Ramazan ayının başlarında hepimiz aynı güçlüğü çekiyoruz aslında. İlk birkaç gün vücudun yeni beslenme alışkanlığına alışması sırasında tepki vermesi. Gün boyu su ve gıda kesilince vücut kendine göre bir tepki mekanizması oluşturuyor. İşte bu noktada uzmanlar iftarın ikiye bölünmesi gerektiğini yani dinlene dinlene yenilmesi gerektiğini ifade ediyor.
İşte notlardan birisi de Özel Medicabil Yıldırım Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dyt. Bahar Gül ramazan beslenmesine yönelik önemli uyarılarda bulundu. Ramazan ayında günde iki öğüne düşen beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Dyt. Bahar Gül, “Sahur öğününü asla atlamayın. Sahura kalkılmaması kişinin gün içerisinde kan şekerinin düşmesine ve halsizlik yaşamasına neden olmaktadır. Gün boyu kişinin susuzluk problemi yaşamasına neden olabilecek kızartmalar, hamur işleri, tatlılar, çok tuzlu ve baharatlı yiyecekler tercih edilmemelidir. Sahurda ana yemek kategorisindeki yiyeceklerden ziyade daha çok yumurta, peynir, az tuzlu zeytin, tam buğday ekmeği, bolca yeşillik gibi kahvaltı çeşitleri tercih edilmelidir” dedi. Açıklamasında “İftar mutlaka 2 öğüne bölünmelidir” diyen Özel Medicabil Yıldırım Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dyt. Bahar Gül, “Orucumuzu açarken içtiğimiz ilk su mutlaka ılık olmalıdır. Birden art arda 4-5 bardak su içmek midede şişkinliğe ve hazımsızlığa neden olabilmektedir. İftar mutlaka 2 öğüne bölünmelidir. Çorba ve kahvaltılıklar tüketildikten sonra ana yemeğe geçmeden önce 10-15 dakika ara verilmesi önerilmektedir. İftar sofrasında kızartma, kavurma gibi çok yağlı yiyecekler tercih edilmemelidir. Çorba çeşidi olarak da kremalı, soslu çorbalar önerilmemektedir. Vücut gün boyu susuz kalacağı için iftarla sahur arasındaki vakitte 2-2,5 litre su mutlaka tüketilmelidir. Tansiyon problemi olmayan bireyler sıvı ve elektrolit dengesini yerine koymak için sade maden suyunu da tercih edebilirler” şeklinde konuştu. Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dyt. Bahar Gül, bazı şartlar ve koşulların yanı sıra birçok hastalığın da oruç tutmak için engel teşkil edebildiğini dile getirirken, “Kronik hastalığı olan, sürekli ilaç kullanan, uzun süre aç kalması riskli kişilerin oruç tutmadan önce mutlaka hekimlerine danışmaları gerekmektedir. Ayrıca, hamileler, emziren anneler, kalp ve damar hastaları, diyabet hastaları, aşırı zayıf kişiler, vücut direnci düşük olanlar, mide ve bağırsak ülseri olanlar, yeni ameliyat geçirenler, kemoterapi gören kanser hastaları oruç tutmamalı ya da doktor kontörlünde tutmalıdır” dedi.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
ŞehirMedya
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Elif Sucu
Aman iftara dikkat edin!
Ramazan ayının başlarında hepimiz aynı güçlüğü çekiyoruz aslında. İlk birkaç gün vücudun yeni beslenme alışkanlığına alışması sırasında tepki vermesi. Gün boyu su ve gıda kesilince vücut kendine göre bir tepki mekanizması oluşturuyor. İşte bu noktada uzmanlar iftarın ikiye bölünmesi gerektiğini yani dinlene dinlene yenilmesi gerektiğini ifade ediyor.
İşte notlardan birisi de Özel Medicabil Yıldırım Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dyt. Bahar Gül ramazan beslenmesine yönelik önemli uyarılarda bulundu. Ramazan ayında günde iki öğüne düşen beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Dyt. Bahar Gül, “Sahur öğününü asla atlamayın. Sahura kalkılmaması kişinin gün içerisinde kan şekerinin düşmesine ve halsizlik yaşamasına neden olmaktadır. Gün boyu kişinin susuzluk problemi yaşamasına neden olabilecek kızartmalar, hamur işleri, tatlılar, çok tuzlu ve baharatlı yiyecekler tercih edilmemelidir. Sahurda ana yemek kategorisindeki yiyeceklerden ziyade daha çok yumurta, peynir, az tuzlu zeytin, tam buğday ekmeği, bolca yeşillik gibi kahvaltı çeşitleri tercih edilmelidir” dedi. Açıklamasında “İftar mutlaka 2 öğüne bölünmelidir” diyen Özel Medicabil Yıldırım Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dyt. Bahar Gül, “Orucumuzu açarken içtiğimiz ilk su mutlaka ılık olmalıdır. Birden art arda 4-5 bardak su içmek midede şişkinliğe ve hazımsızlığa neden olabilmektedir. İftar mutlaka 2 öğüne bölünmelidir. Çorba ve kahvaltılıklar tüketildikten sonra ana yemeğe geçmeden önce 10-15 dakika ara verilmesi önerilmektedir. İftar sofrasında kızartma, kavurma gibi çok yağlı yiyecekler tercih edilmemelidir. Çorba çeşidi olarak da kremalı, soslu çorbalar önerilmemektedir. Vücut gün boyu susuz kalacağı için iftarla sahur arasındaki vakitte 2-2,5 litre su mutlaka tüketilmelidir. Tansiyon problemi olmayan bireyler sıvı ve elektrolit dengesini yerine koymak için sade maden suyunu da tercih edebilirler” şeklinde konuştu. Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dyt. Bahar Gül, bazı şartlar ve koşulların yanı sıra birçok hastalığın da oruç tutmak için engel teşkil edebildiğini dile getirirken, “Kronik hastalığı olan, sürekli ilaç kullanan, uzun süre aç kalması riskli kişilerin oruç tutmadan önce mutlaka hekimlerine danışmaları gerekmektedir. Ayrıca, hamileler, emziren anneler, kalp ve damar hastaları, diyabet hastaları, aşırı zayıf kişiler, vücut direnci düşük olanlar, mide ve bağırsak ülseri olanlar, yeni ameliyat geçirenler, kemoterapi gören kanser hastaları oruç tutmamalı ya da doktor kontörlünde tutmalıdır” dedi.