Hayatta her şeyin bir tercih meselesi olduğunu fark ettiğimiz o an, aslında özgürlüğümüzün sınırlarını da keşfetmeye başlarız. Her gün yaptığımız seçimler, sandığımızdan çok daha derin izler bırakır hayatımızda. Kimi zaman basit görünen bir kararla kendimizi yepyeni bir yolun başında buluruz; kimi zaman da zor ve karmaşık kararların arasında bocalarız. Seçimlerimiz bizi şekillendirir, biz de bu şekil değiştirme sürecine her gün başka başka tercihlerle katkıda bulunuruz.
Seçimler, yalnızca büyük karar anlarında değil, günlük hayatın küçük detaylarında da bizimle. Sabah kaçta uyanacağımızdan, gün boyunca kimlerle vakit geçireceğimize; hatta akşam yemeğinde ne yiyeceğimize kadar birçok konuda irili ufaklı seçimler yapıyoruz. Her birinin etkisi farklı olsa da, hepsi birleşerek hayatımızın bütününü oluşturuyor. Günlük rutinlerin arkasındaki bu tercih döngüsü, hayatımızın akışını ve kimliğimizi belirleyen başlıca etkenlerden biri.
Özellikle hayatımızın önemli dönemeçlerinde yaptığımız tercihler, bir bakıma bizi biz yapan yollara çıkarıyor. Üniversite seçimimiz, iş tercihimiz ya da hayat arkadaşımızı seçme sürecimiz; her biri farklı yönlerden bizi bugünkü halimize getiriyor. Ancak seçimlerimizi yaparken, her zaman kendimize dürüst davranabiliyor muyuz? Kararlarımızı gerçekten kendi arzularımıza ve değerlerimize göre mi alıyoruz, yoksa çevremizin beklentileri mi bize yol gösteriyor? İşte bu noktada, tercihlerimizin arkasındaki asıl motivasyonları sorgulamak gerekiyor.
Bazen tercih yapmanın zorluğundan kaçmak için kararları başkalarına bırakıyoruz ya da mevcut koşulların bizi yönlendirmesine izin veriyoruz. Bu rahat bir yol gibi görünse de, uzun vadede bizi mutsuz bir sonuca götürebiliyor. Kendi irademizle yaptığımız seçimler, başarısız olsak bile bizi güçlü kılar, çünkü o başarısızlık bile bizim bir parçamız olur. Başkasının yolunda yürüyüp yanlış bir yere vardığımızda ise suçlayacak başka kimse bulamayız, çünkü yolun başında irademizi teslim etmişizdir.
İçinde bulunduğumuz çağda ise seçeneklerin bolluğu, tercih yapmayı daha da zorlaştırıyor. Artık hemen her şey elimizin altında; bilgiye, seçeneklere, imkanlara ulaşmak çok kolay. Ancak bu kadar çok seçenek içinde doğru olanı bulmak, bazen bir kâbusa dönüşebiliyor. “Her şey mümkün” duygusu, karar verme anında bizi duraksatan ve kafamızı karıştıran bir etken haline geliyor. Tercih yaparken, belki de asıl yapmamız gereken şeyin bu bolluk içinde kendi değerlerimize uygun olanı bulmak olduğunu unutmamalıyız.
Her seçim bir vazgeçiştir derler, ve bu sözün doğruluğu yaşadıkça daha da belirgin hale geliyor. Yeni bir şey seçerken, arkamızda bırakmamız gereken şeylerin de farkında olmalıyız. İşte bu yüzden, seçim yaparken sadece neyi kazanacağımıza değil, neyi kaybedeceğimize de bakmalıyız. Çünkü her kazanç, başka bir şeyden vazgeçmeyi gerektirir; ve ancak bu dengeyi gözeterek yapılan tercihler bizi tatmin eden sonuçlara ulaştırır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ayşe YILDIRIM
Seçimler ve Tercihler
Hayatta her şeyin bir tercih meselesi olduğunu fark ettiğimiz o an, aslında özgürlüğümüzün sınırlarını da keşfetmeye başlarız. Her gün yaptığımız seçimler, sandığımızdan çok daha derin izler bırakır hayatımızda. Kimi zaman basit görünen bir kararla kendimizi yepyeni bir yolun başında buluruz; kimi zaman da zor ve karmaşık kararların arasında bocalarız. Seçimlerimiz bizi şekillendirir, biz de bu şekil değiştirme sürecine her gün başka başka tercihlerle katkıda bulunuruz.
Seçimler, yalnızca büyük karar anlarında değil, günlük hayatın küçük detaylarında da bizimle. Sabah kaçta uyanacağımızdan, gün boyunca kimlerle vakit geçireceğimize; hatta akşam yemeğinde ne yiyeceğimize kadar birçok konuda irili ufaklı seçimler yapıyoruz. Her birinin etkisi farklı olsa da, hepsi birleşerek hayatımızın bütününü oluşturuyor. Günlük rutinlerin arkasındaki bu tercih döngüsü, hayatımızın akışını ve kimliğimizi belirleyen başlıca etkenlerden biri.
Özellikle hayatımızın önemli dönemeçlerinde yaptığımız tercihler, bir bakıma bizi biz yapan yollara çıkarıyor. Üniversite seçimimiz, iş tercihimiz ya da hayat arkadaşımızı seçme sürecimiz; her biri farklı yönlerden bizi bugünkü halimize getiriyor. Ancak seçimlerimizi yaparken, her zaman kendimize dürüst davranabiliyor muyuz? Kararlarımızı gerçekten kendi arzularımıza ve değerlerimize göre mi alıyoruz, yoksa çevremizin beklentileri mi bize yol gösteriyor? İşte bu noktada, tercihlerimizin arkasındaki asıl motivasyonları sorgulamak gerekiyor.
Bazen tercih yapmanın zorluğundan kaçmak için kararları başkalarına bırakıyoruz ya da mevcut koşulların bizi yönlendirmesine izin veriyoruz. Bu rahat bir yol gibi görünse de, uzun vadede bizi mutsuz bir sonuca götürebiliyor. Kendi irademizle yaptığımız seçimler, başarısız olsak bile bizi güçlü kılar, çünkü o başarısızlık bile bizim bir parçamız olur. Başkasının yolunda yürüyüp yanlış bir yere vardığımızda ise suçlayacak başka kimse bulamayız, çünkü yolun başında irademizi teslim etmişizdir.
İçinde bulunduğumuz çağda ise seçeneklerin bolluğu, tercih yapmayı daha da zorlaştırıyor. Artık hemen her şey elimizin altında; bilgiye, seçeneklere, imkanlara ulaşmak çok kolay. Ancak bu kadar çok seçenek içinde doğru olanı bulmak, bazen bir kâbusa dönüşebiliyor. “Her şey mümkün” duygusu, karar verme anında bizi duraksatan ve kafamızı karıştıran bir etken haline geliyor. Tercih yaparken, belki de asıl yapmamız gereken şeyin bu bolluk içinde kendi değerlerimize uygun olanı bulmak olduğunu unutmamalıyız.
Her seçim bir vazgeçiştir derler, ve bu sözün doğruluğu yaşadıkça daha da belirgin hale geliyor. Yeni bir şey seçerken, arkamızda bırakmamız gereken şeylerin de farkında olmalıyız. İşte bu yüzden, seçim yaparken sadece neyi kazanacağımıza değil, neyi kaybedeceğimize de bakmalıyız. Çünkü her kazanç, başka bir şeyden vazgeçmeyi gerektirir; ve ancak bu dengeyi gözeterek yapılan tercihler bizi tatmin eden sonuçlara ulaştırır.