SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Tek Kişilik Cumhuriyetin Yaşaması

Yazının Giriş Tarihi: 30.10.2024 15:23
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.10.2024 15:24

29 Ekim nedir? Padişahlığın el değiştirmesidir. Ancak Meşruti Monarşiden, mutlakıyete geçiş günüdür. Mutlakıyetle ezilenler için 29 Ekim nasıl bir bayramdır? 29 Ekim, Seçimin olmadığı, tek partinin zorunlu sayıldığı, özgür basının yok edildiği, savunma hakkının bulunmadığı, yurttan kovulan düşmanın her şeyinin hükümet zoruyla "inkılap" adıyla yerleştirildiği bir dönemin başlangıcıdır.

29 Ekim, atanmış memurlardan oluşan 400 kişilik meclisten yalnızca 137'sinin kararı ile ilan edilen "cumhuriyet", ilan edilmesiyle bir korku ve korkuluk döneminin başlangıcıdır. Bütün yurtta korkunun egemen olduğu bir dönemdir.

29 Ekim ile Türk halkının elde ettiği bir tek hak yoktur. Ancak seçme hakkını, haber alma hakkını, savunma hakkını, özgür yaşama hakkını ve kültürünü kaybetmiştir. Türk halkının müziğinin bile radyolardan yayınlanması yasaklanmıştır. Türkiye, resmi bayram bu arada 29 Ekim kutlamaları ile hem Kuzey Kore'ye ilham kaynağıdır, hem de Kuzey Kore ile yarışmaktadır.

29 Ekim ile başlayan tek kişi yönetiminde memur ve işçi sendikaları hem yoktur hem de hainlik sayılmıştır. Günümüzde memur ve işçi sendikalarının tek kişi yönetimini övmek için yarışmaları sendikacılık adına utanç vericidir.

29 Ekim ile başlayan tek kişi yönetiminde özgür basın yoktur. Gazeteler bir kişinindir, bir partinindir. 1950’lere kadar kişi ve parti basınından başka bir ses yoktur. Bunun için gazeteler, hükümet tarafından fonlanmıştır. Gazetelerin varlık nedeni, hükümetin lehine tek kişi lehine, dünyada eşi benzeri olmadığı gibi hayali propagandalarla halkı aldatmaktır. Günümüzde özgür basın olmanın sınırlarını zorlayan medyanın, tek kişi yönetimini övmesi, halkı aldatma alışkanlığına devam etmesidir.

29 Ekim ile başlayan tek kişi yönetiminde ekonomi liberalizm ile sosyalizm arasında uzun yıllar med cezir yaşamış, en sonunda ikisinin birleştirilmesiyle adına “karma ekonomi” denilen ucube bir sistem ortaya çıkmıştır. O ucube sistemle koç holding vb holdingler, halkın yoksulluğuna rağmen devlet desteği ile gümrük tarifeleri, ucuz iş gücü, ithalat yasağı, ucuz kredilerle hormonlu bir şekilde büyütülmüş bir haramzade sınıfı teşekkül ettirilmiştir. Holdinglerin tek kişi yönetimini övmek için yarışmaları çaresiz, yoksul halkı devlet desteği ile tırtıklamalarına duydukları özlemin şamatasıdır.

29 Ekim ile başlayan tek kişilik cumhuriyet idaresinde halk utanç verici bir yoksulluğa mahkum edilmiştir. 1929’dan itibaren parti basınında, Giresun, İstanbul ve İzmir gibi yerlerde açlıktan ölen insanların haberleri yer almaya başlamıştır. Ancak bu dönemde bile tek kişinin itibarı ülkenin varlık sebebi bilindiği için her şehirde saraylar ihdas edilmiş, yatlar alınmıştır.

Alfabe değiştirilmesiyle Türk halkının bütün tarihi birikimi çöpe atılmıştır. Eski harflerin öğretilmesi yasaklanmıştır. İşgalcilerin bile yapmadığı şekilde, eski harflerle binaların üzerine yazılmış olan tabelalar kırılarak sökülmüştür. Pek çok cami ya yıkılmış ya da camilikten çıkarılarak başka işler için kullanılmaya başlanmıştır.

Halkın din ve vicdan özgürlüğü yok edilmiştir. İslam hakkındaki bütün dersler kaldırılmış, hacca gidişler bile yasaklanmıştır. İslam dini tahrif edilmeye çalışılmış yalnızca tek kişi idaresinin bir payandası olarak istismar edilmeye çalışılmıştır. Tek kişinin uygun gördüğü şeklinde başta ezan olmak üzere pek çok ibadete kısıtlamalar ve yeni yasaklar getirilmiştir. Yüzlerce yıllık cami vakıflarının taşınmazları gasp edilmiş, haraç mezat satılmıştır.

Türklere faydası olmadı ancak Türk kanının üç kıtada sebil gibi akmasına neden oldu suçlamasıyla halifelik kaldırılmış ancak Ortodoks Hıristiyanların muadil kuruluşu olan Patrikhane 1821 Yunan isyanından başlayarak yaptığı bütün ihanetlere rağmen, sırf İngilizler öyle istiyor diye İstanbul’da varlığını sürdürmüştür. Üstelik halifeliğin kaldırılması bayram sayılırken nasıl olup ta patrikliğin devam edebildiği bile sorulamamıştır.

Ülke baştan sona yalnızca bir kişinin ve onun partisi CHP’nin özel mülkü sayılmıştır. Yurt dışından Hint Müslümanlarının gönderdiği yardım paralarına tek kişi el koyarak özel mülkü yapmış ve kurdurduğu İş Bankasını partisi CHP’ye armağan etmiştir. Yalnızca Banka mı? Halktan toplanan paralar ve bütçeden temin edilen paralarla inşa edilen Çankaya Sarayı bile CHP’nin malı yapılmış ve 1948’lerde yeniden hazineye satılmıştır.

Cumhuriyet kelimesinin anlamı, sözlüklerde, ansiklopedilerde her ne olursa olsun Türkiye’deki anlamı yukarıda özetlenenlerden ibarettir. Bu yüzden özgür basının, bağımsız yargının, seçme ve seçilme hakkının bulunmadığı 1950 öncesinde Türkiye’de cumhuriyet idaresi yoktur. 1950 öncesinde siyasi nedenlerle insanların keyfi olarak idam edildikleri askeri bir yönetimdir. Bir baskı idaresidir. Türk halkı için bir kayıp ve mihnet zamanıdır. Bütün bunların resmileştiği gün, 29 Ekim günüdür. Bayramlık hiçbir özelliği yoktur. Halk için korku ve umutsuzluk zamanıdır. Tek kişilik cumhuriyet idaresidir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.