konuşursan ocağın batar.’’
Erzurumlu Naim Hoca'nın sözünde anlatılmak istenen, söz ve davranışın önemidir. Söz, bir insanın karakterini ve kişiliğini yansıtan önemli bir unsurdur. Doğru ve yerinde söylenen bir söz, insanı saygın kılar ve itibarını artırır. Yalan ve yanlış bir söz ise, insanı itibarsızlaştırır ve toplum içinde değersizleştirir.
Söz, bir kantar gibidir. İnsanı tartar, değerini belirler. Sözünün ağırlığını bilen insan, dikkatli konuşur ve düşünceli davranır. Sükut eden insan, vakarını korur ve saygınlığını artırır. Doğru konuşan insan, şerefini ve itibarını yükseltir. Yalan konuşan insan ise, ocağını batırır, itibarını kaybeder.
Naim Hoca'nın sözü, toplum için önemli bir mesaj içermektedir. Herkes, sözünün ağırlığını bilmelidir. Doğru ve yerinde konuşmalı, yalan ve yanlıştan kaçınmalıdır. Aksi takdirde, itibarını ve saygınlığını kaybedebilir.
Sözün ağırlığını anlatan diğer atasözleri ve deyimlere de değinecek olursam:
*Söz gümüş, sükut altındır.
*Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar, ama bir köyden komazlar.
*Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
*Yalancının ardı arkası kesilmez.
Bu atasözleri ve deyimler de, sözün önemini ve doğru konuşmanın gerekliliğini vurgulamaktadır.
Daha önceki yazılarıma da dönecek olursak ''Ayna misali'' gibi olmalıdır insan ki hayatta bir ağırlığı olsun...