Günlük hayatın koşturmacası içinde, çoğu zaman kendimize dönüp bakmayı unutuyoruz. Sabah işe yetişme telaşı, akşam yorgunluk, haftalarca süren rutinler içinde kayboluyoruz. Bazen bir nefes almak, biraz durup düşünmek, geçmişi gözden geçirip geleceğe daha bilinçli adımlarla yürümek gerekir. İşte Ramazan tam da bu noktada ruhumuz için bir durak, bir yenilenme fırsatı sunuyor.
Günümüzde teknolojiyle iç içe yaşıyoruz. Telefonlarımız, bilgisayarlarımız zamanla yavaşlıyor, eskiyor, gereksiz dosyalarla doluyor. Çözüm ise çoğu zaman basit: Fabrika ayarlarına dönmek, sistemi sıfırlamak ve yeni bir başlangıç yapmak. Peki, insanın iç dünyası bundan farklı mı? Ramazan, bize bir ay boyunca ruhumuzu sıfırlama, içimize dönme, kendimizi gözden geçirme imkânı sunuyor. Adeta ruhumuzun fabrika ayarlarına dönmesi için bir fırsat.
Ramazan ayı, sadece aç kalmanın ötesinde, insanın kendini yeniden inşa etme sürecidir. Şehirlerin sokakları iftar sofralarının telaşıyla dolarken, zihinlerde de farklı bir hareketlilik başlar. Birey, kendi iç dünyasına daha fazla yönelir, sorgular, düşünür ve farkına varır. Günlük hayatın koşturmacasında gözden kaçan manevi değerler, bu ayda yeniden hatırlanır.
Bu süreçte insan, sahip olduklarının değerini daha iyi anlar. Bir bardak suyun, bir lokma ekmeğin kıymeti, aç kaldıkça daha derinden hissedilir. Empati yeteneğimiz güçlenir, yoksulluğun ve açlığın ne demek olduğunu bizzat deneyimleyerek öğreniriz. Ramazan, sadece bedenimizi değil, ruhumuzu da terbiye eden bir aydır.
Ancak Ramazan'ın asıl değeri, insanın varoluşsal bir sorgulama yapmasına imkân tanımasıdır. Neden bu dünyadayız? Hayatın anlamı nedir? Geçirdiğimiz günleri nasıl daha anlamlı kılabiliriz? Bu soruların cevapları, belki de Ramazan'ın sessizliğinde, sahur vakitlerinde ya da iftar sonrası derin düşüncelerde şekillenir.
Modern dünyanın hızına kapılan insan için bu ay, 'Dur, düşün ve yeniden başla.' diyen bir hatırlatmadır. Ruhsal yorgunluklarımızı bir kenara bırakıp, hayatımıza yeni bir yön vermek için bir fırsattır. Tıpkı eskiyen, yavaşlayan bir bilgisayarı sıfırlayıp hızlandırmak gibi, Ramazan da ruhumuzu tazeler ve yeni bir başlangıç yapmamıza vesile olur.
Öyleyse bu Ramazan'ı bir fırsat bilip, kendimize dönelim. Ruhumuzu arındıralım, fazlalıklardan kurtulalım ve hayata yeniden, daha bilinçli bir başlangıç yapalım.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
ŞehirMedya
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Azize Yüksel
Bir ayda ruhunu tazelemek mümkün mü?
Günlük hayatın koşturmacası içinde, çoğu zaman kendimize dönüp bakmayı unutuyoruz. Sabah işe yetişme telaşı, akşam yorgunluk, haftalarca süren rutinler içinde kayboluyoruz. Bazen bir nefes almak, biraz durup düşünmek, geçmişi gözden geçirip geleceğe daha bilinçli adımlarla yürümek gerekir. İşte Ramazan tam da bu noktada ruhumuz için bir durak, bir yenilenme fırsatı sunuyor.
Günümüzde teknolojiyle iç içe yaşıyoruz. Telefonlarımız, bilgisayarlarımız zamanla yavaşlıyor, eskiyor, gereksiz dosyalarla doluyor. Çözüm ise çoğu zaman basit: Fabrika ayarlarına dönmek, sistemi sıfırlamak ve yeni bir başlangıç yapmak. Peki, insanın iç dünyası bundan farklı mı? Ramazan, bize bir ay boyunca ruhumuzu sıfırlama, içimize dönme, kendimizi gözden geçirme imkânı sunuyor. Adeta ruhumuzun fabrika ayarlarına dönmesi için bir fırsat.
Ramazan ayı, sadece aç kalmanın ötesinde, insanın kendini yeniden inşa etme sürecidir. Şehirlerin sokakları iftar sofralarının telaşıyla dolarken, zihinlerde de farklı bir hareketlilik başlar. Birey, kendi iç dünyasına daha fazla yönelir, sorgular, düşünür ve farkına varır. Günlük hayatın koşturmacasında gözden kaçan manevi değerler, bu ayda yeniden hatırlanır.
Bu süreçte insan, sahip olduklarının değerini daha iyi anlar. Bir bardak suyun, bir lokma ekmeğin kıymeti, aç kaldıkça daha derinden hissedilir. Empati yeteneğimiz güçlenir, yoksulluğun ve açlığın ne demek olduğunu bizzat deneyimleyerek öğreniriz. Ramazan, sadece bedenimizi değil, ruhumuzu da terbiye eden bir aydır.
Ancak Ramazan'ın asıl değeri, insanın varoluşsal bir sorgulama yapmasına imkân tanımasıdır. Neden bu dünyadayız? Hayatın anlamı nedir? Geçirdiğimiz günleri nasıl daha anlamlı kılabiliriz? Bu soruların cevapları, belki de Ramazan'ın sessizliğinde, sahur vakitlerinde ya da iftar sonrası derin düşüncelerde şekillenir.
Modern dünyanın hızına kapılan insan için bu ay, 'Dur, düşün ve yeniden başla.' diyen bir hatırlatmadır. Ruhsal yorgunluklarımızı bir kenara bırakıp, hayatımıza yeni bir yön vermek için bir fırsattır. Tıpkı eskiyen, yavaşlayan bir bilgisayarı sıfırlayıp hızlandırmak gibi, Ramazan da ruhumuzu tazeler ve yeni bir başlangıç yapmamıza vesile olur.
Öyleyse bu Ramazan'ı bir fırsat bilip, kendimize dönelim. Ruhumuzu arındıralım, fazlalıklardan kurtulalım ve hayata yeniden, daha bilinçli bir başlangıç yapalım.