Sözcü Gazetesi açık açık IMF çağrısı yapıyor. Gazetenin yazarı Ege Cansen köşesinden “IMF ile anlaşma yapılması halinde dövizin stabil hale gelecek, enflasyon düşecek ve yabancılar açısından güven oluşacak.” diyor. Bu görüşlerini desteklemek üzere de Prof. Dr. Korkut Boratav’ı örnek gösteriyor. Bilmeyenler için hemen kaydedelim; Sosyalist iktisatçı Prof. Dr. Korkut Boratav Marksist olarak bilinir. Çöken Marksizm’in savunucularından yani. Allah bu Marksistlere akıl fikir ihsan eylesin. Sırf “Tayyip’e gıcıklık olsun” diye kendi inançlarına zıt ne varsa savunur hale geldiler. Aslında iş öyle değil tabii.
Elizabeth devri İngiliz yazarlarından Christopher Marlowe’un ünlü eserindeki gibi Şeytanla işbirliği yapan Dr. Faustus misali amaçları yolunda kim olursa onunla işbirliği yapıyorlar.
IMF’nin geçmişte bu memlekete nelere mal olduğunu gençler bilmez.
Şu kadarını söyleyelim ki ekonominizi IMF’ye kaptırdığınızda egemenliğinizi de o ve onu idare edenlere kaptırırsınız. Size adım attırmazlar, boğarlar. Bunun sadece ekonomik alanda olacağını zannederseniz büyük sehviyyâta düşersiniz. Günümüz bebeleri için diğer değişle yanılgıya…
IMF’nin eline düştüğünüzde eliniz kolunuz öyle bir bağlanır ki hiçbir siyasi, stratejik kararı tek başınıza alamaz olursunuz. Bu da sizi hiç ama hiç istenmeyen yerlere sürükler sonunda. Kendi sanayiinizi kuramazsınız mesela. Silah, uçak gibi şeyleri istediğiniz gibi alamazsınız. Kendi otomobilinizi üretmenize izin verilmez…
Sonu vahimdir…
Bu Sözcü yazarı geçmişi bilmiyor değil elbet. Bal gibi biliyor ama Paganlara hizmet ederek “Tayyip’ten” kurtulacağını zannediyor. Ak Partiyi iktidardan düşürüp kendi iktidarlarını kuracaklar akılları sıra. Öyle olunca da gelsin arpalıklar.
Memlekete ne mi olacak?
O da ne?
Pis köylüler bağımsızlığa layık değil ki. Elit kesim “Avrupai” bir yaşam sürer, gerisi de bunlara hizmet eder. Kısa bacaklı kıllı adamların ticarette işi ne? İstanbul sermayesi yeter de artar bile!
Bu Ege Cansen hiç utanıp sıkılmadan Türkiye’yi “Hasta adam” ilan etmiş. Osmanlı’yı yıkmak için türlü şeytanlıklar yapan İngiliz ağzıyla konuşuyor…
Yazısının sırf bu bölümü bile zatın suiniyetini anlatmaya yeter de artar bile.
Ege Cansen! Kendine gel! Sen kimsin ki bu memlekete hasta adam yakıştırması yapıyorsun?
Bunlar İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye başkanlıklarını aldı ya, bir tarafları kabardı. Zafer kazandıklarını düşünüyorlar. Paganlar da veriyor gazı ve bunları konuşturuyor.
İşin aslı ise başka. Bakın Sayın Başkanımız ne diyor?
“İstanbul ve Ankara önemle üzerinde durulması gereken yerler olarak öne çıkıyor. Esasen biz İstanbul ve Ankara'da kaybetmedik. Tam tersine seçimi kazandık. Sayın genel başkan ne diyor diyenleriniz çıkabilir? Arkadaşlar, her şeyden önce kazanmak nedir kaybetmek nedir? İstanbul'da 39 ilçenin 24'ünde AK Parti, birinde MHP; 25 ilçeyi Cumhur İttifakı olarak almış bulunuyoruz. Kalan 14 ilçede de muhalefet ipi göğüslemiştir. 25'e 14 ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'ndeki toplam 312 üyeden 176'sı AK Parti'ye, 4'ü MHP'ye 132'si ise diğer partilere mensuptur. Ankara'da da durum farklı değildir. 25 ilçe belediyesinden 19'unu AK Parti, 3'ünü MHP aldı. Ne kaldı onlara? 3 tane.”
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Ahmet Alpan
Yeni tezgâh IMF çağrısı!
Elizabeth devri İngiliz yazarlarından Christopher Marlowe’un ünlü eserindeki gibi Şeytanla işbirliği yapan Dr. Faustus misali amaçları yolunda kim olursa onunla işbirliği yapıyorlar.
IMF’nin geçmişte bu memlekete nelere mal olduğunu gençler bilmez.
Şu kadarını söyleyelim ki ekonominizi IMF’ye kaptırdığınızda egemenliğinizi de o ve onu idare edenlere kaptırırsınız. Size adım attırmazlar, boğarlar. Bunun sadece ekonomik alanda olacağını zannederseniz büyük sehviyyâta düşersiniz. Günümüz bebeleri için diğer değişle yanılgıya…
IMF’nin eline düştüğünüzde eliniz kolunuz öyle bir bağlanır ki hiçbir siyasi, stratejik kararı tek başınıza alamaz olursunuz. Bu da sizi hiç ama hiç istenmeyen yerlere sürükler sonunda. Kendi sanayiinizi kuramazsınız mesela. Silah, uçak gibi şeyleri istediğiniz gibi alamazsınız. Kendi otomobilinizi üretmenize izin verilmez…
Sonu vahimdir…
Bu Sözcü yazarı geçmişi bilmiyor değil elbet. Bal gibi biliyor ama Paganlara hizmet ederek “Tayyip’ten” kurtulacağını zannediyor. Ak Partiyi iktidardan düşürüp kendi iktidarlarını kuracaklar akılları sıra. Öyle olunca da gelsin arpalıklar.
Memlekete ne mi olacak?
O da ne?
Pis köylüler bağımsızlığa layık değil ki. Elit kesim “Avrupai” bir yaşam sürer, gerisi de bunlara hizmet eder. Kısa bacaklı kıllı adamların ticarette işi ne? İstanbul sermayesi yeter de artar bile!
Bu Ege Cansen hiç utanıp sıkılmadan Türkiye’yi “Hasta adam” ilan etmiş. Osmanlı’yı yıkmak için türlü şeytanlıklar yapan İngiliz ağzıyla konuşuyor…
Yazısının sırf bu bölümü bile zatın suiniyetini anlatmaya yeter de artar bile.
Ege Cansen! Kendine gel! Sen kimsin ki bu memlekete hasta adam yakıştırması yapıyorsun?
Bunlar İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye başkanlıklarını aldı ya, bir tarafları kabardı. Zafer kazandıklarını düşünüyorlar. Paganlar da veriyor gazı ve bunları konuşturuyor.
İşin aslı ise başka. Bakın Sayın Başkanımız ne diyor?
“İstanbul ve Ankara önemle üzerinde durulması gereken yerler olarak öne çıkıyor. Esasen biz İstanbul ve Ankara'da kaybetmedik. Tam tersine seçimi kazandık. Sayın genel başkan ne diyor diyenleriniz çıkabilir? Arkadaşlar, her şeyden önce kazanmak nedir kaybetmek nedir? İstanbul'da 39 ilçenin 24'ünde AK Parti, birinde MHP; 25 ilçeyi Cumhur İttifakı olarak almış bulunuyoruz. Kalan 14 ilçede de muhalefet ipi göğüslemiştir. 25'e 14 ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'ndeki toplam 312 üyeden 176'sı AK Parti'ye, 4'ü MHP'ye 132'si ise diğer partilere mensuptur. Ankara'da da durum farklı değildir. 25 ilçe belediyesinden 19'unu AK Parti, 3'ünü MHP aldı. Ne kaldı onlara? 3 tane.”