Bugün dilimizdeki pek çok değim ve kelime ne yazık ki yıllar içinde anlamsız bir şekilde değişmiş, anlamını kaybetmiş ve belki de anlamının tam tersi bir hale gelmiştir.
Dikkatsiz dil kullanımının yanı sıra az kelimeyle ifade şeklinin tercih edilmesi de mutlaka bunda etkili oluyor. Kelimelerin anlamını ya da deyimlerin anlamını bilmeden kullanıyoruz. Kulaktan kulağa kelimeler de değimler de tamamen değişiyor ve tamamen başka hale geliyor işte onlardan biri.
“Atı alan Üsküdar’ı geçti”
Bir alıntı ile açıklayalım:
“Tamamen özünden ve anlamından kopmuş bir deyim. İş işten geçti'' anlamında kullanılıyor.
Ancak burada adı geçen "ÜSKÜDAR" İstanbul'un Anadolu yakasındaki bir semt olan "ÜSKÜDAR" değildir.
Aslında bu bir posta deyimi. Gazneliler, Karahanlılar ve Büyük Selçuklular devirlerinde postacılara "Esbkûydâr" denirdi.(zaman içinde halk dilinde okunuşu Üsküdar)
Kelimenin aslı Farsça. "Esb": at , "Kûy":yol, köy "dâr": cı, cu takısı (hükümdar, defterdar, tahsildar, veznedar,alemdar, serdar,payidardaki takılar gibi)
Eski devirlerde devlet yollarında sadece belli amaçlarla seyahat edilirdi. Kervanlar, ticaret amaçlı, askerler devleti koruma amaçlı, eşkıyalar soygun amaçlı ve postacılar haber taşıma amaçlı dolaşırlardı.
Bunun dışında halkın gezme amacıyla yola düşmesi söz konusu değildi. Herhangi bir işi olan, belli kurallar dahilinde, korumalarla yol alan kervanlarla seyahat ederlerdi.
Atla yola sadece postacılar çıkarlar, ve son derece süratle menzilden menzile koşarlardı. Ülkenin en iyi ata binenleri posta hizmetlerinde kullanılır, bunlar çok hızlı at sürerlerdi.
Bir şeyin artık geç kalındığı için yapılamayacağını belirtmek için "Atı çalan o kadar süratli kaçtı ki, ülkenin en iyi sürücüleri olan postacıyı bile geçti. Artık tutulmaz.!" Denirmiş.”
Hasılı dilimize kültürümüze sahip çıkmalı, Türkçemizin zenginliğini bilmeli öğrenmeli ve öyle aktarmalıyız geleceğe…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Deniz Akın
Kelimeler ve değişen anlamlar!
Bugün dilimizdeki pek çok değim ve kelime ne yazık ki yıllar içinde anlamsız bir şekilde değişmiş, anlamını kaybetmiş ve belki de anlamının tam tersi bir hale gelmiştir.
Dikkatsiz dil kullanımının yanı sıra az kelimeyle ifade şeklinin tercih edilmesi de mutlaka bunda etkili oluyor. Kelimelerin anlamını ya da deyimlerin anlamını bilmeden kullanıyoruz. Kulaktan kulağa kelimeler de değimler de tamamen değişiyor ve tamamen başka hale geliyor işte onlardan biri.
“Atı alan Üsküdar’ı geçti”
Bir alıntı ile açıklayalım:
“Tamamen özünden ve anlamından kopmuş bir deyim. İş işten geçti'' anlamında kullanılıyor.
Ancak burada adı geçen "ÜSKÜDAR" İstanbul'un Anadolu yakasındaki bir semt olan "ÜSKÜDAR" değildir.
Aslında bu bir posta deyimi. Gazneliler, Karahanlılar ve Büyük Selçuklular devirlerinde postacılara "Esbkûydâr" denirdi.(zaman içinde halk dilinde okunuşu Üsküdar)
Kelimenin aslı Farsça. "Esb": at , "Kûy":yol, köy "dâr": cı, cu takısı (hükümdar, defterdar, tahsildar, veznedar,alemdar, serdar,payidardaki takılar gibi)
Eski devirlerde devlet yollarında sadece belli amaçlarla seyahat edilirdi. Kervanlar, ticaret amaçlı, askerler devleti koruma amaçlı, eşkıyalar soygun amaçlı ve postacılar haber taşıma amaçlı dolaşırlardı.
Bunun dışında halkın gezme amacıyla yola düşmesi söz konusu değildi. Herhangi bir işi olan, belli kurallar dahilinde, korumalarla yol alan kervanlarla seyahat ederlerdi.
Atla yola sadece postacılar çıkarlar, ve son derece süratle menzilden menzile koşarlardı. Ülkenin en iyi ata binenleri posta hizmetlerinde kullanılır, bunlar çok hızlı at sürerlerdi.
Bir şeyin artık geç kalındığı için yapılamayacağını belirtmek için "Atı çalan o kadar süratli kaçtı ki, ülkenin en iyi sürücüleri olan postacıyı bile geçti. Artık tutulmaz.!" Denirmiş.”
Hasılı dilimize kültürümüze sahip çıkmalı, Türkçemizin zenginliğini bilmeli öğrenmeli ve öyle aktarmalıyız geleceğe…